Etiket: Yıllık

Merck Türkiye’de Strateji, Operasyon ve İş Mükemmeliyeti Direktörü Ataması

Ayşenur Kökenli Paksoy, Nisan ayı itibariyle Merck Türkiye Strateji, Operasyon ve İş Mükemmeliyeti Direktörü olarak göreve başladı 

Ayşenur Kökenli Paksoy, 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Virginia Üniversitesi Mclntire Ticari Bilimler Bölümü’nde Pazarlama ve Yönetim alanlarında lisans eğitimini tamamladı. Paksoy, profesyonel iş hayatına Washington D.C.’de WPP üyesi pazar araştırma firması Penn, Schoen, and Berland Associates’ta başladı. 2007 yılında Türkiye’ye dönerek Nielsen’ın Özel Araştırmalar bölümünde Müşteri Sorumlusu olarak çalıştı.  

Sonrasında ilaç sektörüne geçiş yaparak, sırasıyla Wyeth, Pfizer ve Novartis şirketlerinde edindiği 15 yıllık deneyiminde, kurumsal strateji, iş mükemmeliyeti ve pek çok farklı terapötik alanda pazarlama departmanlarında lokal ve global rollerde görev aldı. Paksoy, Merck Türkiye’ye katılmadan önce Novartis’te Oftalmoloji & Nörobilim Pazarlama Müdürü olarak çalışıyordu. İlaç sektörü deneyiminde birçok ürün lansmanı sürecini başarıyla yöneten Paksoy, hayata geçirdiği öncü projelerle pek çok ödül almıştır. Nisan ayı itibariyle Merck Türkiye Strateji, Operasyon ve İş Mükemmeliyeti Direktörü olarak yeni görevine başlayan Ayşenur Kökenli Paksoy, aynı zamanda Merck Türkiye Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zeytincilik sektörü ihracatta 1 milyar dolara koşuyor

Türkiye zeytincilik sektörüne son 20 yılda yaptığı yatırımların meyvelerini toplamaya başladı. 2002 yılında 90 milyon olan zeytin ağacı varlığını 192 milyonun üzerine çıkaran Türk zeytincilik sektörü, 2022-23 sezonunun ilk yarısında ihracatını yüzde 144’lük artışla 220 milyon dolardan 537 milyon dolara yükseltti.

Zeytincilik sektörünün ihracattaki rekor artışına en büyük katkıyı zeytinyağı ihracatı sağladı. 2022-23 sezonunda 422 bin tonluk rekor rekolteye ulaşan zeytinyağı sektörü bu rekolteyi dövize dönüştürerek 2022/23 sezonunun ilk yarısında 92 bin 143 ton zeytinyağı ihraç ederek Türkiye’ye 407,6 milyon dolarlık döviz getirisi sağladı.

Türkiye’nin 2012-13 sezonundaki 92 bin tonluk zeytinyağı ihracat rekoru, 2022-23 sezonunun ilk yarısında geçilmiş olurken, 2012-13 sezonundaki 292 milyon dolarlık zeytinyağı ihracat rakamı bu sezon yüzde 40 geliştirildi.

2021-22 sezonu da başarılı geçti

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Türkiye’nin zeytinyağı ihracatının 2021-22 sezonunda da başarılı bir dönem geçirdiği bilgisini verdi. Er, “2021/2022 sezonu özellikle zeytinyağı ihracatımız için çok verimli geçti. İhracat rakamlarımıza baktığımızda, bir önceki sezona oranla miktar bazında yüzde 32 artarak 44 bin tondan 58 bin tona, tutarda ise yüzde 49 artarak 135 milyon $’dan 201 milyon $’a ulaştı” dedi.

Ambalajlı zeytinyağı ihracatı yüzde 32 arttı

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda yapılan 2022 yılı olağan mali genel kurulunda konuşan EZZİB Başkanı Davut Er, sözlerini şöyle sürdürdü; “Özellikle ambalajlı zeytinyağı ihracatımız ise bu sezon yüzde 32’lik artışla 22 bin tondan, 29 bin tona yükseldi. Toplamda 107,7 milyon ABD$ tutarında zeytinyağını ambalajlı olarak ihraç ettik. Özellikle katma değeri yüksek bir ürün olarak ambalajlı zeytinyağı ihracatımızın yükselişini sektörümüz için son derece önemli bir gelişme olarak görüyorum. Dünya standartlarına göre kaliteli bir zeytinyağı üretimimiz var ve bu yağların ambalajlı olarak ihracatındaki artışı görmek bizi sevindiriyor ve ihracat hedeflerimize ulaşma konusunda umutlandırıyor.”

Zeytinyağını daha katma değerli ihraç ettik

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatındaki başarısına 2022/23 sezonunda yeni bir halka eklediklerinin altını çizen Başkan Er, “Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı 1 Kasım 2022 – 24 Nisan 2023 tarihleri arasında 92 bin 143 ton karşılığı 407,6 milyon dolara ulaştı. Sektörümüz zeytin ve zeytinyağı ihracatıyla 2022-23 sezonunun geride kalan ilk yarısında ihracatını yüzde 144’lük artışla 220 milyon dolardan 537 milyon dolara taşıdı. 2023 yılında sektörümüzün ihracatının 1 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Sektörümüz için hayal gibi görünen 1 milyar dolar ihracat rakamına Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünde ulaşmak için çaba gösteriyoruz. Türkiye’nin bugüne kadar en çok zeytinyağı ihraç ettiği 2012/13 sezonundaki ihracat rakamlarına miktar olarak bu sezonun ilk yarısında ulaştık. Döviz getirisi olarak ise yüzde 40’lık ihracat artışı yakaladık. Bu rakamlar bu sezon zeytinyağımızı daha katma değerli ihraç ettiğimizin göstergesi” şeklinde konuştu

 

Zeytincilik sektörünün 2022/23 sezonunun ilk yarısındaki 537 milyon dolarlık ihracat performansına zeytinyağı sektörünün 407,6 milyon dolarlık tutarla en büyük katkıyı sağladığını aktaran Er, siyah zeytin ihracatında 81,5 milyon dolara, yeşil zeytin ihracatında 28,4 milyon dolara ve prina ihracatında da, 19,6 milyon dolarlık ihracat seviyesine ulaştıklarını vurguladı.

Türkiye’nin 192 milyona ulaşan zeytin ağacı varlığıyla yıllık 650 bin ton zeytinyağı ve 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin rekoltesi hedeflediğinin altını çizen EZZİB Başkanı Davut Er, bu rakamlara ulaşıldığında zeytinyağı üretiminde dünya ikincisi, sofralık zeytin üretiminde ise dünya birincisi konumuna geleceğini, ambalajlı zeytinyağı ihracatının artması için yeni bir destek modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği genel kurulunda, 2023 yılı bütçesi 14 milyon 500 bin TL olarak kabul edilirken, 2023 yılı iş programı da karara bağlandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TürkTraktör Faz 5 Emisyonlu En Yeni CASE İş Makinelerini Marble İzmir Fuarı’nda Sergiliyor

İş makineleri sektöründeki faaliyetlerini artan yatırımlarla 10 yıldır sürdüren TürkTraktör, CASE markalı iş makineleriyle 28. Marble İzmir Fuarı’nda yer alıyor. TürkTraktör, Faz 5 emisyon seviyesindeki en yeni iş makinelerini, ilk kez 26-29 Nisan tarihleri arasında düzenlenen mermer fuarında sektörün beğenisine sunuyor. 2020 yılında lansmanı yapılan Kazıcı Yükleyicilerin yeni Faz 5 modellerinin yanı sıra ağır iş makineleri ürün gamına yeni eklenen CASE 1121G Lastikli Yükleyiciler ve yeni seri CX350D ekskavatörler de fuarda müşteriler ile buluşuyor. Fuara özel satış sonrası kampanyası kapsamında tüm yedek parçalarda ekstra avantajlar da sunulacak.

 

TürkTraktör İş Makineleri İş Birimi Direktörü Boğaç Ertekin, doğal taş sektörünün dünyadaki en önemli buluşmalarından 28. Marble İzmir Fuarı’nda 181 yıllık köklü geçmişe sahip CASE iş makineleri ile tekrar yer almaktan mutluluk duyduklarını belirtti. CASE iş makinelerinin en yeni modellerini katılımcılarla buluşturduklarını ifade eden Ertekin, “69 yıllık bilgi, birikim ve tecrübeye sahip TürkTraktör olarak 2013 yılından bu yana iş makineleri alanında da faaliyet gösteriyoruz. Yerli üretimi geliştirme yönündeki çalışmalarımız doğrultusunda 2020 yılından bu yana CASE ve New Holland markalı Kazıcı Yükleyici iş makinelerini tesislerimizde üretiyoruz. Esnek üretim kapasitemiz, çevik çalışma stratejimiz, yaygın bayi ve servis ağımız ile kısa sürede pazarda önemli bir büyüme ivmesi yakaladık. TürkTraktör olarak geleceğe etki stratejimiz çerçevesinde ‘Şehirleri Dönüştürür, Geleceğe Hazırlar’ amacımıza paralel olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Marble İzmir Mermer Fuarı’nda Faz 5 emisyon seviyesindeki en yeni ve çevreci iş makinelerimizi ilk kez sergiliyor olmanın heyecanı içerisindeyiz.” dedi.

 

Ürün gamına yeni eklenen modellerden bahseden Ertekin, “Yerli üretim 695SV modelimizin yanı sıra ağır iş makineleri alanında önemli bir ilgi uyandıracağına inandığımız CASE 1121G Lastikli Yükleyicinin lansmanını da yaptığımız fuar, bu anlamda bizim için ayrı bir önem taşıyor. Geçtiğimiz yıl satışlarına başladığımız Faz 5 emisyonlu G serisi yükleyicilerimize, 2023 yılı itibariyle D ve E serisi Faz 5 ekskavatör modellerimizi de ekleyerek müşterilerimiz ile buluşturmaya başladık. Bu sayede geleceğe etki ve sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında karbon ve azot oksit yayılımımızı azaltarak çevre ve iklim değişikliği konularındaki hassasiyetimizi de vurgulamış oluyoruz. Faz 5 konusundaki deneyimlerimiz ve satış sonrası yetkinliklerimiz ile müşterilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Güç ve verimliliği çevreci bir şekilde bir araya getirirken sahadaki zorlu işlerde her türlü ihtiyaca yanıt veren iş makinelerimizi görmek, çalışma arkadaşlarımızla buluşmak ve özellikle müşterilerimizin geri bildirimlerini almak üzere tüm katılımcıları fuardaki standımızı incelemeye bekliyoruz.” dedi.

 

CASE Standında Sergilenen İş Makineleri Hakkında;

 

CASE 1121G Lastikli Yükleyici

CASE Lastikli Yükleyici ürün gamının en yeni üyesi 1121G modeli, FPT marka Cursor Model 6 silindirli, 8,7 litrelik Faz 5 emisyon seviyesinde motorla pazara sunuluyor. CASE’in patentli ve ödüllü küp şeklindeki radyatör tasarımı ve daha etkili ve verimli motor soğutma performansıyla öne çıkan CASE 1121G Lastikli Yükleyici, üstün motor teknolojisi sayesinde düşük motor devirlerinde yüksek tork performansları sunmaktadır.

 

Zorlu ve ağır işler gerektiren çalışma şartları için özel olarak tasarlanan 1121G’nin ağır hizmet tipi aksları, düşük sıcaklıklardaki suya ve ince döküntülere karşı dayanıklı olmasıyla dikkat çekiyor. G serisiyle birlikte tamamen değişen kabin yapısı, operatöre maksimum konfor vadediyor. Güçlendirilmiş kabin, yuvarlanan ve düşen nesnelere karşı ROPS ve FOPS Seviye II sertifikasyonlarıyla operatöre üst düzey bir güvenlik sağlıyor.

 

Tamamen yenilenen ön cam tasarımı ve iç hacmi artırılmış kabin yapısı operatöre daha geniş, ergonomik ve konforlu bir görüş açısı ve çalışma alanı sunuyor. Yeni dokunmatik ekran sayesinde operatör tüm makine işlevlerine hızlı bir şekilde erişebiliyor. Operatör, makineye entegre olarak sunulan kantar sistemiyle kova üzerine alınan malzemenin miktarını takip edebiliyor. Farklı malzemelerin karıştırılması gereken uygulamalarda kantar sistemi zamandan tasarrufla öne çıkıyor.  

 

CASE CX350D Paletli Ekskavatör

Faz 5 emisyon seviyesindeki en güncel motora sahip CASE CX350D, üstün performansı ve verimliliği çevreci ve temiz bir teknolojiyle birlikte sunuyor. Isuzu marka Common-Rail yüksek basınçlı yakıt enjeksiyon sistemine sahip motoru sayesinde, yüksek motor gücü ve düşük yakıt tüketimini bir arada sağlıyor.

 

Otomatik (A), Ağır (H) ve SP (Hız Öncelikli) olmak üzere 3 farklı çalışma modu bulunan CX350D ekskavatör ile operatör, uygulama koşullarını karşılayan uygun çalışma modunu seçerek ideal üretkenlik ve yakıt tasarrufunu birlikte elde edebiliyor.

 

CASE CX350D, bir önceki seriye göre güçlendirilmiş bom ve arm yapısı ve yürüyüş takımı sayesinde ağır iş kazılarında meydana gelen yüksek gerilimleri ve stresi başarılı bir şekilde karşılayarak performanstan ödün vermeden üstün verimlilik sunuyor. Kabin içindeki 7” renkli LED operatör ekranı ile birçok veri anlık olarak izlenebiliyor. Standart olarak sunulan geri görüş ve yan kameralar ile çalışma sahasına hakimiyet üst düzeye çıkıyor.

 

CASE 695SV Kazıcı Yükleyici

2023 yılıyla birlikte resmi olarak devreye alınan emisyon regülasyonlarını; değişen yeni kabini ve yeni özellikleri ile karşılayan CASE SV Serisi Kazıcı Yükleyiciler, Marble İzmir Fuarı’nda ilk kez beğeniye sunuluyor.

CASE 695SV Kazıcı Yükleyici, Common-Rail yakıt enjeksiyon sistemine sahip Faz 5 emisyon standartlarına uyumlu motoru ile hem çevreci hem de yüksek performanstan ödün vermiyor. Geleneksel olarak yakıt ekonomisi özelliği ile ön plana çıkan CASE Kazıcı Yükleyicilerde, SV Serisi ile birçok yakıt ekonomi fonksiyonu da makine üzerinde yer alıyor. Viskoz gövdeli soğutucu fan; motorun soğuk olduğu ilk çalışma esnasında devreye girmeyerek gereksiz güç ve yakıt tüketiminin önüne geçiyor. Otomatik rölanti sistemi arka kazıcı joysticklerin bırakılması sonrasında motoru rölanti devrine alarak yakıt tasarrufu sağlıyor. Pistonlu tip hidrolik pompa ise sadece ihtiyaç anında devreye girerek her zaman maksimum yakıt ekonomisi sunuyor. 

Ağır hizmet tipi şanzıman ve akslar uzun dayanım ve kullanım ömrü sunarken, standart olarak sunulan sınırlı kaydırmalı diferansiyel kilidi kaygan ve gevşek zeminlerde tekerleklerin patinaja düşmesini önleyerek her zaman maksimum çekişi garanti ediyor.

Güçlendirilmiş eğilimli bom tasarımı ile daha derin dik kazı imkanı tanıyan CASE 695SV Kazıcı Yükleyicide teleskopik arm ve kırıcı hidrolik tesisatı standart olarak bulunuyor. Geniş yükleyici kovası her bir çevrimde daha fazla üretkenlik sunarken, otomatik sarsıntısız yürüyüş sistemi operatörün kabin içerisindeki konforundan taviz vermiyor.

Konforlu ve daha geniş kabini ile operatör ergonomisini ön plana çıkaran CASE, sahip olduğu birçok kabin içi özelliği ile göz dolduruyor:

Joystick kazıcı kontrolleri

Yükleyici kontrol levyesi üzerinde F/N/R butonu

Yüksek performanslı klima sistemi

Hava süspansiyonlu ısıtmalı koltuk

Bluetooth radyo

Soğutmalı saklama bölmesi

Immobilizer kontak anahtarı

Fuarda Sergilenen Satış Sonrası Projeler Hakkında;

 

Ekonpar (Yenileştirilmiş Komponent Projesi) 

Sürdürülebilirlik ve karbon yayılımını azaltmak için hayata geçirilen Ekonpar projesi, kullanılmış bir komponente yenilemeler ve eklemeler yapılarak, orijinal özelliklerini bozmadan gerçekleştirilen yenileştirme çalışmalarını kapsamaktadır. Ürünün kullanım süresi içerisindeki onarım/değişim ihtiyacından hareketle tasarlanan projeyle hasarlı veya arızalı parçaların hurdaya atılmasının önüne geçerek çevre kirliliği azaltılıyor. Kullanılabilir durumda olan komponentleri tekrar kullanarak döngüsel ekonomiye katkıda bulunuluyor, karbon ayak izinin azaltılması sağlanıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Teknoloji İhraç Ediyor

Türkiye’nin teknoloji lideri 2 şirketi GTech ve OBSS Teknoloji, Symphony ürün ailesini dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmak için iş birliği yaptı. 2023 yılında yurt dışında yüzde 400 büyümeyi hedefleyen GTech, Türkiye’nin önde gelen yazılım ve teknoloji danışmanlığı şirketi OBSS ile yaptığı bu iş birliğiyle hedefini yakalamaya bir adım daha yaklaştı.

GTech; inovasyona dayalı büyümeyi hızlandırmaya yardımcı olan, doğru kurgulanmış mimari, esnek altyapı ve kolay entegrasyon yeteneğine sahip Ana Bankacılık çözümü Symphony Banking ürün ailesinin dünyanın farklı ülkelerindeki potansiyel müşterilere ulaşabilmesi için OBSS Teknoloji’nin uzman ekibi ile iş birliği yaptı. Türkiye’nin lider iki teknoloji şirketi arasında gerçekleşen bu iş birliği sayesinde, GTech’in kendi geliştirdiği lisanslı ürünleri dünyaya açılırken Türkiye teknoloji ihraç eden ülke konumunu da güçlendirecek. 

Finansal teknolojiler ve analitik konularda yurt içinde ve dışında katma değer yaratan ürünler ve çözümler sunan GTech’in en güçlü ürün gruplarından bir olan Symphony Banking, gerçek zamanlı işlem platformu ve açık API yapısı ile müşterilerinin bütün ihtiyaçlarını karşılayan gelişmiş bankacılık altyapısı sunuyor. Parametrik yapısı ile günümüz bankacılığının ihtiyaç duyduğu yeni ürünlerin hızlı bir şekilde pazara sunulmasına imkân tanıyan Symphony Banking aynı zamanda kullanıma hazır modeli ile düşük işletme ve bakım maliyeti sağlıyor. 

Çok kanallı hizmet yapısı ve açık API ile müşterilerin şube, internet ve mobil gibi çeşitli kanallardan bankacılık hizmetlerine gerçek zamanlı ve 7/24 kesintisiz erişimlerini sağlayan bu yeni nesil platform artık Türkiye’nin en büyük bankalarından sonra dünyanın büyük finans kuruluşlarının da hizmetine açılıyor. Türkiye’nin önde gelen yazılım ve teknoloji danışmanlığı şirketi OBSS Teknoloji, uçtan uca hizmet sunan 850 kişilik yetkin ekibi ve 18 yıllık tecrübesiyle Symphony Ürün Ailesi’nin dünyaya açılımını sağlayacak.

2023 yılında “global bir oyuncu olma” hedefini daha ileriye taşıdıklarını söyleyen GTech Yönetici Ortağı Gürhan Taşkaya “GTech olarak hem analitik hem de finansal teknolojiler alanında kurumlara bir pusula titizliğinde yol gösteriyor ve dijital dönüşümlerini sağlıyoruz. Uzun süredir Avrupa’daki müşterilerimize hizmet verirken geçen yıl Dubai ofisimizi açarak ürün ve çözümlerimizi Körfez Bölgesi, Güney Asya ve Afrika’ya da sunmaya başladık. Ayrıca Orta Asya’ya hizmet sunmak için Azerbaycan’da da ofis açmayı planlıyoruz. Yurt dışında büyüme hedefimizi şimdi çok anlamlı bir iş birliği ile hızlandırıyoruz.  Bankacılık, finans, sigorta, e-ticaret gibi sektörlerde lider markaların iş ortağı olan ve Türkiye’nin teknoloji sektöründe global rekabetçiliğini artırmaya çok önemli katkı sağlayan OBSS Teknoloji ile yaptığımız iş birliğinin bizi hedeflerimize ulaştıracağına inanıyoruz” dedi. 

OBSS Teknoloji’nin Kurucu Ortağı ve CEO’su Zafer Şen ise konuyla ilgili şunları söyledi: 

‘’OBSS olarak özellikle bankacılık ve finans alanında Türkiye’nin en büyük kuruluşlarıyla sürdürdüğümüz uzun soluklu iş ortaklığımızla farklılaşıyoruz. Bu alandaki deneyimimiz, farklı ve karmaşık yapılarda dijital dönüşüm ve teknoloji ihtiyaçlarına güçlü bir çözüm ortağı olmamızı sağlıyor. 7/24 online olan, günlük 3 milyon kullanıcı ve 150 milyon işlem hacimli sistemlerde deneyimliyiz. Bu bilgi birikimimizi GTech’le birlikte Symphony ürününü dünyaya açmak için kullanacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çip Üretim Tesisi için imzalar atıldı-Bakan Varank: “Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız”

TÜBİTAK ve Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) arasında Türkiye’nin yerli ve milli çip üretim tesisinin kurulması için işbirliği anlaşması imzalandı.  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 12 ay içinde Türkiye’de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretilmeye başlanacağını belirterek, “Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak.Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız” dedi.

 TÜBİTAK Gebze kampüsünde düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Mehmet Fatih Kacır, Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar katıldı.

“Türkiye yüzyılı”nın nişanelerinden biri olacak

Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülkemizin geleceğine yönelik teknoloji ve altyapı yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “Bugün de birbirinden değerli iki stratejik adım atıyoruz. Birincisi son zamanlarda dünyada tüm tedarik zinciri süreçlerini sekteye uğratan çip üretimi ile alakalı. Türkiye yüzyılının nişanelerinden biri olacak TÜBİTAK’ın yeni Çip Üretim Tesisi’nin tanıtımını gerçekleştiriyoruz” dedi. 

Çip endüstrisinin küresel pazar büyülüğünün 600 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Bakan Varank, “Bugün hemen hemen evimizde yer alan her cihazda bir çip yer alıyor. Ortalama bir otomobilde 1000’den fazla çip var. Hatta artık giyilebilir çiplerle dolaşıyoruz. Ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. 2030 yılına kadar çip pazarı büyüklüğü 1,5 trilyon dolara yaklaşacak” diye konuştu.

Çip endüstiri milli güvenlikte kritik öneme sahip

 Çip endüstrisinin milli güvenlik açısından da kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Bakan Varank,şunları söyledi:

 “Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkeler çip endüstrisine yönelik yeni yol haritalarını birer birer açıklıyor. Avrupa Komisyonu geçen yıl ‘’Avrupa Çip Yasası’’nı onayladı.  Çip endüstrisinde küresel pazar payını artırmak amacıyla 47 milyar dolarlık kamu ve özel sektör yatırımını harekete geçirdi. Yine aynı şekilde ABD, çip endüstrisinde arz güvenliğini sağlamak ve uzak doğuya bağımlılığı azaltmak amacıyla çip yasasını onayladı. 52 milyar dolarlık teşviği devreye aldı. Biz de Türkiye olarak Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde artık tam zamanında doğru teknolojilere yatırım yapıyoruz. Savunma sanayi şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu stratejik çiplerin hem tasarımını hem de üretimini TÜBİTAK’ta yapabiliyoruz. Savunma sanayinin ihtiyacı olan bu fotodedektör çiplerinin kilogram başına değeri ihracat değeri 388 bin dolar. Burada büyük bir katma değer var. Ülkemiz için bir fırsat var.”

12 ay içinde çip üretimi başlayacak

Çip üretim hattının kurulabilmesi için gerekli olan değeri 30 milyon doları bulan makinelerin, Hamad Bin Halife Üniversitesi tarafından temin edileceğini anlatan Bakan Varank, “TÜBİTAK BİLGEM ise temiz odaların inşa edilmesinden, makinelerin Katar’dan getirilerek kurulmasından ve tesisin işletilmesinden sorumlu olacak. Makine ekipmanların Gebze kampüsüne getirilmesinden sonra inşallah 12 ay içerisinde Türkiye’de ilk defa 65 nm çip üretimine başlayacağız. Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak” dedi.

600 milyon lira çip tasarım desteği

Bakan Varank, çiplerin üretimi kadar yerli ve milli imkanlarla tasarımının da oldukça önemli olduğunu ifade ederek, bu konuyla ilgili İstanbul Kalkınma Ajansı’nın yürüteceği bir destek çağrısına çıkılacağını açıkladı.3 yıllık bu programla 5 kişiden az tasarımcı çalıştıran çip tasarım firmalarına 600 milyon lira destek sağlanacağını belirten Bakan Varank, bu alanda nitelikle Ar-Ge faaliyeti yürüten ve insan kaynağı yetiştiren üniversitelere de 100 milyon lira destek sağlanacağını söyledi.

Bakan Varank, sektörün derinleşmesini sağlamak amacıyla 270 milyon lira bütçeli “Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Çağrısı”nın açılacağını, bu çağrıyla çip ihtiyacı olan büyük firmalar ile çip tasarım firmalarını bir araya getirileceğini söyledi.

Bakanlık olarak hedeflerinin, ülkeyi katma değerli ve yüksek teknolojili üretimde global bir üs haline getirmek olduğunu vurgulayan Varank, “Yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan girişimcilerimizin en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapacağız. Emin olun önümüzdeki yıllarda da bugün açılışını yaptığımız tesislerde geliştirilen yeni teknolojileri konuşuyor olacağız. Türkiye’yi küresel rekabette bir üst lige taşıyacak bu yatırımların, şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

“Hem yetkinliğimiz hem de altyapımız var”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, çip konusunun dünyanın gündeminde olan kritik bir mesele olduğuna vurgu yaparak, “Çip konusunda Türkiye’nin alt yapısı aslında var. 1983 yılından itibaren YİTAK yani yarı iletken teknolojileri araştırma laboratuvarımız vasıtasıyla Türkiye’de bu yetkinlik var ve aynı zamanda ülkemizin belki sınırlı da olsa savunma sanayi ihtiyaçları için biz bunu 2010’lu yılların başından itibaren karşılayabilecek bir yetkinliğe ve altyapıya sahibiz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü Yetkinlik boyutu önemli. Çünkü yetkinlik olmadan altyapıya sahip olmanın çok da bir önemi yok. O yüzden burada yetkinliğin ve altyapımızın bulunduğu YİTAL laboratuvarımız var.” ifadelerini kullandı. 

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) Rektörü Prof. Dr. Ahmad M. Hasnah da bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek tesisin önemine işaret etti. 

Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah tarafından çip üretim tesisi işbirliği protokolü imzalandı. 

Ardından girişimcilere son derece modern bir çalışma ortamı sunan Marmara Teknokent IDEA Kuluçka Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaş Newipe®’a 10 Milyon Euro’luk İşletme kredisi

Türkiye’nin lider ıslak mendil üreticisi Sapro,  25 yıllık deneyimiyle piyasaya sürdüğü dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe®’ın işletme sermayesi için 10 Milyon Euro’luk 4 yıl vadeli işletme kredisi aldı.

Marka, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fonu, yeni nesil sürdürülebilir kumaş Newipe®’ın üretimi için kullanacak.

Ürünlerini 65 ülkeye ihraç eden ve özel markalı ıslak mendil üretiminde Avrupa’nın en büyük dört üreticisinden biri olan Sapro, jenerik viskon kumaşlara kıyasla daha az karbon ayak izi bırakılarak üretilip doğaya dönüşü daha hızlı olan Newipe® üretimine yönelik 10 Milyon Euro’luk işletme kredisi aldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fon ile yeni nesil sürdürülebilir kumaşın daha geniş ölçekli üretiminin yanı sıra, işletme sermayesi ihtiyaçları da karşılanmış olacak.   

 

Karbon emisyonu yüzde 14 azaltılarak üretiliyor

Dünyada üretimi ilk kez Sapro tarafından gerçekleştirilen Newipe®, iki farklı teknolojinin bir araya getirilmesi ile tamamen doğal lifler kullanılarak imal ediliyor. Sapro; jenerik viskon kumaşla üretilen ıslak mendillere kıyasla daha yumuşak ve wetlaid kumaşlara kıyasla daha güçlü hale getirilen Newipe® ile hem tüketici ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılamayı hem de doğal yaşam döngüsünü desteklemeyi hedefliyor. Spunlace ve Wetlace teknolojilerinin birleştirilerek geliştirildiği en son üretim teknolojisi ürünü olan Newipe®, diğer viskon kumaşlarla kıyaslandığında, bileşenlerinin bir kısmı herhangi bir ön işleme tabi tutulmadan üretim prosesine alındığı için karbon emisyonunu yüzde 14 azaltarak üretiliyor ve biyolojik olarak doğada daha hızlı şekilde tamamen parçalanabiliyor.

 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ortak girişimiyle aldıkları fona ilişkin düşüncelerini açıklayan Sapro İcra Kurulu Üyesi ve Finans Direktörü Coşkun Cellek, Sapro’nun ihracattaki öncü kimliğini çevreye duyarlı üretim konusunda da devam ettirdiğini vurguladı. Sürdürülebilirliğin Sapro’nun öncelikleri arasında yer aldığının altını çizen Cellek, sözlerine şöyle devam etti: “Sapro olarak uzun süredir; operasyonel, yönetim ve finansal danışmanlığı kapsayan özel finansman ve sektöre özel danışmanlık çözümleri sunarak şirketlerin mümkün olan en iyi şekilde doğru seçimler yapmasına yardımcı olmasını amaçlayan ve  EBRD’nin faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde yalnızca davet esasına göre şirketlerin dahil olabildiği EBRD’nin Blue Ribbon programında yer almaktayız.

 

Yeni nesil viskon kumaş üretiminde kullanılmak üzere sağladığımız işletme kredisi; sürdürülebilirlik, performans kriterleri, çevresel ve sosyal etkilerin yönetimi alanında sorumlu ve kapsayıcı yönetim anlayışımızın uluslararası piyasalarca da desteklendiğini ortaya koyuyor. Şirketimizin güçlü bilanço ve sermaye yapısını teyit eden bu işleme imza atmaktan mutluluk duyuyoruz.

Ayrıca, dünyanın daha az karbon ayak izi bırakarak üretilen ve doğada daha hızlı çözünebilen ilk yeni nesil viskon içerikli ıslak mendilini üretmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için doğayı önceliğimize alarak doğal yaşam döngüsünü önemsiyoruz. Bu kapsamda iki farklı teknolojiyi birleştirerek, dayanıklılığı yüksek ve çok daha yumuşak bir kumaş elde ettik. Dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe® ile Türkiye ıslak mendil pazarında çevreye duyarlı üretim standartlarının yaygınlaşmasına da öncülük ediyoruz. Sektördeki öncü kimliğimizi ve çalışmalarımızı da çevreye duyarlı üretim konusunda devam ettiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla bir yandan sektörümüzün büyümesini sağlarken diğer yandan da ülkemizde dünya standartlarında, sürdürülebilirliği destekleyen üretim yapılmasına katkıda bulunuyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı