Etiket: Yaşam

MediaMarkt Türkiye CEO’su Faruk Kocabaş: “Elektronik Perakendeciliğinde Deneyim Şampiyonu Olacağız”

Avrupa’nın 1 numarası MediaMarkt, Türkiye’deki liderliğini sürdürürken yeni hedefini Deneyim Şampiyonluğu olarak belirledi.

 

Geniş ürün yelpazesiyle teknoloji severlere konforlu alışverişin keyfini sunan Avrupa’nın 1 numaralı ve Türkiye’nin lider elektronik perakendecisi MediaMarkt, 2022 mali yılı sonuçlarını açıkladı. MediaMarktSaturn Perakende Grubu’nun 2022 mali yılı cirosu 21,8 Milyar Euro olarak gerçekleşirken, yine aynı dönemde yapılan faaliyetler sonrasında elde edilen FVÖK 197 Milyon Euro olarak açıklandı. MediaMarkt Türkiye ise MediaMarktSaturn Perakende Grubu içerisinde en hızlı büyüme gösteren ülke oldu.

 

Türkiye pazarına girdiği ilk günden itibaren büyümesini sürdüren MediaMarkt, bugün 29 ilde 91 mağazada 230 bin metrekarenin üzerinde bir alanda hizmet veriyor ve Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi konumunda. Yatırımlarına hız kesmeden devam ederek geçtiğimiz günlerde Ankara’da Panora AVM içerisinde Türkiye’deki 91. mağazasının açılışını gerçekleştiren MediaMarkt, önümüzdeki 3 aylık dönemde Alanya, Antalya ve Isparta’da mağazalar açacak. 

 

Her geçen yıl istihdama katkı sağlamaya devam eden MediaMarkt Türkiye, 2021 yılında 2.495 olan çalışan sayısını bir sonraki sene 3.006’ya çıkarırken, 2022 yılı Ekim ayından bugüne kadar olan sürede %10’luk bir artış ile istihdam ettiği kişi sayısını 3.315’e çıkardı. 

 

Yeni Hedef Deneyim Şampiyonu Olmak

2022 yılında global stratejisinde tüketici elektroniği perakendeciliğinden, deneyim elektroniği perakendeciliğine yöneldiklerini söyleyen MediaMarkt Türkiye CEO’su Faruk Kocabaş, konuyla ilgili şunları söyledi: 

“Deneyim Şampiyonluğu yol haritamızı 4 ana başlık altında şekillendirdik. Bütünleşik kanal yaklaşımıyla, mağazalarımızda ve tüm dijital platformlarda sunduğumuz Alışveriş Deneyimi; sağladığımız servis ve hizmetlerde Kullanım Deneyimi; işini seven uzman çalışanlarımız için Çalışan Deneyimi; sürdürülebilirliğe katkıda bulunacak Sosyal & Çevresel Etki Deneyimi. Hedefimiz bu alanların tamamında ilk tercih edilen deneyim elektroniği perakendecisi olmak.”

 

“Alışveriş Deneyimini müşterilerimize hem mağazamızda hem de satın alma sonrasında en iyi şekilde yaşatıyoruz. 55 mağazamızda MediaMarkt Barista köşemiz bulunuyor. Mağazamızda alışverişe gelen müşterilerimiz, kahve makinesi satın almadan önce, diledikleri kahve makinesinde yapılmış kahveleri deneyimleyebiliyor veya ikram kahvelerin tadına bakabiliyorlar. Bu deneyim sayesinde müşterilerimiz satın almadan önce ürünün performansından emin olabiliyorlar. Bizi tercih eden müşterilerimize sunduğumuz ürün sevkiyat deneyiminin de en üst düzeyde olmasına önem veriyoruz. Zamanında teslimat performansımızda %99 oranında başarı elde ettik. 81 ilde kapıdan iade alımı hizmetimiz bulunuyor. Küçük ürün gruplarında saatli teslimat gerçekleştiriyoruz. Geri dönüştürülebilir materyalden kargo kutuları kullanımıyla ambalaj atıklarını azaltmayı ve atık kaynaklı karbon ayak izimizi önümüzdeki 2 yıl içinde %25 azaltmayı planlıyoruz.”

 

“Kullanım Deneyiminde ürün yaşam döngüsü boyunca sunduğumuz hizmetler ile tüketicinin ürünleri en iyi şekilde deneyimlemesini sağlıyoruz. Ürünün satın alındığı andan, tüm kullanım süresi boyunca üründen en yüksek verimin alınabilmesi için çok çeşitli satış sonrası hizmetler sunuyoruz. Müşterimiz ürününü yenilemek istediğinde, eskiyi ver yeniyi al dediğimiz geri alım olanağı sunarak, ürün yaşam döngüsünü uzatıyor; müşterimize mükemmel bir kullanım deneyimi sağlamaya devam ederken, aynı zamanda atık oranını azaltarak çevreye de katkı sağlıyoruz. Ayrıca Türkiye’de bir ilk olarak telefon kategorisinde müşterimizin ürünü arızalandığında tamiri yapılana kadar ikame ürün verebiliyoruz ve ikame ürün gamımızı da genişletmek için çalışıyoruz.”

 

Faruk Kocabaş, açıklamalarına şöyle devam etti: “Çalışan Deneyimini en üst noktaya taşımak için çalışanlarımızı teknoloji ile donatıyoruz, eğitim ve gelişimlerine yatırım yapıyoruz. 3.315 çalışanımıza sağladığımız mobil cihazlarla, teknolojideki uzmanlığımızı tüm altyapılarımıza da yansıtarak güçlendiriyoruz. Canlı ve interaktif tedarikçi ürün eğitimleri ve kategori bazlı eğitimler veriyoruz. Her çeyrekte en az 40 eğitimimiz oluyor. Top Employer Enstitüsü tarafından ‘En İyi İşverenler’den biri seçildik. Düzenli aralıklarla memnuniyet ölçümü yapıyoruz. Çalışanlarımızın %88’i “MediaMarkt’ta çalışmaktan gurur duyuyorum” ifadesini kullanıyor.

 

Sürdürülebilir bir gelecek için “Daha İyiye”

MediaMarkt Türkiye Sosyal & Çevresel Etki Deneyimi kapsamında “Daha İyiye” vizyonuyla dünyayı daha sürdürülebilir kılmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede ülkemizi daha fazla ağaçlandırmak için TEMA Vakfı aracılığı ile Gaziantep Çınarlı ağaçlandırma sahasında 10.000 fidanlık bir Hatıra Ormanı oluşturan MediaMarkt, alışveriş sonrası kendilerine e-posta ile iletilen memnuniyet anketini doldurarak MediaMarkt Hatıra Ormanı’nın oluşturulmasına katkıda bulunan müşterileriyle birlikte, sürdürülebilir bir geleceğe adım atmayı destekliyor.

 

MediaMarkt “Eğitimle Daha İyiye” Projesiyle deprem bölgesindeki 12 bin çocuğun umudu olacak

MediaMarkt Türkiye, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek deprem felaketinden etkilenen bölgelere uzun vadede katkıda bulunabilecek sürdürülebilir çalışmalara odaklanıyor. Deprem bölgesine yardım amacıyla açıkladığı 2 Milyon Euro’luk bağış fonu kapsamında MediaMarkt, gençlerin eğitim hayatına devam edebilmelerine destek olmak için Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile önemli bir projeye imza attı. MediaMarkt “Eğitimle Daha İyiye” projesi kapsamında 3 adet donanımlı TEGV Ateşböceği eğitim tırı oluşturarak, deprem bölgesine gönderecek. Eylül ayında başlayacak ve 3 yıl devam edecek bu proje kapsamında, ikinci ve sekizinci sınıf aralığındaki 12 bin çocuğun umudu olmak hedefleniyor ve deprem bölgesindeki çocukların eğitimine yönelik çalışmalara devam edileceği belirtiliyor.

 

Türkiye’nin 100. yılında deneyim odaklı yepyeni bir mağazacılık konsepti: MediaMarkt Lighthouse 

MediaMarkt Türkiye, perakendecilik anlayışını değiştirecek yepyeni bir konsept ile ilk Lighthouse mağazasını Ekim ayında İstanbul Marmara Park’ta açacağını duyurdu. Markaların ve Teknolojinin Evi olarak konumlandırılan bu yeni konsept mağazanın odak noktasına müşteri deneyimini alarak farklılaşacaklarını söyleyen MediaMarkt Türkiye CEO’su Faruk Kocabaş, Lighthouse mağazada, alanında yetkin uzmanlarla müşterilere en son teknolojileri göstermeyi, üstün müşteri hizmeti sunmayı ve benzersiz bir deneyim yaşatmayı hedefledikleri söyledi. Bu mağazada teknolojiyi tüketicilerle buluşturan Deneyim Alanları ve markaların en son yeniliklerini sundukları Butikler, Servis & Müşteri Hizmetlerine özel alanlar ve müşterilerin daha keyifli vakit geçirebilmeleri için özel bir kafeterya olacak.

 

Rakamlarla MediaMarkt

MediaMarktSaturn Perakende Grubu, Avrupa’da 13 ülkede, 1.000’den fazla mağazasında 45 binden fazla ürün çeşidiyle tüketicilerle buluşuyor.

Mağazalarda temas edilen müşteri sayısı ise 2.5 milyardan fazla

50 bini aşkın çalışanı bulunan MediaMarktSaturn Perakende Grubu’nun 2022 mali yılı cirosu 21,8 Milyar Euro

Yapılan faaliyetler sonrasında elde edilen FVÖK 197 Milyon Euro

MediaMarkt Türkiye’nin 29 ilde 91 mağazası ve toplamda 230 bin metrekareyi aşan alanı var.

3.315 kişiye istihdam sağlanıyor.

Yılda 300 milyonu aşkın ziyaretçiyi ağırlıyor.

Sadakat programı MediaMarkt CLUB’ın üye sayısı 4.5 milyona ulaştı.

Google’ın Türkiye’nin En Büyük Perakendecilerini dahil ettiği Bütünleşik Kanal Araştırmasında Deneyim 1.’si seçildi.

Enerji tüketimi kaynaklı karbon ayak izini önümüzdeki 5 yıl içerisinde %20 azaltmayı planlıyor.

100’den fazla çevre dostu ürün adedini 2023 yılı sonuna kadar 2 katına çıkarmayı hedefliyor.

Atık kaynaklı karbon ayak izini önümüzdeki 2 yıl içinde %25 azaltmayı amaçlıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaş Newipe®’a 10 Milyon Euro’luk İşletme kredisi

Türkiye’nin lider ıslak mendil üreticisi Sapro,  25 yıllık deneyimiyle piyasaya sürdüğü dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe®’ın işletme sermayesi için 10 Milyon Euro’luk 4 yıl vadeli işletme kredisi aldı.

Marka, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fonu, yeni nesil sürdürülebilir kumaş Newipe®’ın üretimi için kullanacak.

Ürünlerini 65 ülkeye ihraç eden ve özel markalı ıslak mendil üretiminde Avrupa’nın en büyük dört üreticisinden biri olan Sapro, jenerik viskon kumaşlara kıyasla daha az karbon ayak izi bırakılarak üretilip doğaya dönüşü daha hızlı olan Newipe® üretimine yönelik 10 Milyon Euro’luk işletme kredisi aldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fon ile yeni nesil sürdürülebilir kumaşın daha geniş ölçekli üretiminin yanı sıra, işletme sermayesi ihtiyaçları da karşılanmış olacak.   

 

Karbon emisyonu yüzde 14 azaltılarak üretiliyor

Dünyada üretimi ilk kez Sapro tarafından gerçekleştirilen Newipe®, iki farklı teknolojinin bir araya getirilmesi ile tamamen doğal lifler kullanılarak imal ediliyor. Sapro; jenerik viskon kumaşla üretilen ıslak mendillere kıyasla daha yumuşak ve wetlaid kumaşlara kıyasla daha güçlü hale getirilen Newipe® ile hem tüketici ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılamayı hem de doğal yaşam döngüsünü desteklemeyi hedefliyor. Spunlace ve Wetlace teknolojilerinin birleştirilerek geliştirildiği en son üretim teknolojisi ürünü olan Newipe®, diğer viskon kumaşlarla kıyaslandığında, bileşenlerinin bir kısmı herhangi bir ön işleme tabi tutulmadan üretim prosesine alındığı için karbon emisyonunu yüzde 14 azaltarak üretiliyor ve biyolojik olarak doğada daha hızlı şekilde tamamen parçalanabiliyor.

 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ortak girişimiyle aldıkları fona ilişkin düşüncelerini açıklayan Sapro İcra Kurulu Üyesi ve Finans Direktörü Coşkun Cellek, Sapro’nun ihracattaki öncü kimliğini çevreye duyarlı üretim konusunda da devam ettirdiğini vurguladı. Sürdürülebilirliğin Sapro’nun öncelikleri arasında yer aldığının altını çizen Cellek, sözlerine şöyle devam etti: “Sapro olarak uzun süredir; operasyonel, yönetim ve finansal danışmanlığı kapsayan özel finansman ve sektöre özel danışmanlık çözümleri sunarak şirketlerin mümkün olan en iyi şekilde doğru seçimler yapmasına yardımcı olmasını amaçlayan ve  EBRD’nin faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde yalnızca davet esasına göre şirketlerin dahil olabildiği EBRD’nin Blue Ribbon programında yer almaktayız.

 

Yeni nesil viskon kumaş üretiminde kullanılmak üzere sağladığımız işletme kredisi; sürdürülebilirlik, performans kriterleri, çevresel ve sosyal etkilerin yönetimi alanında sorumlu ve kapsayıcı yönetim anlayışımızın uluslararası piyasalarca da desteklendiğini ortaya koyuyor. Şirketimizin güçlü bilanço ve sermaye yapısını teyit eden bu işleme imza atmaktan mutluluk duyuyoruz.

Ayrıca, dünyanın daha az karbon ayak izi bırakarak üretilen ve doğada daha hızlı çözünebilen ilk yeni nesil viskon içerikli ıslak mendilini üretmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için doğayı önceliğimize alarak doğal yaşam döngüsünü önemsiyoruz. Bu kapsamda iki farklı teknolojiyi birleştirerek, dayanıklılığı yüksek ve çok daha yumuşak bir kumaş elde ettik. Dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe® ile Türkiye ıslak mendil pazarında çevreye duyarlı üretim standartlarının yaygınlaşmasına da öncülük ediyoruz. Sektördeki öncü kimliğimizi ve çalışmalarımızı da çevreye duyarlı üretim konusunda devam ettiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla bir yandan sektörümüzün büyümesini sağlarken diğer yandan da ülkemizde dünya standartlarında, sürdürülebilirliği destekleyen üretim yapılmasına katkıda bulunuyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

VIII.İstanbul Karbon Zirvesi

İklim değişti. İklim değişiyor.İklim değişecek. 

İklim krizinin etkileri yaşamda her yerde. Ülkemizin iklim dirençli sanayi ile büyümesi için finansmana erişimi ve düşük karbon ekonomisi yolu

8.İstanbul Karbon Zirvesi’nde irdelenecek.

 

2 Mayıs 2023 günü paydaşlar “İklim Dirençli Sanayi, Güçlü Türkiye” başlığında konusunun ilk ve tek etkinliği olan 8.İstanbul Karbon Zirvesi için İstanbul Teknik Üniversitesi’nin tescilli yeşil yerleşkesinde bir araya geliyor.İklim Direnci İçin İklim Finansmanı; Karbon Yönetimi ve Enerji; Karbon Yönetimi ve Endüstri oturumlarında lider kuruluşların üst yöneticileri delegelere hitap ederken sergide birebir etkileşim yaratılacak. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği 2023 Düşük Karbon Kahramanı ile Küçük Karbon Kahramanı ödülleri sahiplerini bulacak.

Konusunun ilk ve tek etkinliği

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ana desteğinde gerçekleştirilecek 8.İstanbul Karbon Zirvesi açılışını İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu yapacak. Çevre, Şehircilik ve  İklim Değişikliği Bakanlığı’nda İklim Değişkliği Başkanı Orhan Solak “Türkiye’nin Yeşil Dönüşüm Yolunda Net Sıfır Hedefi” adlı konuşmasıyla delegelere hitap edecek açıklamasını yapan İTÜ Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu konusunun ilk ve tek etkinliği gururumuz. Cumhuriyetimizin 100., İTÜ’müzün 250. yılında zirvemize güçlerini katan iş dünyasına teşekkürümüzü sunuyorum dedi.

Kalkınma bankacılığının liderleri zirvede 

Prof. Karaosmanoğlu “Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası yöneticileri “İklim Direnci İçin İklim Finansmanı” oturumunda bankalarının sürdürülebilirlik yönetimi, sundukları iklim finansmanı seçenekleri, tahvil ve sukuk ihracı, emisyon ticaret sistemi, sürdürülebilir finansmana erişim başlıklarını masaya yatıracak” diyerek bu oturumun iki bankamızca yeni sağlanan toplam 220 Milyon Euro kredinin, yatırımların finansmanında kullanımı öncesinde ayrı bir önem kazandığını vurguladı.

Sanayinin karbon yönetimi

“Ülkemizin rüzgâr, güneş ve su gücünden yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimi, elektrifikasyon, e-mobilite, enerji yönetimi yeni teknolojik çözümleri, enerji ve karbon ticareti başlıklarını Karbon Yönetimi ve Enerji oturumunda, endüstrimizin başta kimya sektöründe olmak üzere başardıklarını Karbon Yönetimi ve Endüstri oturumunda dinleyeceğiz. Kuruluşlarımızın yeşil, döngüsel, dijital dönüşümde iklim değişikliği ile mücadelelerini, ülkemizin iklim direncine katkılarını masaya yatıracağız” bilgisini veren Dr. Karaosmanoğlu zirvemizin enerjisine, kimyasına değer katacak sektör liderlerinin liderlerine peşinen teşekkür ederiz” dedi.

Karbon Kahramanlarını alkışlayacağız 

SÜT-D çocuklara sürdürülebilir yaşam kültürü kazandırılması ve karbonunu iyi yöneten nesiller yetişmesine katkı hedefli etkinlikler yapmakta ve Küçük karbon Kahramanı Ödülü vermekte. SÜT-D 2023 Küçük Karbon Kahramanı Koç Okulu Sosyal ve Teknolojik Girişimcilik, Yenilikçilik ve Yaratıcılık Kulübü (K-STEIC) oldu diyen Dr. Karaosmanoğlu “K- STEIC Haydi Kalk, Etrafa Bak Gösterisi” zirvemizde iklim dirençli yarınımız için umut olacak. Bu yıl Düşük Karbon Kahramanı aday başvurusunda 2021 rekorumuz kırıldı. Adayların sürdürülebilirlik yönetimi üst başlığında başta çevresel göstergelerinde olmak üzere sosyal ve yönetişimsel göstergelerine yansıyan sera gazı azaltımı başarılarını değerlendirdik. Kazananlar zirvemizdeki SÜT-D 2023 Düşük Karbon Kahramanı Ödül töreninde açıklanacak bilgisini verdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Havacılık Kriz Dönemlerinde Kritik Bir Rahatlama Sağlıyor

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), paydaşlara havacılığın doğal afetler ve insani kriz zamanlarında oynadığı kritik rolü hatırlattı.

Havayolu sektörü, IATA Dünya Kargo Sempozyumu için İstanbul’da bir araya gelirken, IATA Genel Direktörü Willie Walsh, önemli açıklamalar yaptı. Walsh, “Kriz vurduğunda, havacılık hep oradadır. Bağlantı, yardım ve ilk müdahale ekiplerini ihtiyaç duydukları yere ulaştırmak için çok önemlidir. Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremde de yine havacılığın önemi görüldü. Havayolları, depremin hemen ardından hayatların kurtarılmasına yardımcı oldu. Ve havayolları, hayati önem taşıyan kargo gönderileriyle toparlanmayı hızlandırmaya yardımcı olmaya devam ediyor” dedi.

Havacılığın sağladığı destekle;

• 90’dan fazla ülkeden 3.500 tonun üzerinde yardım ulaştırıldı

• Etkilenen bölgelere 350’den fazla yardım ve ülkesine geri dönüş uçuşu gerçekleştirdi

• Dünyanın dört bir yanından 130.000’den fazla müdahale ekibine ulaşım sağlandı

Teslim edilen kritik malzemeler arasında kışlık ceketler, battaniyeler, tuvaletler, hijyen malzemeleri, gıda, itfaiye ekipmanları, jeneratörler, çadırlar, su dağıtım rampaları, el fenerleri, uyku tulumları ve tıbbi malzemeler yer aldı.

Diğer yandan, Airlink, havacılık sektörünün krizlere nasıl tepki verdiğine dair güzel bir örnek sunuyor. Airlink, İnsani felaket zamanlarında bağışlanan havayolu kaynaklarını ve STK ihtiyaçlarını koordine eden kar amacı gütmeyen bir kuruluş. STK ve havayolu ortaklarıyla birlikte çalışan Airlink, 300 tonluk ek bir boru hattı ile 1.000 tonluk yardım malzemesinin etkilenen bölgeye taşınmasını koordine etti.

Şehirlerin ve altyapının dayanıklılığı, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (sırasıyla SDG 9 ve 11) temel bileşenleri. Bu, hava taşımacılığının rolünün hem kendi başına önemli bir altyapı bileşeni hem de topluluklar için hayati bir yaşam çizgisi olduğu kriz zamanlarında test edilir.

Walsh, bu konuda ise şunları söyledi: “Havayolları her gün insanları, kültürleri, işletmeleri ve ekonomileri birbirine bağlayarak insanlığa muazzam bir pozitif katkı sağlıyor. Bu, ekonomik büyümeyi ve sosyal gelişmeyi teşvik ediyor. Afet meydana geldiğinde, bu bağlantılar daha da kritik hale geliyor. Bunu akılda tutarak, havacılığın her zamankinden daha güvenli, emniyetli, güvenilir ve sürdürülebilir hale gelerek bu rolü yerine getirebilmesini sağlamak için tüm paydaşlarımızı bize katılmaya davet ediyoruz. Havayolları olağanüstü bir dayanışma göstererek dünyanın dört bir yanındaki etkilenen topluluklara hayati malzeme ve yardım sağladı. Krizler sırasında, hayatları birlikte yeniden inşa etmeye çabalayarak umut, rahatlama ve yardım getiriyoruz. Böyle bir fark yaratan bir sektörün parçası olmaktan gurur duyuyorum” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Perakende şirketleri tüketici taleplerindeki değişimi dikkate almalı

 EY araştırması, tüketicilerin beklentilerindeki değişime bağlı olarak, perakendecilerin müşteri odaklı değer sunmaya her zamankinden daha fazla odaklanmaları gerektiğini vurguluyor.

 

Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY, Future of Retail (Perakendenin Geleceği) raporuyla tüketicilerin temel beklentilerine ışık tutuyor ve şirketlere içinde bulunduğumuz yeni döneme yönelik öneriler sunuyor. Perakendecilerin, müşteri odaklı değer sunma konusunda her zamankinden daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çeken rapor; tüketici beklentilerindeki değişimleri dikkate almalarını ve sundukları değerlerin tüketiciler için ne anlama geldiğini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor. 

EY’ın Future of Retail raporuna göre, tüketiciler markalardan hayatlarını daha kolay, daha iyi ve daha tatmin edici hale getirmelerini bekliyor. Tüketici talepleri, markalar için yol gösterici nitelikte olan üç temel unsuru (the Three I’s) ortaya çıkarıyor: Görünmezlik (Invisibility), Vazgeçilmezlik (Indispensability) ve Samimiyet (Intimacy).

Görünmezlik (Invisibility): Perakendeciler; tüketicilerin ihtiyaç duyduğu ürünlere istedikleri yerde ve zamanda rahatlıkla ulaşmalarını sağlayarak hayatlarını kolaylaştırabilir ve satın alma işlemini neredeyse temassız ve farkında olmadıkları, otomatik bir süreç haline getirebilir.

Vazgeçilmezlik (Indispensability): Perakendeciler, tüketicilerin yaşamını iyileştirmek için ürünleri birbiriyle bağlantılı ve bütünsel olarak paket hizmet halinde sunabilir. Ürün ve hizmetlerin bir ekosistem aracılığıyla bir araya getirilmesi, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı bütünsel önceliklerini çözmek için güven sağlayabilir.

Samimiyet (Intimacy): Perakendeciler, tüketicilere kendilerini ve temel değerlerini yansıtan daha iyi deneyimler sunarak daha tatmin edici hale gelebilir. Ayrıca, kişiselleştirilmiş harika deneyimler sunmak sadakati arttırabilir.

 

EY raporuna göre markalar, tüketici ilgisini kazanmak ve korumak için bu üç değer unsurunu ideal bir şekilde harmanlayarak sunmalı; müşterilere zaman kazandırmak için hıza, rahatlığa ve verimliliğe odaklanan bir yaklaşım benimsemeli. Ayrıca, tüketici ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için hizmeti ve deneyimi rekabette farklılaştırmalı.

Diğer yandan, çevrimiçi deneyim yepyeni fırsatlar yaratıyor. Doğrudan tüketici (D2C) modeli, markaları giderek daha fazla “perakendeci” olmaya yönlendirirken, özel etiket (private label) kavramı perakendecilerin de giderek daha fazla markalaşmasına olanak sunuyor.

Fiziksel ve dijital perakende satış kanallarının hızla arttığı ve tedarik zincirlerinin hızla küreselleştiği günümüzde; seçenek, şeffaflık ve bulunabilirlik konularında yükseliş söz konusu. Bir zamanlar sadece birkaç marka ve birkaç mağaza ile sınırlı olan tüketici seçimi, şimdi yeni ürünleri ve kanalları içeren zengin bir satın alma seçeneğini kapsıyor. 

Günümüzde tüketiciler sorunsuz ve ultra konforlu alışveriş beklentisi içindeler. EY raporu, perakendenin nasıl evrimleşmesi gerektiğini ve gelecekte önemli olacak değer önerilerinin sonuçlarını ele alıyor. Tüketiciye ihtiyaç duydukları anda kolay ve hızlı bir perakende deneyimi sunmak önem kazanıyor. Ayrıca, ürünleri ve hizmetleri iş ortakları aracılığıyla bir araya getirerek, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı önceliklerini bütünsel olarak çözmek güven sağlıyor. Bunların yanı sıra tüketiciler, kişiselleştirilmiş deneyimlere ve ortak değerlere önem veriyor.

Yeniliklerin ve teknoloji platformlarının hızlı gelişimi beklentileri yükseltiyor 

EY Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal: 

“Perakendecilerin faaliyet tanımlarında artık tüketici daha merkezde yer alıyor. İnternet ortamı daha fazla bilgi, seçenek ve şeffaflık sağlarken; çevrimiçi platformlar tüketicilere nelerin mümkün olduğunu göstererek beklentileri yeniden tanımlıyor. Günümüzde hem dijital hem de fiziksel mağazalar, deneyime yepyeni boyutlar kazandırmaya devam ediyor. Tüketicilerin ürünlere erişme ve satın alma şeklini geliştirmeyi sürdürüyor. 

Bugün tüketiciler; diledikleri zaman, diledikleri yerde sürdürebildikleri ve kolayca tamamlayabildikleri alışveriş deneyimlerini benimsiyor ve bu deneyimleri alışverişlerinde giderek daha fazla tercih ediyor. Tüketiciler, arama motorlarını hızlı bir şekilde, şeffaf bilgileri ve ürün seçeneklerini toplamak için kullanıyor. Hız ve konfora yönelik beklentiler gittikçe artıyor. Yani artık tüketici istediğini, istediği zaman ve istediği yerde görme olanağına sahip oluyor. 

Sosyal ve çevresel değerler; tüketicilerin ne satın aldıklarından kimden satın aldıklarına kadar giderek daha belirleyici hale geliyor. Markalar için başarı ölçütü, sadece ürün satışına odaklı basit bir işlem olmaktan çıkıp, tüketiciyle güvenilir ve uzun vadeli ilişki kurabilme yeteneğiyle de tanımlanıyor. 

Perakende alanına yönelik değerli içgörüler sunan EY Future of Retail (Perakendenin Geleceği) raporu, perakendecilerin, somut ve soyut değerler sunarak müşterilerinin hayatlarına dokunma ve entegre olmanın yollarını bulması gerektiğini ortaya koyuyor.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Huzursuz Bağırsak Sendromu Kadınlarda Daha Sık Görülüyor

İrritabl bağırsak sendromu (İBS), hassas bağırsak, huzursuz bağırsak diye de tanımlanan, bağırsak hareketleri ve bağırsak fonksiyonlarını etkileyen kronik fonksiyonel bir gastrointestinal sistem hastalık olarak biliniyor. Sendromun semptomları, ağrı, şişkinlik, gaz, kabızlık veya ishal gibi değişkenlik gösteren gastrointestinal şikayetlerle ortaya çıkabiliyor. Aksiyete, depresyon, fibromiyalji, kronik ağrı ve yorgunluk sendromu gibi birçok hastalıkla da beraber görülebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Emre Yıldırım, 19 Nisan Dünya İBS Günü öncesi “İrritabl Bağırsak Sendromu” ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 

Görülme sıklığı artıyor

İBS, dünya genelinde yaygın bir durumdur ve ülkemizde yapılan çalışmalara göre görülme sıklığı %10-15’tir. Kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. İBS’nin altta yatan nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak artan bağırsak hassasiyeti, bağırsak hareketlerinde değişiklik, mikrobiyata ile bağırsak ve beyin arasındaki iletişim bozulması, enfeksiyonlar, stres, beslenme faktörleri ve hormonal değişiklikler gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

Tanıda diğer bağırsak sorunlarına da dikkat!

İBS tanısını koyabilmek için tek bir tanısal test bulunmamaktadır. Hekim; hastanın hikayesini, şikayetlerini ve süresini, fiziki muayene ile beraber değerlendirerek ilerlemektedir. Fiziki muayene, kan testleri, bazı görüntüleme testleri ve endoskopik incelemeler gibi çeşitli testler içermektedir. Ayırıcı tanıda, inflamatuar bağırsak hastalığı, bağırsak kanseri, laktoz intoleransı, safra kesesi hastalıkları, gastroözefageal reflü hastalığı ve dispepsi gibi diğer gastrointestinal durumlar da dikkate alınmaktadır.

Kişiye özel tedavi önemli

İBS tedavisi, semptomların şiddeti ve türüne bağlı olarak değişebilmektedir. Diyet değişiklikleri, probiyotikler, spazm çözücü ilaçlar, dışkı yumuşatıcılar, ishal önleyiciler ve antidepresanlar gibi ilaçlar semptomları yönetmek için kullanılabilmektedir. Ayrıca, yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi, egzersiz ve uyku düzenlemesi gibi faktörlerin şikayetleri hafifletmeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Kalıplaşmış tedaviler yerine hastalığın şiddeti ve tipine yönelik tedaviler özeleştirilerek hastaya sunulmaktadır. Gastroenteroloji uzmanı, diyetisyen ve gerekli durumlarda ise psikiyatri uzmanının ortak değerlendirmesi tedaviyi başarıya ulaştırmaktadır. Teşhis ve tedavi yaklaşımı, semptomların azaltılmasına ve yaşam kalitesinin artırılmasına yardımcı olabilmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı