Etiket: TÜBİTAK

Büyükşehir E-Gençlik takımı Koustech, Teknofest’ten dereceyle döndü

Teknofest Teknoloji Yarışmaları kapsamında Savaşan İHA Yarışması’nda Kocaeli Büyükşehir tarafından kurulan E-Gençlik takımı ödüle layık görüldü

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ülkemizin yetişmiş nitelikli insan kaynağına katkı sunmak ve ülkemizdeki milli teknoloji ekosistemini geliştirmek için kurulan E-Gençlik Teknoloji Atölyelerinde yetişen öğrenciler başarılarıyla dikkat çekiyor. Bu kapsamda Bursa’da gerçekleşen Teknofest Teknoloji Yarışmaları çerçevesinde Savaşan İHA Yarışmasına katılan KOUSTECH takımı Hançer PT3 ile birlikte 4.’lük derecesi ve “En Özgün Yazılım Ödülü’’nü kazandı. KOUSTECH takımı Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan E-Gençlik Teknoloji Atölyelerinde çalışma alanı, ulaşım, 3D parça baskısı ve malzeme temini alarak bu yarışmalara katıldı.

 

KOUSTECH TAKIMI VE EN ÖZGÜN YAZILIM ÖDÜLÜ

2017 yılında araştırma ve geliştirme çalışmalarına başlayan KOUSTECH takımı, 2019 yılında Amerika’da düzenlenen AUVSI-SUAS yarışması ile birlikte ilk yarışma tecrübesini kazandı. Kazandığı bilgi ve tecrübeler ile ülkesine dönen KOUSTECH takımı, ASELSAN ile birlikte insansız hava araçları için Güç Dağıtım Kartı geliştirdi. 2020 yılında, Hançer adı verilen insansız hava aracı için araştırma ve geliştirme çalışmalarına başlandı. 2021 yılında Hançer PT2 hava aracıyla TEKNOFEST Savaşan İnsansız Hava Aracı yarışmasında 6.’lık derecesi elde etti. 2022 yılında Hançer PT3’ün geliştirme aşamalarına başlandı ve aynı yıl, Hançer PT3 ile birlikte TEKNOFEST Savaşan İnsansız Hava Aracı yarışmasında 7.’lik derecesi ile birlikte “En Özgün Yazılım Ödülü” nü kazandı.  Sadece bir platform geliştirmeyen KOUSTECH takımı, 2023 yılında İnsansız Hava Araçları için “Anten Takip Sistemi”, “Batarya Yönetim Sistemi” ve “Paralel Link Haberleşme Sistemi” projeleri için TÜBİTAK 2209‐A programından ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden destek aldı. KOUSTECH takımı Büyükşehir’in E-Gençlik Teknoloji Atölyelerinde kendini geliştirerek, ödüller almaya hak kazandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çip Üretim Tesisi için imzalar atıldı-Bakan Varank: “Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız”

TÜBİTAK ve Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) arasında Türkiye’nin yerli ve milli çip üretim tesisinin kurulması için işbirliği anlaşması imzalandı.  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 12 ay içinde Türkiye’de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretilmeye başlanacağını belirterek, “Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak.Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız” dedi.

 TÜBİTAK Gebze kampüsünde düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Mehmet Fatih Kacır, Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar katıldı.

“Türkiye yüzyılı”nın nişanelerinden biri olacak

Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülkemizin geleceğine yönelik teknoloji ve altyapı yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “Bugün de birbirinden değerli iki stratejik adım atıyoruz. Birincisi son zamanlarda dünyada tüm tedarik zinciri süreçlerini sekteye uğratan çip üretimi ile alakalı. Türkiye yüzyılının nişanelerinden biri olacak TÜBİTAK’ın yeni Çip Üretim Tesisi’nin tanıtımını gerçekleştiriyoruz” dedi. 

Çip endüstrisinin küresel pazar büyülüğünün 600 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Bakan Varank, “Bugün hemen hemen evimizde yer alan her cihazda bir çip yer alıyor. Ortalama bir otomobilde 1000’den fazla çip var. Hatta artık giyilebilir çiplerle dolaşıyoruz. Ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. 2030 yılına kadar çip pazarı büyüklüğü 1,5 trilyon dolara yaklaşacak” diye konuştu.

Çip endüstiri milli güvenlikte kritik öneme sahip

 Çip endüstrisinin milli güvenlik açısından da kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Bakan Varank,şunları söyledi:

 “Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkeler çip endüstrisine yönelik yeni yol haritalarını birer birer açıklıyor. Avrupa Komisyonu geçen yıl ‘’Avrupa Çip Yasası’’nı onayladı.  Çip endüstrisinde küresel pazar payını artırmak amacıyla 47 milyar dolarlık kamu ve özel sektör yatırımını harekete geçirdi. Yine aynı şekilde ABD, çip endüstrisinde arz güvenliğini sağlamak ve uzak doğuya bağımlılığı azaltmak amacıyla çip yasasını onayladı. 52 milyar dolarlık teşviği devreye aldı. Biz de Türkiye olarak Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde artık tam zamanında doğru teknolojilere yatırım yapıyoruz. Savunma sanayi şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu stratejik çiplerin hem tasarımını hem de üretimini TÜBİTAK’ta yapabiliyoruz. Savunma sanayinin ihtiyacı olan bu fotodedektör çiplerinin kilogram başına değeri ihracat değeri 388 bin dolar. Burada büyük bir katma değer var. Ülkemiz için bir fırsat var.”

12 ay içinde çip üretimi başlayacak

Çip üretim hattının kurulabilmesi için gerekli olan değeri 30 milyon doları bulan makinelerin, Hamad Bin Halife Üniversitesi tarafından temin edileceğini anlatan Bakan Varank, “TÜBİTAK BİLGEM ise temiz odaların inşa edilmesinden, makinelerin Katar’dan getirilerek kurulmasından ve tesisin işletilmesinden sorumlu olacak. Makine ekipmanların Gebze kampüsüne getirilmesinden sonra inşallah 12 ay içerisinde Türkiye’de ilk defa 65 nm çip üretimine başlayacağız. Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak” dedi.

600 milyon lira çip tasarım desteği

Bakan Varank, çiplerin üretimi kadar yerli ve milli imkanlarla tasarımının da oldukça önemli olduğunu ifade ederek, bu konuyla ilgili İstanbul Kalkınma Ajansı’nın yürüteceği bir destek çağrısına çıkılacağını açıkladı.3 yıllık bu programla 5 kişiden az tasarımcı çalıştıran çip tasarım firmalarına 600 milyon lira destek sağlanacağını belirten Bakan Varank, bu alanda nitelikle Ar-Ge faaliyeti yürüten ve insan kaynağı yetiştiren üniversitelere de 100 milyon lira destek sağlanacağını söyledi.

Bakan Varank, sektörün derinleşmesini sağlamak amacıyla 270 milyon lira bütçeli “Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Çağrısı”nın açılacağını, bu çağrıyla çip ihtiyacı olan büyük firmalar ile çip tasarım firmalarını bir araya getirileceğini söyledi.

Bakanlık olarak hedeflerinin, ülkeyi katma değerli ve yüksek teknolojili üretimde global bir üs haline getirmek olduğunu vurgulayan Varank, “Yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan girişimcilerimizin en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapacağız. Emin olun önümüzdeki yıllarda da bugün açılışını yaptığımız tesislerde geliştirilen yeni teknolojileri konuşuyor olacağız. Türkiye’yi küresel rekabette bir üst lige taşıyacak bu yatırımların, şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

“Hem yetkinliğimiz hem de altyapımız var”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, çip konusunun dünyanın gündeminde olan kritik bir mesele olduğuna vurgu yaparak, “Çip konusunda Türkiye’nin alt yapısı aslında var. 1983 yılından itibaren YİTAK yani yarı iletken teknolojileri araştırma laboratuvarımız vasıtasıyla Türkiye’de bu yetkinlik var ve aynı zamanda ülkemizin belki sınırlı da olsa savunma sanayi ihtiyaçları için biz bunu 2010’lu yılların başından itibaren karşılayabilecek bir yetkinliğe ve altyapıya sahibiz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü Yetkinlik boyutu önemli. Çünkü yetkinlik olmadan altyapıya sahip olmanın çok da bir önemi yok. O yüzden burada yetkinliğin ve altyapımızın bulunduğu YİTAL laboratuvarımız var.” ifadelerini kullandı. 

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) Rektörü Prof. Dr. Ahmad M. Hasnah da bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek tesisin önemine işaret etti. 

Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah tarafından çip üretim tesisi işbirliği protokolü imzalandı. 

Ardından girişimcilere son derece modern bir çalışma ortamı sunan Marmara Teknokent IDEA Kuluçka Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akciğer kanseri tanı ve tedavisine yönelik yazılım geliştirilecek

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yasin Kaymaz’ın yürütücülüğünü yaptığı, “Akciğer Kanseri Tek Hücre Sekanslama Verilerinde Alternatif Poliadenilasyon Noktası Analizleri İçin Biyoinformatik Yazılım Geliştirilmesi” başlıklı proje Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Araştırma Destek Birimi (ARDEB)  Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üretken bilim insanı Dr. Öğretim Üyesi Yasin Kaymaz’ı tebrik ederek başarılar diledi.

Araştırma ile ilgili bilgi veren Dr. Öğretim Üyesi Yasin Kaymaz,  “Tek hücre RNA sekanslama yöntemleri genellikle transkripte olan genlerin 3’-UTR ucunun yakalanarak sekanslanması prensibine dayanmaktadır. Bu sayede elde edilen sekans okumaları genin ekspresyon seviyesini ölçmede kullanılırken potansiyel olarak genin hangi transkript izoformunun daha aktif olduğu bilgisini de verebilmektedir. Buna ek olarak KHDAK tümör tek hücre transkriptom profilleri bugüne kadar tümöre özgü PA noktalarının incelenmesine konu olmamıştır. Bu bakış açısı ile tek hücre RNA sekanslama verilerinin tekrar biyoinformatik incelemeden geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

Dr. Öğretim Üyesi Yasin Kaymaz,  “Tek hücre sekanslama çalışmalarıyla oluşan birden fazla veri setinin entegrasyonu ile tümör hücrelerinin normal hücrelerle karşılaştırmalı analizi sonucu poliadenilasyon noktalarının belirlenmesi ve tümöre özgü profillerinin çıkarılması henüz KHDAK için gerçekleştirilmemiştir. Bu proje ile akciğer kanseri tek hücre araştırmalarında mevcut olan bu eksiklik giderilmeye çalışılacaktır. Tek hücre tümör transkriptom profilleri bazında alternatif poliadenilasyon kullanımının hasta prognostik verileri ile ilişkilendirilmesini içeren bir çalışmaya henüz literatürde rastlanmamıştır. Bu çalışma ile alternatif poliadenilasyon kullanımının tümör prognostik veriler ile ilişkisi incelenerek uzun dönemli hayatta kalıma (long-term survival) etkisi incelenecektir” diye konuştu.

Tümör hücrelerinin profilleri belirlenecek

Projenin amacı ile ilgili detayları da paylaşan Dr. Öğretim Üyesi Yasin Kaymaz,  “Bu proje ile önceden üretmiş olduğumuz ‘endSeqTools’ isimli biyoinformatik aracımızı APA takasları için istatistik testleri de yapabilir şekilde tek hücre sekanslama verilerine de uyarlayarak yeni bir yaklaşım gerçekleştirecektir. Tek hücre sekanslama verileri hücre türüne özgü alternatif poliadenilasyon noktası profillerinin çıkarılmasına ve bu profillerin fonksiyonel olarak çalışılabilmesine olanak sağlayabilir. Bu araştırmanın temel amacı tek hücre transkriptom verileri kullanılarak normal hücrelerden farklı olarak KHDAK tümör hücrelerine özgü 3’-UTR kullanımı ve alternatif poliadenilasyon noktalarının belirlenmesidir. Bu amaçla önceden yayınlanmış çalışmalardaki akciğer kanseri tek hücre RNAseq verileri elde edilecek ve bu amaç için yeniden dizayn edeceğimiz biyoinformatik aracımız ile tümör hücrelerinin poliadenilasyon profilleri belirlenecektir. Malignant olmayan normal hücrelerin profilleri ile karşılaştırmalı analizler sayesinde tümör hücrelerinin kullanmış olduğu alternatif poliadenilasyon noktaları istatistiki testler ile tespit edilecek ve ilgili genlerin biyobelirteç olma potansiyelleri incelenecektir” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Açıldı

Türkiye, sağlıkta stratejik bir atılım yaptı. Bu alanda Ar-Ge çalışmalarının yürütüleceği ve inovatif girişimlere ev sahipliği yapacak yeni bir altyapı hizmete girdi. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, Ar-Ge ve yenilikçilik alanında en stratejik entegre yapılardan biri olacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kampüs bileşenlerinden olan biyoteknoloji merkezinde aşı ve ilaçları hücreden başlayarak üretilebileceğini söyledi. Yine yerleşkede bulunan Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nden bahseden Bakan Varank, “Milli güvenlik ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız” dedi.

MODERN, ENTEGRE TESİS

Sağlık sektöründe hem modern hem entegre bir tesis olma özelliği taşıyan Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde  resmi törenle açıldı. Törene Bakan Varank’ın yanı sıra Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez, Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar, eski Kocaeli Üniversitesi Rektörü ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Adayı Prof. Dr. Sadettin Hülagü katıldı.

Açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Varank şunları söyledi:

HIFZISIHHADA ÜRETİM 1998’DE DURDURULDU: Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde 1998 yılına kadar 18 farklı aşı üretiliyordu. Aşı üretimi 1998 yılında durduruldu ve o tarihten itibaren aşı üretimiyle ilgili faaliyet olmadı. 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip olduğunun gayet farkındayız.

41 AR-GE MERKEZİ: TÜBİTAK’ın burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye 10,5 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge Merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık.

HÜCREDEN BAŞLAYARAK: TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, 3500 metrekare kapalı alan sahip. Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezlerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’ye hatta bölgemize hizmet edecek bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarını, hücreden başlayarak üretilebileceğiz.

İNOVATİF PROJELER: Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin kesiştiği inovatif projeler yürütebileceğiz.

MİLLİ GÜVENLİK İHTİYAÇLARI: Açılışını yaptığımız Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nde de Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız. Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünlerinin, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarının bu merkezde biz yapacağız.

ÖNCÜL BİR MERKEZ OLACAK: En büyük sermayemiz insan kaynağımız. Aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da burada yetiştirmiş olacağız. Kampüsümüzün aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül bir merkez olacağından hiç şüphemiz yok.

ÜRETİM AŞAMASINDAKİ ALTYAPIYI SUNACAK

TÜBİTAK Başkanı Mandal, Türkiye için kritik iki merkezin açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek üniversitelerde geliştirilen temel araştırma düzeyindeki çalışmaların üretim aşamasında ihtiyaç duyduğu gerekli donanım ve altyapıyı bu kampüste ulaşılabileceğini söyledi.

3 MERKEZDEN OLUŞUYOR

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde hayata geçen Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, aşı ve ilaç alanında çalışacak Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi (MEDİBİYO) ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi ‘nden(BKTM) oluşuyor.

MEDİBİYO’DA İLAÇ VE AŞI

Tasarım aşamasından üretim süreçlerine kadar aşı ve ilaç geliştirilmesine olanak sağlayan Medikal Biyoteknoloji Mükemmelliyet Merkezi’nde (MEDİBİYO) aşı ve ilaç adaylarının klinik öncesi çalışmaları tamamlanacak. Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak finansmanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı’ğının yürüttüğü Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında inşa edilen merkezde, yeni tanı ve tedavi sistemlerin geliştirilmesine yönelik vizyoner projeler üretilecek. Türkiye’de ilaç sektörünün ihtiyaç olan insan gücünü yetiştirecek kapasiteye sahip MEDİBİYO’da özellikle kanser tedavisine yönelik ilaçlar üzerine çalışmalar yürütülecek.

BKTM’DE SAVUNMAYA DÖNÜK ÜRÜNLER

Türkiye’nin milli savunma ihtiyaçlarına yönelik yerli ve milli ürünler üretecek olan BKTM’de, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünleri geliştirilecek. Merkezde, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını yapacak. Bu merkez sayesinde KBRN ürünleri alanında cari açık azalacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Deprem Kardeşliği Projesine TÜBİTAK’tan Destek

Bayburt Üniversitesi tarafından yapılan ‘Deprem Kardeşliği’ Projesi TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı....

TÜBİTAK 2204-A Projelerine, Bayburt 5 Okul, 8 Proje İle Katılıyor

TÜBİTAK 2204-A Lise öğrencileri araştırma projeleri yarışması bölge aşamasına Bayburt’tan 8 proje...