Etiket: Test

TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Açıldı

Türkiye, sağlıkta stratejik bir atılım yaptı. Bu alanda Ar-Ge çalışmalarının yürütüleceği ve inovatif girişimlere ev sahipliği yapacak yeni bir altyapı hizmete girdi. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, Ar-Ge ve yenilikçilik alanında en stratejik entegre yapılardan biri olacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kampüs bileşenlerinden olan biyoteknoloji merkezinde aşı ve ilaçları hücreden başlayarak üretilebileceğini söyledi. Yine yerleşkede bulunan Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nden bahseden Bakan Varank, “Milli güvenlik ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız” dedi.

MODERN, ENTEGRE TESİS

Sağlık sektöründe hem modern hem entegre bir tesis olma özelliği taşıyan Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde  resmi törenle açıldı. Törene Bakan Varank’ın yanı sıra Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez, Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar, eski Kocaeli Üniversitesi Rektörü ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Adayı Prof. Dr. Sadettin Hülagü katıldı.

Açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Varank şunları söyledi:

HIFZISIHHADA ÜRETİM 1998’DE DURDURULDU: Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde 1998 yılına kadar 18 farklı aşı üretiliyordu. Aşı üretimi 1998 yılında durduruldu ve o tarihten itibaren aşı üretimiyle ilgili faaliyet olmadı. 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip olduğunun gayet farkındayız.

41 AR-GE MERKEZİ: TÜBİTAK’ın burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye 10,5 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge Merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık.

HÜCREDEN BAŞLAYARAK: TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, 3500 metrekare kapalı alan sahip. Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezlerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’ye hatta bölgemize hizmet edecek bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarını, hücreden başlayarak üretilebileceğiz.

İNOVATİF PROJELER: Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin kesiştiği inovatif projeler yürütebileceğiz.

MİLLİ GÜVENLİK İHTİYAÇLARI: Açılışını yaptığımız Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nde de Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız. Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünlerinin, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarının bu merkezde biz yapacağız.

ÖNCÜL BİR MERKEZ OLACAK: En büyük sermayemiz insan kaynağımız. Aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da burada yetiştirmiş olacağız. Kampüsümüzün aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül bir merkez olacağından hiç şüphemiz yok.

ÜRETİM AŞAMASINDAKİ ALTYAPIYI SUNACAK

TÜBİTAK Başkanı Mandal, Türkiye için kritik iki merkezin açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek üniversitelerde geliştirilen temel araştırma düzeyindeki çalışmaların üretim aşamasında ihtiyaç duyduğu gerekli donanım ve altyapıyı bu kampüste ulaşılabileceğini söyledi.

3 MERKEZDEN OLUŞUYOR

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde hayata geçen Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, aşı ve ilaç alanında çalışacak Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi (MEDİBİYO) ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi ‘nden(BKTM) oluşuyor.

MEDİBİYO’DA İLAÇ VE AŞI

Tasarım aşamasından üretim süreçlerine kadar aşı ve ilaç geliştirilmesine olanak sağlayan Medikal Biyoteknoloji Mükemmelliyet Merkezi’nde (MEDİBİYO) aşı ve ilaç adaylarının klinik öncesi çalışmaları tamamlanacak. Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak finansmanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı’ğının yürüttüğü Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında inşa edilen merkezde, yeni tanı ve tedavi sistemlerin geliştirilmesine yönelik vizyoner projeler üretilecek. Türkiye’de ilaç sektörünün ihtiyaç olan insan gücünü yetiştirecek kapasiteye sahip MEDİBİYO’da özellikle kanser tedavisine yönelik ilaçlar üzerine çalışmalar yürütülecek.

BKTM’DE SAVUNMAYA DÖNÜK ÜRÜNLER

Türkiye’nin milli savunma ihtiyaçlarına yönelik yerli ve milli ürünler üretecek olan BKTM’de, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünleri geliştirilecek. Merkezde, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını yapacak. Bu merkez sayesinde KBRN ürünleri alanında cari açık azalacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Embriyoda Genetik Test Hakkında Merak Ettiğiniz 7 Soru ve Yanıtı

Tüp bebek tedavisinde sağlıklı embriyo seçmek için uygulanan genetik testler; 35 yaş üstü kadınlar,  tekrarlayan gebelik kayıpları olan veya genetik bozukluk taşıyıcısı olan kişilerde ön plana çıkıyor. Embriyoya herhangi bir zarar vermeyen genetik testler sağlıklı gebeliğe ulaşma süresini de kısaltabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, embriyoda genetik test hakkında merak edilen sorular hakkında bilgi verdi. 

 

1-Embriyoda genetik test nedir? 

 

Embriyoda genetik test yapmak sadece tüp bebek yaptıran hastalarda mümkündür. Bu testler genetik olarak normal, sağlıklı embriyoyu seçmek amacıyla yapılmaktadır. Bölünme aşamasındaki embriyodan az sayıda hücre, biyopsi yöntemi ile alınarak genetik laboratuvarına gönderilir.

 

2-Embriyoda kaç çeşit genetik test yapılabilir? 

 

Bu hücrelerde iki tip genetik test yapılabilir. Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A) ve Preimplantasyon genetik tanı (PGT-M).

 

3-Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A) testinin amacı nedir?

 

Preimplantasyon genetik taramanın (PGT-A) amacı kromozomal olarak normal olan çiftte, embriyoda kendiliğinden ortaya çıkan sayısal kromozomal anormallikleri saptamaktır. Teorik olarak, genetik olarak normal embriyonun transferinin gebelik kaybı ve buna bağlı gelişen komplikasyonların riskini azaltması, sağlıklı devam eden gebelik şansını artırması beklenmektedir. Genetik olarak sağlıklı euploid embriyo 23 çift kromozom içerir. Bu kromozom çiftlerinin bir tanesi anneden diğeri babadan gelir. Düşük kaliteli yumurta ya da sperm hücreleri kromozomlar içerisinde bulunan DNA molekülünde genetik hataları bulunan hücrelerdir. Ayrıca hücre bölünmesi ya da döllenmede oluşan sorunlar da embriyoda sayısal kromozomal bozukluklara (aneuploidi) neden olabilir. Aneuploid embriyoların gebelikle sonuçlanma şansı oldukça düşüktür. Gebelik oluşsa bile gebelik kaybı riski yüksektir. 

 

4-Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A) kimlere yapılır?

 

Kadın yaşı arttıkça yaşlı yumurta hücreleri yıllar içerisinde DNA’larında genetik hata biriktirirler. Bu da genetik olarak anormal embriyo gelişimine neden olur. Yirmili yaşlarındaki kadınların embriyolarının %70’i euploid iken, 40 yaşında euploid embriyo oranı %25’e düşmektedir. 35 yaşından sonra doğal yollardan gebe kalma şansının azalması, kısırlık oranlarının artması, gebelik kaybı oranlarının artması ve aneuploidi oranlarının artmasının nedeni artan kadın yaşı ile yumurta kalitesinin azalmasıdır. Dolayısı ile 35 yaş üstü kadınlar Preimplantasyon Genetik Tarama (PGT-A) adayıdırlar.

 

Tekrarlayan gebelik kaybı 20 haftanın altında 3 ya da daha fazla gebelik kaybını ifade eder. Sıklıkla 12. Gebelik haftasına kadarki dönemde görülür ve çoğunun nedeni embriyoda aneuploididir. Bu hasta grubunun kısırlık sorunu olmasa da art arda yaşanan kayıplar hastada psikolojik baskı ve artmış gebelik komplikasyonları ile yüz yüze getirmektedir. PGT-A bu olgularda sağlıklı gebeliğe ve canlı doğuma kavuşma süresini kısaltabilir. 

 

5-Preimplantasyon genetik tanı (PGT-M) testinin amacı nedir?

 

Preimplantasyon genetik tanının amacı, ebeveynlerden bir ya da ikisinde kalıtımsal genetik bozukluk bulunan çiftlerde genetik olarak bu bozukluğu taşımayan sağlıklı embriyoyu belirlemektir. PGD-M genel bir tarama testi olmayıp embriyoda sadece ailede bulunan hastalıkla ilgili genin varlığını araştırmaktadır.  Ayrıca ailede kök hücre transplantasyonu gereği olan hasta çocuk varlığında Human Lökosit Antijen (HLA) uyumlu embriyoyu seçmek ya da ileride bazı hastalıkların riskini artıran genetik bozuklukları tespit etmek (meme kanseri riskini artıran BRCA-1 geni gibi) için de kullanılmaktadır. 

 

6-Preimplantasyon genetik tarama ve tanı testi embriyoya zarar verir mi?

 

Embriyo hücre biyopsisi blastokist denilen 5. Gün embriyosuna uygulanmaktadır. Bu aşamada embriyoda 100’den fazla hücre bulunmaktadır ve plasentayı oluşturacak hücrelerle fetüsü oluşturacak hücreler farklılaşmıştır. Hücre biyopsisi plasentayı oluşturacak trophoektoderm’den alınmaktadır. Deneyimli merkezlerde biyopsi işlemine ait embriyoda bir zarar oluşmamaktadır. 

 

7-Preimplantasyon Genetik Tarama ve Tanı Testi Kimlere Önerilmektedir? 

 

Preimplantasyon genetik tarama (PGT-A) 

İnfertilite nedeniyle tüp bebek tedavisi uygulanan 35 yaş üstü kadınlar

Tekrarlayan gebelik kaybı olan olgular

 

Preimplantasyon genetik tanı (PGT-M)

Tek gen hastalıkları için

Ebeveynlerden her ikisinin de genetik bozukluk için taşıyıcı olması (bazı nadir hastalıklar için tek ebeveynin taşıyıcı olması)

Genetik bozukluktan etkilenmiş biyolojik çocuk varlığı

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diablo IV, Sunucu Saldırısı Hafta Sonuyla Çıkış Gününe Hazırlanacak

Korunak’ın kahramanlarının dikkatine! 6 Haziran 2023’teki çıkışa hazırlanmak adına herkesin Diablo IV oynayıp sunucuların altyapısını test edebilmesi için Sunucu Saldırısı hafta sonunda cehennemin kapılarını bir kez daha aralıyor. Diablo tarafı sunucularının dayanıklılığını test ederken, 12 Mayıs saat 22.00 ila 14 Mayıs saat 22.00 arasında tüm Windows PC, Xbox Series X|S, Xbox One, PlayStation 5 ve PlayStation 4 kullanıcıları Korunak’ı, Yanan Cehennemlerin ordularına karşı savunabilecek. Konsollar için ekran paylaşımlı işbirliği modu ve platformlar arası oynanışla platformlar arası ilerleme desteği de cabası! Diablo IV’ün Sunucu Saldırısı esnasında oynanabilecek olan sürümü önceki açık beta hafta sonlarındakine benzer olacak.   Ayrıca katılmak isteyen oyuncular için yeni ödüller de var 

 SUNUCU SALDIRISI HAFTA SONUNDA OYUNCULARI BEKLEYENLER:

Beta hafta sonlarındaki karakter ilerlemeleri bu hafta sonuna aktarılmayacak. Yeni bir sınıf veya dizilim denemenin tam sırası!

Başlangıç ve I. Kısım’ı oynayarak Kırık Tepeler’in tamamını keşfe çıkın. Azami karakter seviyesi bu hafta sonu için 20. seviyeye kadar olacak.

Teçhizatınızı tamir ettirmek, yeni teçhizat almak, iyileştirme iksirlerinizi yükseltmek ve Zulanıza erişmek için Kyovashad kasabasını ziyaret edin. Ayrıca, Korunak’ın zengin hikayesinde deneyimleyebileceğiniz bir sürü görev, dövüş becerilerinizi geliştirebileceğiniz dünya etkinlikleri ve efsanevi teçhizatlar bulabileceğiniz zindanlar sizi bekliyor.   

Bu hafta sonunun en büyük zorluğu olan açık dünya baş düşmanı Ashava karşısında şansınızı denemeyi sakın unutmayın!

İlk Zayiat unvanı (bir karakterle Kyovashad’a ulaşıldığında açılır), Erkenci Seyyah unvanı (bir karakterle 20. seviyeye ulaşıldığında açılır), Beta Kurt Bohçası görünümü (bir karakterle 20. seviyeye ulaşıldığında açılır) ve yeni ödül Ashava’nın Çığlığı binek ganimeti (Ashava 20. seviye bir karakterle alt edildiğinde açılır) gibi oynayarak kazanabildiğiniz ödülleri kaçırmayın.

Arkadaşlarınızla birlikte oynayın! Sunucu Saldırısı konsollar için ekran paylaşımlı işbirliği modu ve platformlar arası oynanışla platformlar arası ilerleme desteği sunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Oyunseverlere müjde! Sanal Oyunlar şimdi Milli Piyango Online’da

Oyunseverlere hızlı, heyecanlı ve kazançlı bir eğlence deneyimi sunan Sanal Oyunlar, şimdi millipiyangoonline adresi ve Milli Piyango mobil uygulaması üzerinden de oynanabiliyor. Milli Piyango Online web sitesinde ve mobil uygulamasında ilk etapta 17 oyun yer alıyor. Mayıs ayı itibariyle ise bu sayı 23’e çıkacak.

Oyunseverlerin misli.com üzerinden ve Milli Piyango bayilerinde oynadıkları Sanal Oyunlar şimdi Milli Piyango Online web sitesinde ve mobil uygulamasında da oynanabilecek. Böylelikle, Türkiye’nin en çok tercih edilen sanal oyunu “Serbest Vuruş Pro” ve yeni lanse edilen “Serbest Vuruş Pro Lig” başta olmak üzere; Türkiye Sanal Ligi, İngiltere Ligi, Sanal Futbol, Sanal Tenis, Sanal Basketbol, Amerikan Futbolu, Araba Yarışları ve Misket Yarışı gibi farklı oyunlardan oluşan geniş bir portföy oyunseverlerle millipiyangoonline ve Milli Piyango mobil uygulaması üzerinden buluşacak.  

Toplam oyun sayısı mayıs ayı itibariyle 23’ü bulacak

Milli Piyango Online’da, ilk etapta uluslararası oyun sağlayıcılar tarafından geliştirilen 17 sanal oyun yer alıyor. Mayıs ayı itibariyle yenilerinin de portföye eklenmesiyle, toplamdaki sanal oyun sayısı 23’e çıkacak. Böylece oyunseverlere 5 gerçek maç görüntülü ve 18 yüksek kaliteli animasyona sahip oyun sunulacak. 

Tüm Sanal Oyunlar, GLI (Gaming Lotteries International) sertifikalı oyun sağlayıcılar tarafından geliştiriliyor. 

Sanal Oyunlar nasıl oynanır?

Sanal Oyunlar, sonuçların Rastgele Sayı Üreticisi (RSÜ) tarafından seçilen sayılara göre; tamamen rastgele bir sayı kurası sonucunun bilgisayar tarafından oluşturulduğu bir sunum olup, planlı ve sabit oranlı oyunlardan oluşmaktadır. RSÜ, bağımsız olarak GLI (Gaming Lotteries International) tarafından test edilmiş ve sertifikalandırılmıştır. Bu oyunlardaki istatistiki bilgiler, ilgili takımların ve oyuncuların, geçmiş ve mevcut gerçek etkinliklerdeki istatistiklerine dayalı değildir. Video akışları yalnızca bilgi amaçlıdır ve sadece sistem sonuçları geçerlidir. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Osmangazi Köprüsü ve Çanakkale Boğazı’nı Geçen İlk Güneş Arabası

Çevre, ekonomi, toplumsal eşitlik üçgeninde sürdürülebilirlik odağını, işinin ayrılmaz bir parçası olarak gören BANTBORU’nun Elmas Sponsor olarak desteklediği İstanbul Teknik Üniversitesi ZES Güneş Arabası Ekibi, Bridgestone World Solar Challenge 2023 hazırlıkları kapsamında 1.300 kilometrelik BANTBORU Yarış Simülasyonunu başarıyla tamamladı. Ekibin, güneş enerjili araçlar kategorisinde en prestijli ve en büyük organizasyon olan Bridgestone World Solar Challenge 2023’e katılacak ARIBA ZES X aracı, Osmangazi Köprüsü’nü ve Çanakkale Boğazı’nı geçen ilk güneş arabası oldu. İstanbul – İzmir – Çanakkale rotasında, yarıştaki düzene benzer şekilde konvoy düzeni sağlanarak gerçekleştirilen 3 günlük simülasyonda, ekip içi görev dağılımları ve farklı senaryolara karşı adaptasyon konusunda deneyim kazanıldı.

Dünyada üretilen her 100 araçtan 4’ünün kritik sistemlerinde ürünleriyle yer alan ve önümüzdeki 3 yıllık süreçte küresel otomotiv pazarındaki payını ikiye katlamaya hazırlanan BANTBORU, Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi’nin İTÜ ZES Güneş Arabası Ekibi’ne (İTÜ ZES GAE) Elmas Sponsor olarak destek oluyor.

Kendi geliştirdikleri ARIBA ZES X aracıyla, güneş enerjili araçlar kategorisinde en prestijli ve en büyük organizasyon olarak Avustralya’da düzenlenecek Bridgestone World Solar Challenge 2023’e katılacak olan İTÜ ZES Güneş Arabası Ekibi, 1.300 kilometrelik BANTBORU Yarış Simülasyonunu başarıyla tamamladı. İstanbul – Çanakkale – İzmir rotasında gerçekleşen BANTBORU Yarış Simülasyonu, İstanbul – Çanakkale – İzmir rotasında, yarıştaki düzene benzer şekilde konvoy düzeni sağlanarak gerçekleştirildi. 14 – 16 Nisan tarihlerinde gerçekleşen 3 günlük simülasyonda, ekip içi görev dağılımları ve farklı senaryolara karşı adaptasyon konusunda deneyim kazanıldı. 5 pilot adayı ile sürüş gerçekleştirilen simülasyon kapsamında, BANTBORU Ar-Ge Merkezi iş birliğinde üretilen yeni motor jantının testi de gerçekleştirildi. 

Gençlerin mobilitenin geleceğine yönelik azmini desteklemekten mutluluk duyduklarını ifade eden BANTBORU CEO’su Sinan Gider, “Çevre, ekonomi, toplumsal eşitlik üçgeninde sürdürülebilirlik odağını, işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği, karbon ayak izimizin azaltılması, sıfır atık konularına odaklanıyor ve bu konularda sadece üretim faaliyetlerimizde değil, üretim dışı faaliyetlerimizde de değer zincirimize yayılacak adımlar atıyoruz. İTÜ ZES GAE’nin ülkemize büyük prestij kazandıran projelerine destek vermek bizlere büyük gurur ve heyecan veriyor. Sponsorluk desteğimizin yanı sıra, BANTBORU Ar-Ge ve Üretim ekiplerimiz, İTÜ ZES GAE’nin öğrencilerden oluşan yetkin ekipleriyle koordineli bir şekilde araçların farklı teknik ihtiyaçlarına destek veriyorlar. İş birliğimiz kapsamında ayrıca, öğrenci gençlere BANTBORU bünyesinde staj imkanları sunacağız. Böylece ülkemizin en kapsamlı özel sektör – üniversite iş birliklerinden birine imza atıyoruz. İTÜ ZES GAE ekibinin ve ARIBA ZES X’in BANTBORU Yarış Simülasyonunu başarılı bir şekilde tamamlaması, heyecanımızı daha da artırdı” şeklinde konuştu.

Bu tür uzun süreli yol testlerinin yarışa hazırlanmaları için çok önemli olduğunu belirten İTÜ ZES GAE akademik danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Tolga Çalık, “Yol testleri aynı zaman oldukça da maliyetli. BANTBORU’ya hem maddi destekleri hem de en kritik parçalardan olan motor jantını imal ederek gösterdikleri iş birliği için teşekkür ediyoruz” dedi.

10 farklı lisans bölümünden 25 adet öğrenci ve ekip akademik danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Tolga Çalık’ın katılımıyla gerçekleşen BANTBORU Yarış Simülasyonunda, ekibin her bir üyesi operasyon sürecinde farklı bir görev yaptı. Simülasyon boyunca, Buse Öğretir, Çağdaş Karahan, M. Kaan Özkan, Levent Çolakoğlu ve Mehmet Şahin olmak üzere 5 pilot adayı ile sürüş gerçekleştirildi. Pilot adayları, bu yolculuk öncesinde bilgisayar simülasyonları ve kampüs içi testler ile eğitildiler.

BANTBORU Yarış Simülasyonunun temel amaçlarından birini, aracın tek enerji kaynağı güneş enerjisini verimli kullanarak, ARIBA ZES X’i hiç şarj etmeden tüm test rotası boyunca sürülmesini sağlamak oluşturdu. Bir diğer amaç, ise ARIBA ZES X’i farklı yol eğimlerinde ve farklı seyir hızlarında sürerek ekibin Strateji Grubu için performans verileri elde etmek oldu. Test boyunca en çok kullanılan hız aralığı 55 – 75 km/saat aralığı olurken, yol boyunca test edilen en yüksek seyir hızı 97 km/saat oldu. Testin bir diğer önemli amacı olan hava durumunun performansa etkisi de gözlemlenerek güneş panellerinin farklı hava durumları ve ışıma değerlerinde ne kadar güç üretebildiğine dair kritik veriler elde edildi. Yarış simülasyonu boyunca parçalı bulutlu hava, tamamen kapalı hava, bulutsuz/güneşli hava ve yağmurlu hava gibi farklı koşullarda hem güneş panellerinin hem de aracın sürüş performansı test edildi.

Yol boyunca araçtan toplanan veriler ile aracın tüketim değerleri ölçüldü ve bu verilere göre aracın ne kadar enerji harcadığı hesaplandı. Böylece önceden koşulan simülasyonlarla aracın gerçek verilerinin doğrulaması gereken ölçüm veri tabanı oluşturuldu. Ekibin Strateji Grubu test sonrasında ölçülen bu verileri kullanarak, simülasyonlarda hesaplanan tüketim değerleri ile gerçek hayatta ölçülen değerlerin tutarlılığını kontrol edecek imkana kavuştu. Strateji Grubu ayrıca, sürüş profillerinde iyileştirmeler yaparak değişen hava durumu senaryolarına karşı dinamik olarak reaksiyon göstererek izlenecek sürüş profilleri konusunda da ilk önemli tecrübeler edindi.

Simülasyon kapsamında BANTBORU Ar-Ge Merkezi iş birliğinde üretilen yeni motor jantının da test edildiğini söyleyen İTÜ ZES GAE Mühendislik Takımı Lideri M. Anıl Korkmaz, “BANTBORU Yarış Simülasyonunda ayrıca, ARIBA ZES X’in yeni güneş paneli konfigürasyonunun ve panellerden elde edilen enerji ile bataryanın şarj edilmesini sağlayan yeni MPPT sistemini de denedik” dedi.

BANTBORU Yarış Simülasyonu boyunca önemli verilerin kayıt altına alındığını söyleyen İTÜ ZES GAE Strateji Grubu Sorumlusu Efe Tosun, “Farklı yol ve eğimlerdeki tüketimler, panellerin ürettiği güç ve motor performansı gibi ARIBA ZES X’e ait önemli performans verilerini kaydettik. Bu veriler, Bridgestone World Solar Challenge 2023 yarışında izlenecek olan yarış stratejisinin kurulmasında önemli ve yol gösterici olacak” dedi.

Ekibin tüm çalışmalarının Bridgestone World Solar Challenge 2023 yarışması için olduğunu belirten İTÜ ZES GAE Proje Yöneticisi Abdullah Çalışkan, “Bilime, teknolojiye, eğitime değer veren ve en önemlisi ekibi benimseyen BANTBORU ile bu zorlu yol testini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ekibimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 250. yılında bu kıymetli temsiliyet için çalışıyor” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şirketler hazine değerindeki bilgilerini ikinci el cihaz fiyatına satıyor

ESET, kullanılmayan ve ikinci el piyasasında satılan yönlendiricilerle ilgili yeni araştırmasını duyurdu.

Dijital güvenlikte dünya lideri olan ESET, kullanılmayan ve ikinci el piyasasında satılan kurumsal ağ cihazları olan yönlendiricilerle (router) ilgili yeni araştırmasını açıkladı. ESET, 16 farklı ağ cihazından gelen yapılandırma verilerini inceledikten sonra, bunların yüzde 56’dan fazlasının hassas şirket verileri taşıdığını tespit etti. 

En basit tanımı ile iki ağ arasında güvenli bir şekilde veri aktarımı sağlamak için kullanılan donanımsal cihazlar olan yönlendiriciler bugün orta ve büyük ölçekteki her şirket tarafından kullanılıyor. ESET’in  gerçekleştirdiği araştırma kapsamında ikinci el piyasasından satın aldığı yönlendiricilerin yüzde 56’dan fazlası, kurumsal kimlik bilgileri, VPN ayrıntıları, kriptografik anahtarlar ve daha birçok hassas veriden oluşan bir hazine içeriyor. Bu veriler yanlış ellere geçtiğinde  veri ihlaline yol açabilecek ve şirketi, ortaklarını ve müşterilerini riske atabilecek bir siber saldırıya neden olabilir. 

Tüm yapılandırma verilerinin olduğu bu dokuz cihazda aynı zamanda yüzde 22 oranında müşteri verisi, yüzde 33 oranında ağa üçüncü taraf bağlantılarının erişim sağlamasına yarayacak veriler, yüzde 44 oranında güvenilir bir taraf olarak diğer ağlara bağlanmak için kimlik bilgileri, yüzde 89 oranında belirli uygulamalara özgü bağlantı ayrıntıları, yüzde 89 oranında yönlendiriciden yönlendiriciye kimlik doğrulama anahtarları,  yüzde 100 oranında bir veya daha fazla IPsec veya VPN kimlik bilgisi veya hashlenmiş root parolalar ve yine yüzde 100 oranında eski sahibini tespit etmek için yeterli veri yer alıyordu. 

Şirketlerin planları istenmeyen kişilerin eline kolaylıkla geçebilir

Projeyi yöneten ESET Güvenlik Araştırmacısı Cameron Camp şu bilgileri paylaştı: “Tespit ettiklerimizin potansiyel etkisi son derece endişe verici  ve bir uyarı niteliğinde. Orta ölçekli ve kurumsal şirketlerin, eski cihazlarını kullanım dışı bırakmak için katı güvenlik önlemleri almasını bekliyorduk, ancak durum tam tersi yönde gelişti. İkinci el piyasasından aldığımız cihazların çoğunda şirketin dijital planının yanı sıra temel ağ bilgileri, uygulama verileri, kurumsal kimlik bilgileri ve ortaklar, satıcılar ve müşteriler hakkında bilgiler yer alıyor. Bu nedenle kuruluşlar kullanım dışı bıraktıkları cihazlarda hangi verilerin kaldığı konusunda daha dikkatli olmalıdır.” 

Kuruluşlar, genellikle dijital ekipmanın güvenli bir şekilde imha edilmesini veya geri dönüştürülmesini ve bunların içerdiği verilerin silinmesini doğrulamakla görevli üçüncü taraf şirketler aracılığıyla eskiyen teknolojiyi geri dönüştürüyor. Bir e-atık şirketinden kaynaklanan hata veya şirketin kendi imha süreçlerinden kaynaklanan bir hata olsun, yönlendiricilerde birçok veriyi açığa çıkarıyor. 

ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Erkan Tuğral yapılan araştırma ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Birçok iş yeri ortamında artık kullanılmayan yönlendiriciler imha edilmeden yenisi ile değiştiriliyor. Ancak atılan yönlendiricinin kaderi, yerini alan yeni cihazın sorunsuz bir şekilde çalışması kadar önemli. Ne yazık ki, çoğu zaman bunu umursamıyoruz.  ESET araştırma ekibi, bir test ortamı yaratmak için birkaç kullanılmış yönlendirici satın aldı. Satın alınan cihazların birçoğunda daha önce kullanılan yapılandırmalar silinmemişti ve daha da kötüsü cihazlardaki verilerin silinmediğini öğrendiklerinde ekip üyeleri şaşkınlığa uğradı. Çünkü bu veriler ağ yapılandırmalarının ayrıntılarının yanı sıra yönlendiricinin önceki sahiplerini belirlemek için de kullanılabilir. 

Tespit edilen bilgiler yönlendiricilerin ait olduğu kuruluşlarla paylaşıldı.

ESET’ten Cameron Camp ve Tony Anscombe şu bilgileri paylaştılar: “Bu araştırmadaki yönlendiriciler, orta ölçekli işletmelerden çeşitli sektörlerdeki küresel işletmelere (veri merkezleri, hukuk firmaları, üçüncü taraf teknoloji sağlayıcılar, üretim ve teknoloji şirketleri, yaratıcı firmalar ve yazılım geliştiriciler) kadar değişik birçok kuruluştan alındı. ESET bu araştırma çerçevesinde tespit ettiği bilgileri, yönlendiricilerin ait olduğu kuruluşlarla  paylaştı. Buradaki amaç, şirketlerin kullandıkları cihazların gözetim zincirindeki potansiyel risklerinden haberdar olmalarını sağlayarak işbirliği yapmaktı. Bilgi güvenliği ihlal edilmiş kuruluşlardan bazıları, ESET’in ısrarlı iletişim kurma girişimlerine şaşırtıcı şekilde tepkisiz kalırken, diğerleri olayı tam bir güvenlik ihlali olarak değerlendirip dikkate aldı. Kuruluşlara, cihazları imha etmek için güvenilir, yetkin bir üçüncü taraf firma ile anlaşmalarını veya kullanım dışı bırakma işlemini kendileri yapacaklarsa gerekli tüm önlemleri aldıklarından emin olmalarını hatırlatıyoruz. Bu durum, eski yönlendiricilerden, sabit sürücülerden ve ağın parçası olan herhangi bir cihaza kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. 

Bu araştırmadaki bazı kuruluşlar muhtemelen imha hizmeti veren, tanınmış firmalarla sözleşme yaptıklarını düşündü, ancak verileri yine de sızdırıldı. Bunu göz önünde bulundurarak kuruluşların, bir cihaz fiziksel olarak binadan çıkartılmadan önce, içindeki verileri kaldırmak için üretici yönergelerine uymalarını öneriyoruz; bu, birçok BT personelinin üstesinden gelebileceği kolay bir iştir. Bu durumun olası sonuçlarını  ciddiye almanızı tekrar hatırlatıyoruz. Aksi halde maliyetli bir veri ihlali ve önemli bir itibar kaybıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı