Bayburt Hakkında Bilginizi Test Edin: 8 Soruluk Genel Kültür Testi
Bayburt hakkında hazırladığımız 8 soruluk genel kültür testini sizlerle, çözmek için tıklayın.
Bayburt hakkında hazırladığımız 8 soruluk genel kültür testini sizlerle, çözmek için tıklayın.
Türkiye’nin öncü özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, yatırım planlarında önceliklendirdiği rüzgar enerjisi alanında yeni bir karasal türbin modelinin prototip kurulumu için öncü Alman rüzgar türbin üreticilerinden biri olan ENERCON ile anlaşma imzaladı. ENERCON’un yeni geliştirdiği E-175 EP5 adlı yeni türbin modeli Türkiye’de ilk kez kurulacak.
Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji hedefleri açısından stratejik öneme sahip olan rüzgar enerjisi yatırımlarını sürdüren Enerjisa Üretim, ENERCON ile yeni bir anlaşmaya imza attı. ENERCON’un geliştirdiği ve 175 metre ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E-175 EP5 modeli 6 megavat ve artırılabilir kapasitesiyle enerji üretimi yapacak ve Türkiye’de Enerjisa Üretim’in belirlenen sahalarında kurularak test edilecek. Böylece ENERCON, yeni geliştirdiği türbinler için yurtdışında yaptığı test çalışmalarını ilk kez Türkiye’de de sürdürmüş olacak.
Yeni Türbinler Balıkesir ve Bandırma’ya Kurulacak
Prototip olarak üretilecek yeni model E175 EP5 türbinler, Enerjisa Üretim’in Bandırma Enerji Üssü ve Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali’nde kurulacak. Türbinler ticari olarak satışa çıkmadan önce, Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek.
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, “Türkiye’nin hem ekonomik hem de çevresel hedefleri açısından yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaya ihtiyacı var. Biz de Enerjisa Üretim olarak ülkemizin yenilenebilir enerjideki güçlü potansiyelini kullanmak üzere rüzgar ve güneş yatırımlarımızı hızla hayata geçirmeye devam ediyoruz. Yatırımda ve üretimde sektöre öncülük eden bir konumda olmakla birlikte sektörün gelişmesi için elimizi taşın altına koymaya ve her türlü desteği vermeye hazırız. Tüm ekosisteme fayda sağlayacak bu iş birliği ile sektörümüzde hem teknolojinin gelişmesine hem de insan kaynağının gelişimine sürdürülebilirlik açısından katkı sağlamayı hedefliyoruz. ENERCON ile imzaladığımız anlaşma ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E175 EP5 yeni türbinleri test etmek ve gelişimine katkı sağlamak için ev sahipliği yapacağız. Yeni türbinlerin Türkiye’de Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek olması bizim ve ülkemiz için çok önemli. Yatırımlarımızı hep en yeni teknolojilerle hayata geçirdik ve henüz piyasaya sunulmayan bu türbinleri de inşallah başarılı geliştirme süreci sonrasında yeni sahalarımızda da göreceğiz.” dedi.
ENERCON CEO’su Dr Jürgen Zeschky, “Yeni türbin tipimiz ile Enerjisa Üretim ile güvene dayalı iş birliğimizi sürdürmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. ENERCON, önümüzdeki üç yılda Enerjisa Üretim için Türkiye’de 1.000 MW karasal güç kuracağımız YEKA RES 2 projesinin rüzgar türbinlerinin tedarikçisi konumunda. Yeni E-175 EP5’in teslimatı ile ortaklığımızın bir sonraki bölümünü başlatıyoruz.’’ dedi.
Geçtiğimiz Ekim ayında Enerjisa Üretim ve ENERCON arasında yapılan anlaşma kapsamında Enerjisa Üretim’in toplam 1,2 milyar dolar yatırımla hayata geçireceği yerli ve yenilenebilir santral yatırımları, Türkiye’nin şebekesine 1.000 megavat ek kapasite kazandırma imkanı tanımıştı. 5 yıl içerisinde Çanakkale, Aydın, Balıkesir ve Muğla’da üretime başlayacak santrallerin hem yatırımını hem de işletmesini üstlenen Enerjisa Üretim, yatırımların hayata geçmesiyle Türkiye’nin en büyük temiz enerji üreticisi konumunu güçlendirmeye devam edecek.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Elektrikli otomobiller tüm dünyada yeni bir trend haline gelirken Hyundai Motor Company, şimdi de dikkatleri çok farklı bir noktaya çekiyor. Elektrifikasyondaki yatırımlarının ve yoğun emeklerinin karşılığını cezbedici ve heyecan verici modellerle almaya başlayan Hyundai, özellikle performans tutkunu kullanıcıların yoğun ilgisini çeken N modelleriyle de elektrikli mobiliteyi bir araya getirmeye başladı.
Seri üretim yüksek performanslı elektrikli ilk N modeli
Hyundai N Departmanı, yüksek performanslı seri üretim ilk elektrikli N modeli olan IONIQ 5 N’in zorlu kış testlerini İsveç Arjeplog’daki Hyundai Mobis Proving Center sahasında gerçekleştirdi. Arjeplog’daki Hyundai Mobis test alanı, Kuzey Kutup Dairesi’ne bitişik konumu göz önüne alındığında dünyanın en zorlu ve en düşük yol tutuş katsayısına sahip buzlu yüzeyleri olarak sayılıyor. Zemin tamamen buzla kaplı olurken sıcaklık ise -30° dereceye kadar düşüyor. Pil ve şarj süresini etkileyen soğuk hava koşulları, elektrikli otomobillerin kış aylarındaki çalışma prensipini tamamen zorlaştırır. Bu doğrultuda; IONIQ 5 N’in batarya ve HTRAC dört tekerlekten çekiş sistemini test eden Hyundai N mühendisleri, aşırı düşük sürtünme koşullarındaki sürüş karakteri ve performans yeteneği arasındaki optimum dengeyi elde etmeye çalıştılar.
Hyundai, IONIQ 5 N modelinde de markanın Elektrikli Global Modüler Platformunu (E-GMP) kullanıyor. Hyundai N’nin Dünya Ralli Şampiyonası’nda elde ettiği başarılarını ve üst düzey performans teknolojilerini E-GMP ile birleştiren mühendisler, dünyanın en zorlu yarış pisti olan Nürburgring’de de aracın yol performansını test ettiler. Hem İsveç hem de Almanya’daki en keskin virajlarda ve uzun düzlüklerde test edilen Hyundai IONIQ 5 N, tipik olarak üç ana N marka kriterinden oluşuyor. “Viraj performansı”, “yarış pisti yeteneği” ve “günlük spor otomobil” gibi dinamikleri bir araya getiren IONIQ 5 N, Hyundai’nin elektrifikasyon stratejisindeki en hızlı seri üretim EV model olarak RM20e, RN22e, Veloster N E-TCR konseptlerini gerçek hayata uyarlıyor.
N Drift moduyla üst düzey sürüş keyfi
IONIQ 5 N’nin üst düzey viraj yeteneği, geliştirilmiş sürüş modlarıyla destekleniyor. Sürüş modlarına ek olarak; otomobilin ön ve arka tork dağılımını, tork oranını, süspansiyon sertliğini, direksiyon tepkilerini ve e-LSD (elektronik Sınırlı Kaymalı Diferansiyel) sistemini, N Drift Optimizer da destekliyor. Her seviyedeki sürücüye drift keyfini yaşatmaya yardımcı olan “N Drift” modu, performans tutkunu kullanıcıları heyecanlandıran özelliklerden biri olacak.
Yeni nesil e-LSD
IONIQ 5 N, özel olarak geliştirilmiş bir e-LSD yani sınırlı kaymalı diferansiyel ile üretiliyor. Tamamen elektronik kontrol ünitesiyle yönetilen bu diferansiyel, yol tutuşu iyileştirmek için tekerleğin ne zaman ekstra torka ihtiyaç duyduğunu belirlemek için sensörlerden gelen tepkileri anlık olarak analiz ediyor. Böylece e-LSD, yarış pistinde veya yüksek tempolu sürüş esnasında yol tutuşu mükemmel seviyelere çıkarmak için oluşan yüksek torku tekerlere değişken bir şekilde iletiyor. IONIQ 5 N, farklı sürüş modları için optimize edilmiş “N Tork” modunu da etkin bir şekilde kullanıyor. Hem ön hem de arka tekerlekler için tork seviyesini seçmeye olanak tanıyan bu sistem, gücü dört tekerleğe de değişen oranlarda dağıtmak için e-LSD ile birlikte çalışıyor. Bu da drift moduna doğrudan etki ederek keyif seviyesini zirveye çıkarıyor.
Hyundai, önümüzdeki günlerde daha fazla teknik bilgi ve donanım açıklayacak. Heyecan verici Hyundai IONIQ 5 N, Temmuz ayında yapılacak lansmanın ardından satışa sunulacak.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
11’inci Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards töreninde Dacia Jogger lansmanı “En İyi Lansman Etkinliği” ve “En İyi Etkinlik Prodüksiyonu” ödüllerini alarak başarılarına yenileri ekledi.
Turizm ve etkinlik sektörünün “Oscar”ları olarak bilinen ve sektörün en iyilerinin ödüllendirildiği Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards töreninin 11’incisi, 9 Nisan Pazar günü gerçekleşti. Dacia Türkiye, OYAK Turizm Hizmetleri iş ortaklığı ile ezber bozan bir kurguda gerçekleştirdiği Dacia Jogger lansmanıyla iki ödül birden kazanarak önemli bir başarıya daha imza attı.
Törende “En İyi Lansman” ve “En İyi Etkinlik Prodüksiyonu” ödüllerini alan Jogger lansmanının her detayında birbirinden yaratıcı ve etkileyici unsurlar, etkinliğin merkezinde konumlandırıldı. Iğdır ve Kars’ta organize edilen etkinliğin ilk adımı Iğdır’da 12 bin metrekarelik bir alana yayılan Tuzluca Mağaraları’nda gerçekleşti. Dacia’nın yenilenen yüzü ve felsefesi mağara duvarlarında tamamen etkinliğe özel olarak oluşturan “video mapping” prodüksiyonu ile sahnelendi. Dijital sanat gösterileriyle Dacia dünyasının merkezine dönüşen mağaranın farklı bölümlerinde, profesyonel oyuncularla otomobilin modülerliğine odaklanan sürpriz mizansenler hayata geçirildi. 22 projeksiyon ile oluşturulan görsel içerikler, dansçılar ve Jogger modeli ile ortak bir akışın içerisinde enstalasyonlar gerçekleştirildi. Oluşturulan yapay zekâ konseptinin katılımcılar ile bire bir etkileşim kurduğu organizasyonda, Jogger’ın teknik detayları ise mağara içinde lansman için özel olarak tasarlanan konferans salonunda paylaşıldı. Yöreye has lezzetlerden oluşan, mağaranın loş atmosferinde gerçekleştirilen ‘Kayıp Yemek’ konseptiyle misafirlere gastronomi deneyimi de yaşatıldı.
Jogger’ın ilk sürüşlerine bölgenin gizemli coğrafyası ev sahipliği yaptı. Bir mağara içinde yapılan ilk test sürüşü deneyimi ile başlayan; doğa harikası Gökkuşağı Tepeleri, Aras Nehri kıyıları ve Ani Antik Kenti’ni de kapsayan, kartpostallık görüntülerin ortaya çıktığı rotalarda aracın sürüş kabiliyetlerine odaklanıldı. Tüm detaylarında kişiselleştirmelerin düşünüldüğü lansmanda, her bir Jogger isme özel hazırlanırken; lansman alanı katılımcıları maceraya çağıran bisiklet, tavan çadırı, kayak takımları ve port bagaj gibi aksesuarlarla donatıldı.
Jogger lansmanı başarısını ödüllerle kanıtlamaya devam ediyor
Dacia Türkiye, Jogger lansmanıyla ACE of M.I.C.E. Awards’tan kazandığı ödüllerin yanı sıra Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin 2022 Satış ve İletişim Ödülleri’nde basın mensupları tarafından da ”Yılın Basın Lansmanı” seçilerek başarısını kanıtlamıştı.
Ayrıca Global Renault’nun faaliyet gösterdiği tüm ülkelerdeki en iyi iletişim çalışmalarını ödüllendirdiği “Countries Challenge” yarışmasında finalist seçilerek uluslararası platformda da takdirleri kazanmıştı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), zorlu bir operasyon ortamında hava kargo endüstrisinin ivmesini sürdürmesini sağlamak için üç önceliğin altını çizdi. İstanbul’da süren 16. Dünya Kargo Sempozyumu’nda (WCS) belirlenen öncelikler şöyle:
• Sürdürülebilirlik
• Dijitalleşme
• Emniyet
IATA’nın Küresel Kargo Başkanı Brendan Sullivan şunları söyledi: “Hava kargo sektörü, pandemiye ilk girdiğinde olduğundan farklı bir sektör. Gelirler, salgın öncesine göre daha yüksek. Verimler daha yüksek. Dünya tedarik zincirlerinin ne kadar kritik olduğunu öğrendi. Ve hava kargosunun havayollarının kâr hanesine katkısı her zamankinden daha belirgin. Yine de, iş döngüsü ve küresel olaylarla hâlâ bağlantılıyız. Dolayısıyla, Ukrayna’daki savaş, faiz oranları, döviz kurları ve istihdam artışı gibi kritik ekonomik faktörlerin nerede olduğu konusundaki belirsizlik, bugün endüstri için gerçek olan endişelerdir. Mevcut durumda ilerlerken, hava kargonun öncelikleri değişmedi, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve güvenliğe odaklanmaya devam etmemiz gerekiyor”
Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirlik kritik bir öncelik Geçen Ekim ayında, 41. ICAO Meclisinde hükümetler, endüstrinin 2021’de kabul ettiği taahhüdüne uygun olarak, 2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonuna ilişkin Uzun Vadeli Arzu Edilen Hedefi (LTAG) kabul etti. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) bu hedefe ulaşmak için kritik öneme sahip, karbon azaltımının %65’i SAF’tan gelecek, ancak üretim seviyeleri zorlu olmaya devam ediyor. Bu noktada, IATA, üretim için hükümet teşvikleri çağrısında bulundu.
Sullivan bu konuda ise “SAF üretiliyor. Ve her bir damla kullanılıyor. Sorun, miktarların küçük olmasıdır. Çözüm, devlet politikası teşvikleridir. Üretimi teşvik ederek, 2030 yılına kadar 30 milyar litre SAF’nin kullanılabilir olduğunu görebiliriz. Bu, olmamız gereken yerden hâlâ çok uzak olacak. Ancak bu, uygun fiyatlarla bol miktarda SAF miktarına yönelik net sıfır hedefimize yönelik açık bir devrilme noktası olacaktır” dedi.
IATA, endüstrinin enerji geçişini desteklemek için çalıştığı diğer üç alanı da şöyle özetledi:
• Doğru ve standartlaştırılmış emisyon hesaplama metodolojisinin geliştirilmesi ve operasyonlardan kaynaklanan emisyonları hesaplamak için kesin bir araç olan CO2 Connect for Cargo’nun bu yılın sonlarında kullanıma sunulması yoluyla etkin karbon hesaplamalarını ve dengelemeyi desteklemek.
• IATA Çevresel Değerlendirmesini (IEnvA) havalimanlarına, kargo taşıma tesislerine, nakliye komisyoncularına ve rampa işleyicilerine genişletmek, sektörün ticari başarıyı artırmasına, sürdürülebilirlik eylemlerimize güven oluşturmasına ve sektörü olumlu yönde etkilemesine olanak tanır.
• Havayolları için ESG Metrics Guidance ile dolaşımdaki birçok metodolojiyi ortadan kaldırmak için çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ile ilgili metrikler geliştirmek.
Dijitalleşme
Hava kargonun verimliliğini sürekli iyileştirmesi gerekiyor. En büyük potansiyele sahip alan dijitalleşme. IATA bu noktada ise üç hedef belirledi:
• Ocak 2026’ya kadar ONE Record’un %100 havayolu kapasitesi. Bu girişim, nakliye belgeleri için kullanılan birçok veri standardını her sevkiyat için tek bir kayıtla değiştirecektir. Kargo Hizmetleri Konferansı, Pazar günü 1 Ocak 2026’ya kadar %100 havayolu kabiliyetine ulaşmak istediği konusunda anlaştı ve Kargo Danışma Konseyi bu vizyonu destekliyor.
• Küresel tedarik zincirini desteklemek için dijital standartların uygulanmasını sağlamak. Dünya genelinde sevk edilen zamana ve sıcaklığa duyarlı malların koşullarının kalitesini ve doğruluğunu izlemek için kullanılan izleme cihazları – IATA Etkileşimli Kargo yönergeleri – ile ilgili kılavuza son şekli verilmiştir.
• Giderek dijitalleşen gümrük, ticaretin kolaylaştırılması ve diğer devlet süreçlerine uyum ve destek sağlamak. Dijitalleşme, ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesinde, sınırlardaki operasyonel engellerin azaltılmasında ve mal akışının güvenli bir şekilde yönetilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Güvenlik
Sürdürülebilirlik ve verimliliğin yanında güvenlik de var. Hava kargo gündeminde lityum piller hakim olmaya devam ediyor. Çok şey yapıldı. Ama dürüst olmak gerekirse, bu hala yeterli değil.
IATA, hava kargosu için üç güvenlik önceliği de belirledi:
• Sahte nakliyecileri durdurmak, Sivil havacılık yetkilileri, kargo veya posta gönderilerinde lityum pil beyan etmeyen nakliyecilere karşı güçlü önlemler almalıdır.
• Lityum pil içeren yangına dayanıklı hava taşıtı konteynırları için bir test standardının geliştirilmesinin hızlandırılması.
• 1 Ocak 2025’ten itibaren yürürlüğe giren tüm lityum pille çalışan araçları tanımlayan tek standardın hükümetler tarafından tanınmasının sağlanması.
Hava Kargonun Değeri
Sullivan son olarak “Hava kargo kritik öneme sahip bir sektör. Dünyadaki insanlar için daha iyi bir gelecek inşa etmeye yardımcı olur. hayat kurtaran, ihtiyacı olanlara yardım ve yardım sağlayan bir endüstridir. Sektör, Suriye ve Türkiye’deki depremlerden etkilenenlere destek için seferber oldu. Sullivan, hava kargosunun ihtiyaç sahiplerine destek sağlamanın güvenilir ve verimli bir yolu olmaya devam etmesini sağlamak için birlikte çalışmak, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerimizi güçlendirmek ve ekonomilerimizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak çok önemlidir” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bitay Araştırma Departmanı Analisti Alper Samet Yorak sektörü ilgilendiren gelişmeleri değerlendirdi; “Dün diğer tüm yatırım araçlarının aksine kripto para piyasası yükselerek piyasalardan pozitif ayrıştı. Bitcoin dün gece saatlerinde gelen %4’lük bir toparlanma ile güne 28.390$ seviyelerinde başladı. Ethereum ise bu sabah 1860$ seviyelerinde güne başladı. Kripto para piyasasının toplam hacmi 1,2 trilyon dolara yaklaştı.”
Dün yerelde ve globalde neredeyse tüm yatırım araçları ciddi satış görürken kripto para piyasası pozitif ayrışarak Bitcoin tekrar 28.000$’ın üzerine çıktı. ABD, Avrupa, Asya ve Türkiye’de hisse senedi piyasaları %2’nin üzerinde günü negatif kapatırken Bitcoin öncülüğünde kripto para piyasasında alımlar görüldü. Dün 27.000$’a tekrardan gerileyen Bitcoin, akşam saatlerinde gelen alımlarla %4’ün üzerinde artışla 28.500$’a kadar yükseldi. Şu sıralar 28.390$ seviyesinden alıcı bulan Bitcoin’in 27.000$ seviyesine tutunması ve 28.000$ bölgesinin üzerine yükselmesi kısa vadeli olumsuz görünümü törpülemiş gözüküyor. Ethereum dan Bitcoin’e eşlik ederek 1885$’a kadar yükseldi. Ethereum bu sabah saatlerinde 1860$ seviyelerinden alıcı buluyor. Gelen alımlarla kripto para piyasasının toplam değeri 1,2 trilyon dolara yaklaştı ve 1,19 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bitcoin’in yükselişe öncülük etmesiyle de dominasyonda artış görüldü. İki haftalık aranın ardından Bitcoin dominasyonu tekrardan %48’e ulaştı.
Bitcoin’in diğer varlık sınıflarından pozitif ayrışmasının öncelikli sebebi ise Microsoft ve Alphabet (Google) şirketlerinin güçlü gelen ilk çeyrek bilançoları ile iflas edeceği konuşulan ve yatırımcılarını ciddi zarara uğratan First Republic Bank’ın borsada işleme kapatılması. Microsoft beklentilerden iyi net kar elde ederken Alphabet’in hisse geri alım programı açıklaması ve hisse başı karın beklentilerden iyi gelmesi yatırımcıları sevindirdi. Böylece teknoloji hisseleriyle tandem bir performans gösterme eğiliminde olan kripto para piyasasında da alımlar görüldü.
Bugün ABD’de Facebook ve Instagram’ın sahibi Meta şirketinin bilançosu takip edilecek. Gelebilecek iyi bir bilanço ABD teknoloji endeksi ve kripto para piyasası üzerinde pozitif etki yaratabilir. Bununla birlikte yine First Republic Bank ile ilgili potansiyel gelişmeler bankacılık krizinin yayılmaya devam edip etmeyeceği konusunda bilgi verebilir ve piyasada volatilite yaratabilir.
BITCOIN TEKNİK ANALİZ
Yükselen kanalı sert hareketle kıran ve birkaç gündür yatay bir bantta hareket eden Bitcoin, dün gece saatlerinde gelen %4’lük bir toparlanma ile güne 28.390$ seviyelerinde başladı.
Önemli bir direnç seviyesini aşan ve 50 günlük hareketli ortalama seviyesinin üzerinde olan Bitcoin için, yukarı yönlü hareketliliğin devam etmesi için 28.280$ ve 28.370$ üzerinde günlük kapanışlar yapması önemli olacaktır. Kalıcılık sağlaması halinde tekrar yükselen kanal içerisine dahil olması beklenebilir. Bu süreçte önemli ilk direnç seviyesi 29.350$ olurken ikinci direnç seviyesi olarak 29.890$ karşılanabilir.
Olumsuz senaryoda 28.280$ seviyesine tutunamaması halinde ilk olarak 27.760$ ardından da 27.140$ seviyeleri tekrar test edilebilir. Bu seviyelerin kırılması halinde ise 26.760$ seviyesi oldukça önemli bir destek seviyesi olarak karşımıza çıkıyor.
ETHEREUM TEKNİK ANALİZ
Ethereum’daki yükseliş, dün Bitcoin’deki %3’lük yükselişe rağmen %1.3 ile sınırlı kaldı. Oldukça önemli bir direnç seviyesi olan 1885$ seviyesini 4 gündür test eden Ethereum bu sabah saatlerinde tekrar test etse de kıramamış gözüküyor ve 1860$ seviyelerinde hareketlilik gösteriyor.
Güne kırmızı mumla başlayan Ethereum için olası yukarı yönlü bir harekette 1885$ seviyesini kırması ve üzerinde günlük kapanışlar yapması önemli olacaktır. Ardından 1950$ seviyesi yine önemli bir direnç seviye olarak çalışabilir. Bu seviyelerin kırılması hızlı yükselişleri beraberinde getirebilir.
Olası aşağı yönlü bir harekette ise 1840$ ve 1820$ seviyelerinin destek olarak çalışması beklenebilir. Bu seviyelerin kırılması halinde 1785$ seviyelerine kadar bir geri çekilme görülebilir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı