Etiket: Teknoloji

Hepa Türkiye’ de Üst Düzey Atama “Yeni Genel Müdür Yalçın Orhon”

Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı HEPA TÜRKİYE’de üst düzey atama yapıldı. Türkiye ve Macaristan arasındaki karşılıklı ticari ilişkilerin gelişmesine yönelik ülkeler arası köprü görevi gören HEPA’nın yeni Genel Müdürü Yalçın Orhon oldu. 

Türkiye Macaristan ticari ilişkileri açısından oldukça önemli bir pozisyona sahip olan HEPA Türkiye’nin yeni Genel Müdürlüğü görevine iş dünyasının deneyimli ismi   Yalçın Orhon atandı.

Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı, Macaristan Ulusal İhracat Stratejisi doğrultusunda hareket eden Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı HEPA’nın Türkiye ve Yunanistan’dan sorumlu resmi temsilcisi olarak 2015 yılında kurulan HEPA Türkiye, karşılıklı ticari ilişkilerin gelişmesine yönelik ülkeler arası köprü görevi görüyor. Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da, ayrıca Atina ve Budapeşte’de yer alan toplam 6 ofisi ile faaliyet gösteren HEPA hizmet verdiği Macar şirketlerin ürün ve hizmetlerini Türkiye ve Yunanistan pazarlarında tanıtarak karşılıklı ticaretin gelişmesine katkı sağlıyor ve ülke ekonomilerinin büyümesinde önemli rol oynuyor. Pazar araştırma raporları hazırlamak, şirketlerin doğru ve güvenilir yerel partnerler bulmalarına yardımcı olmak, Macaristan’dan ürün tedarik etmek isteyen Türk ve Yunan firmalarına tedarikçi sağlamak gibi hizmetleri bulunan HEPA Türkiye, ayrıca, tanıtım faaliyetleri kapsamında, ülke günleri düzenleyip katıldığı uluslararası ve yerel fuarlarda Macaristan firmalarını temsil ediyor. Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı HEPA Türkiye, Türk girişimcilere Avrupa’ya ihracat fırsatı sunuyor. Yatırımcılar, HEPA’nın kendilerine sunduğu yol haritasından yararlanarak, ticari faaliyetlerini Avrupa’ya taşıyor.

HEPA TÜRKİYE Genel Müdürü Yalçın Orhon Kimdir?

Lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Kamu İşletmeciliği bölümünden mezun olan HEPA TÜRKİYE Genel Müdürü Yalçın Orhon; Indiana University of Pennsylvania dan MBA derecesini almıştır. Kariyerine 1984 yılında başlayan Orhon, kariyeri boyunca NCR, Iontech gibi şirketlere liderlik etmiştir. 2022 yılında dahil olduğu Polat Holding ailesinde Teknoloji Yatırımları Sektör Başkanı olarak görev alırken 2023 Nisan itibarıyla da HEPA TÜRKİYE’ye Genel Müdür olarak atanmıştır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Michelin 2050 Yılına Kadar Lastiklerini Yüzde Yüz Sürdürülebilir Malzemelerden Üretecek!

Mobilite alanında öncü şirketlerden biri olan Michelin, 2050 yılına kadar Michelin lastiklerinde yüzde yüz sürdürülebilir malzemeler kullanımı hedefi başta olmak üzere çevresel taahhüdünü açıkladı. 2010 ile 2030 yılları arasında CO2 emisyonlarının yüzde 50 azaltılması ara hedefiyle 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı planlayan Michelin, su tüketimini de 2030 yılı itibarıyla yüzde 30’dan fazla azaltma doğrultusunda aksiyonlar alıyor.

 

 

Michelin, Batı Avrupa’daki en büyük lastik fabrikası ve en modern tesislerinden biri olan İtalya’nın Cuneo kentindeki endüstriyel tesisinde “Uluslararası Medya Günü” organizasyonunu gerçekleştirdi. Sürücüler, üreticiler ve küresel ısınma açısından söz konusu olan yeni gereklilikler karşısında lastik pazarının gelişimini ve insanlara, teknolojiye ve çevreye ilişkin yeni zorluklar karşısında tesislerin dönüşümünün ele alındığı organizasyonda, Michelin, 2050 yılına kadar lastiklerinde yüzde yüz sürdürülebilir malzeme kullanımı hedefi olmak üzere çevresel taahhüdünü açıkladı.

 

Son birkaç yılda yaşanan gelişmeler sonucunda otomobil pazarlarının köklü bir değişim sürecine girdiğini, geçtiğimiz 30 yıl içerisinde ise dünyanın dört bir yanındaki tüketicilerin kullanım alışkanlarının ve ihtiyaçlarının büyük ölçüde değiştiğinin altını çizen Michelin, tüm bunları etkileyen faktörler arasında daha kişisel, daha konforlu ve daha güvenli araçların yükselişinin yanı sıra araç paylaşımı veya araç kiralama sektörünün gelişiminin yer aldığını vurgularken; küresel ısınma ve giderek katılaşan çevresel kısıtların birçok pazarda ciddi bir etkisi olduğunu belirtiyor.

 

Lastik Pazarının Ana Trendlerini Desteklemek Önem Taşıyor

 

Araçların gelişmesi ile genişleyen lastik ebatları son dönemde öne çıkan bir trend olarak görülüyor. Bu trendin küresel ısınma ve kaynak kıtlığı bağlamında tüketim ve CO2 emisyonları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu aktaran Michelin, bu paradoksa teknolojiyi kullanarak yanıt verdiklerine örnek olarak Michelin ürünlerindeki yuvarlanma direncinin azaltıldığını gösteriyor. 2021 yılında lastiklerinin yaklaşık 3,4 milyar litre yakıt tasarrufu sunmasını ve dolayısıyla 2010 yılına kıyasla 8,7 milyon metrik ton CO2 salınımının önlenmesini sağlandığını belirten Michelin, bu enerji verimliliğini %10 oranında iyileştirerek 2030 yılında da çalışmalarına devam edeceklerini vurguluyor.

Bir başka trend olarak dört mevsim lastik segmentinin Avrupa’daki güçlü gelişiminin ele alındığı organizasyonda Michelin, sürücülerin uzun zamandır kullanmaktan kaçındığı dört mevsim lastiklerinin Avrupa’da ciddi bir başarı yakaladığı ve satışlarının son birkaç yılda üç katına çıktığının altını çiziyor. Dört mevsim lastik segmentinin özellikle Michelin tarafından gerçekleştirilen teknolojik atılımlarla göz alıcı performansı ve kullanım kolaylığı için tercih edildiği vurgulanıyor. Bu pazarda Grup, önümüzdeki beş yıllık süreçte %11’den daha yüksek oranda büyüme bekliyor. Bu alanda; Küresel ısınma, öngörülemeyen ve ani hava değişimleri, Avrupa yönetmeliklerindeki değişiklikler, yaz ve kış mevsimleri için iki ayrı grup lastik satın almak istemeyen tüketicilere sağlanan avantajlar ve Araç filoları ve kiralama iş kollarının gelişimi gibi faktörlerin katkıda bulunacağına işaret ediliyor.

Lastik pazarında bir başka trend olarak ise elektrikli araçların yükselişi ile lastiklerin ilgi odağı haline gelmesi gözlemleniyor. Araçların performansı ve kısıtları nedeniyle lastiklere ilişkin beklentiler arttığını vurgulan Michelin, elektrikli araçların performans gösterebilmesi adına lastiklerin hızlanma ve yavaşlama esnasında tork değerinin artması sebebiyle uzun ömürlülük, otonomi açısından temel faktör olan yuvarlanma direnci, akülerin ağırlığının taşınması açısından esas olan yük kapasitesi ve elektrikli araçların ürettiği gürültünün yüzde 70’inin motor kaynaklı değil sürüş kaynaklı oluştuğu için gürültü azaltma özelliklerine sahip olması gerektiğini aktarıyor. Tüm bu gereklilikler ise Michelin’in teknolojilerini ve bilgi birikimini tam anlamıyla kullanabilmesi için benzersiz bir fırsat olarak görülüyor.

Kapsamlı Bir Dönüşüm Geçiren Fabrikalar

Lastik pazarında yaşanan gelişmelere ve trendlere ek olarak mevcut durumda Grubun fabrikalarında gerçekleşen dönüşümlerinin de ele alındığı organizasyonunda son birkaç yıldır Michelin’in üretim tesislerinde insan, teknoloji ve çevre başlıkları olmak üzere üçlü değişiklik gerçekleştirildiği vurgulanıyor. Öyle ki, liderlik modelini temel alarak sorumluluk alma konsepti açısından iddialı bir iş dönüşümü başlattıklarını belirten Michelin, bu dönüşüm ile bugün büyük başarılar elde ediyor. Michelin, üretim ekiplerinin çalışmalarını iyileştirmek için 15 yıldır fabrikalarında bu çığır açan yönetimsel yenilik süreçlerini geliştiriyor. Bugün bu kapsamlı değişim, fabrikaların özellikle endüstriyel mesleklerin çekiciliğini artırma zorluğuna yanıt verme konusunda daha iyi ekonomik performans sergilemesine katkıda bulunuyor. 

Michelin ayrıca, dijitalleşme ve yapay zeka kullanımıyla sektörü de dönüştürüyor. Robotları yapay zeka ile bir araya getiren Factory 4.0, özellikle arızaların öngörülmesine, üretim kalitesinin ve esnekliğinin artırılmasına ve çalışma koşullarının ve çalışan niteliklerinin iyileştirilmesine olanak sağlayarak dönüşümün ölçeğini artırıyor.

Dünya genelinde 85’ten fazla tesiste faaliyet gösteren, yılda yaklaşık 200 milyona yakın lastik üreten ve sektördeki yaklaşık 81.000 kişiye istihdam imkanı sağlayan Michelin, 2005 ile 2019 yılları arasında fabrikalarının çevresel etkisini yarıya düşürdü. Grubun bundan sonraki süreçte 2010 ile 2030 yılları arasında CO2 emisyonlarının yüzde 50 azaltılması ara hedefiyle 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak yer alıyor. Bu hedefe ulaşmanın tek yolu, Grubun enerji tasarrufu ve yeşil enerjiye geçiş bağlamındaki çabalarını hızlandırması olarak görülüyor. Michelin yalnızca CO2 emisyonlarının etkisini azaltmakla kalmak istemiyor; Grup aynı zamanda su tüketimini de 2030 yılı itibarıyla yüzde 30’dan fazla azaltma doğrultusunda aksiyonlar alıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kariyernet ve Hepsiburada, Deprem Bölgesinde Afetten Etkilenenlerin İş Hayatına Dönüşlerine Destek Oluyor

Hepsiburada ve Kariyernet, deprem bölgesindeki işletmelere destek olmak amacıyla iş birliği yaparak, ücretsiz işe alım ilanları sunuyor. 

Türkiye’nin Hepsiburada’sı, deprem bölgesindeki iş ortaklarına, Kariyernet ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında işe alım ilanları konusunda destek veriyor. Deprem bölgesinin kalkınması için hayata geçirdiği “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programı kapsamında gerçekleştirilen projeyle, kariyernet üzerinden Hepsiburada İşortaklarının verdiği ilanlar için herhangi bir ücret alınmayacak. Mevcut kariyernet üyesi iş yerleri ise ilan haklarından eksilmeden ilanlarını sistem üzerinden girebilecek. Türkiye’nin en büyük istihdam platformu Kariyernet ile yapılan bu iş birliği kapsamında deprem bölgesindeki iş verenler ile iş arayanlar bir araya gelerek bölgenin ekonomik olarak kalkınması için de bir adım daha atmış olacak.

 

Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Murat Büyümez, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaklaşık 1 ay önce açıkladığımız “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programı kapsamında 2 yıl boyunca odağımızın bölgeye yapılacak faydalar üzerine olacağını kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz projelerden biri de Türkiye’nin en büyük istihdam platformu Kariyernet ile oldu. Bölgenin ayağa kalkması ekonomik olarak güçlenmesine dolayısıyla da istihdamın da artmasına dayanıyor. Bu kapsamda deprem bölgesindeki Hepsiburada iş ortaklarımızın iş ilanlarını kariyernet üzerinden ücretsiz vererek, süreci hızlı bir şekilde ilerletebilmelerini amaçladık” dedi. 

Afetzedeler için “Deprem İstihdam Seferberliği”

Kariyernet Ürün Yönetimi ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Kargan şunları söyledi: “Deprem felaketinden sonra bölgede yaşayanların hayatlarını yeniden kurabilmeleri için istihdamın kilit öneme sahip olduğunu biliyoruz. Bu amaçla depremden birkaç gün sonra “Deprem İstihdam Seferberliği”ni başlattık. Seferberlik kapsamında 3 binden fazla işverenimizin yayınladığı binlerce ilan ile 60 binden fazla vatandaşımızın işlere ulaşmasına aracılık ettik; ücretsiz teknoloji eğitimleri ve istihdam fuarları düzenledik. Şimdi de bu seferberliği Hepsiburada işbirliği ile daha farklı bir boyuta taşıyoruz. Afet bölgesinde yaşayan 13 bin Hepsiburada iş ortağının işlerini yeniden düzene koyabilmelerine destek olmak için çalışan ihtiyaçlarını karşılayacağız. Deprem İstihdam Seferberliği platformumuzda 13 bin işverenin ilanlarını ücretsiz yayınlayarak doğru adaylarla buluşmalarına aracılık edeceğiz. El birliği ile yaraları sarmak için çalışmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Perakende şirketleri tüketici taleplerindeki değişimi dikkate almalı

 EY araştırması, tüketicilerin beklentilerindeki değişime bağlı olarak, perakendecilerin müşteri odaklı değer sunmaya her zamankinden daha fazla odaklanmaları gerektiğini vurguluyor.

 

Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY, Future of Retail (Perakendenin Geleceği) raporuyla tüketicilerin temel beklentilerine ışık tutuyor ve şirketlere içinde bulunduğumuz yeni döneme yönelik öneriler sunuyor. Perakendecilerin, müşteri odaklı değer sunma konusunda her zamankinden daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çeken rapor; tüketici beklentilerindeki değişimleri dikkate almalarını ve sundukları değerlerin tüketiciler için ne anlama geldiğini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor. 

EY’ın Future of Retail raporuna göre, tüketiciler markalardan hayatlarını daha kolay, daha iyi ve daha tatmin edici hale getirmelerini bekliyor. Tüketici talepleri, markalar için yol gösterici nitelikte olan üç temel unsuru (the Three I’s) ortaya çıkarıyor: Görünmezlik (Invisibility), Vazgeçilmezlik (Indispensability) ve Samimiyet (Intimacy).

Görünmezlik (Invisibility): Perakendeciler; tüketicilerin ihtiyaç duyduğu ürünlere istedikleri yerde ve zamanda rahatlıkla ulaşmalarını sağlayarak hayatlarını kolaylaştırabilir ve satın alma işlemini neredeyse temassız ve farkında olmadıkları, otomatik bir süreç haline getirebilir.

Vazgeçilmezlik (Indispensability): Perakendeciler, tüketicilerin yaşamını iyileştirmek için ürünleri birbiriyle bağlantılı ve bütünsel olarak paket hizmet halinde sunabilir. Ürün ve hizmetlerin bir ekosistem aracılığıyla bir araya getirilmesi, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı bütünsel önceliklerini çözmek için güven sağlayabilir.

Samimiyet (Intimacy): Perakendeciler, tüketicilere kendilerini ve temel değerlerini yansıtan daha iyi deneyimler sunarak daha tatmin edici hale gelebilir. Ayrıca, kişiselleştirilmiş harika deneyimler sunmak sadakati arttırabilir.

 

EY raporuna göre markalar, tüketici ilgisini kazanmak ve korumak için bu üç değer unsurunu ideal bir şekilde harmanlayarak sunmalı; müşterilere zaman kazandırmak için hıza, rahatlığa ve verimliliğe odaklanan bir yaklaşım benimsemeli. Ayrıca, tüketici ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için hizmeti ve deneyimi rekabette farklılaştırmalı.

Diğer yandan, çevrimiçi deneyim yepyeni fırsatlar yaratıyor. Doğrudan tüketici (D2C) modeli, markaları giderek daha fazla “perakendeci” olmaya yönlendirirken, özel etiket (private label) kavramı perakendecilerin de giderek daha fazla markalaşmasına olanak sunuyor.

Fiziksel ve dijital perakende satış kanallarının hızla arttığı ve tedarik zincirlerinin hızla küreselleştiği günümüzde; seçenek, şeffaflık ve bulunabilirlik konularında yükseliş söz konusu. Bir zamanlar sadece birkaç marka ve birkaç mağaza ile sınırlı olan tüketici seçimi, şimdi yeni ürünleri ve kanalları içeren zengin bir satın alma seçeneğini kapsıyor. 

Günümüzde tüketiciler sorunsuz ve ultra konforlu alışveriş beklentisi içindeler. EY raporu, perakendenin nasıl evrimleşmesi gerektiğini ve gelecekte önemli olacak değer önerilerinin sonuçlarını ele alıyor. Tüketiciye ihtiyaç duydukları anda kolay ve hızlı bir perakende deneyimi sunmak önem kazanıyor. Ayrıca, ürünleri ve hizmetleri iş ortakları aracılığıyla bir araya getirerek, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı önceliklerini bütünsel olarak çözmek güven sağlıyor. Bunların yanı sıra tüketiciler, kişiselleştirilmiş deneyimlere ve ortak değerlere önem veriyor.

Yeniliklerin ve teknoloji platformlarının hızlı gelişimi beklentileri yükseltiyor 

EY Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal: 

“Perakendecilerin faaliyet tanımlarında artık tüketici daha merkezde yer alıyor. İnternet ortamı daha fazla bilgi, seçenek ve şeffaflık sağlarken; çevrimiçi platformlar tüketicilere nelerin mümkün olduğunu göstererek beklentileri yeniden tanımlıyor. Günümüzde hem dijital hem de fiziksel mağazalar, deneyime yepyeni boyutlar kazandırmaya devam ediyor. Tüketicilerin ürünlere erişme ve satın alma şeklini geliştirmeyi sürdürüyor. 

Bugün tüketiciler; diledikleri zaman, diledikleri yerde sürdürebildikleri ve kolayca tamamlayabildikleri alışveriş deneyimlerini benimsiyor ve bu deneyimleri alışverişlerinde giderek daha fazla tercih ediyor. Tüketiciler, arama motorlarını hızlı bir şekilde, şeffaf bilgileri ve ürün seçeneklerini toplamak için kullanıyor. Hız ve konfora yönelik beklentiler gittikçe artıyor. Yani artık tüketici istediğini, istediği zaman ve istediği yerde görme olanağına sahip oluyor. 

Sosyal ve çevresel değerler; tüketicilerin ne satın aldıklarından kimden satın aldıklarına kadar giderek daha belirleyici hale geliyor. Markalar için başarı ölçütü, sadece ürün satışına odaklı basit bir işlem olmaktan çıkıp, tüketiciyle güvenilir ve uzun vadeli ilişki kurabilme yeteneğiyle de tanımlanıyor. 

Perakende alanına yönelik değerli içgörüler sunan EY Future of Retail (Perakendenin Geleceği) raporu, perakendecilerin, somut ve soyut değerler sunarak müşterilerinin hayatlarına dokunma ve entegre olmanın yollarını bulması gerektiğini ortaya koyuyor.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vodafone Discover Genç Yetenek Programı’na Başvurular Devam Ediyor

Vodafone’un 2008’den bu yana sürdürdüğü Discover Genç Yetenek Programı’nda başvuru ve değerlendirme süreci devam ediyor. Programa Nisan sonuna kadar LinkedIn ve Kariyernet üzerinden başvuru yapılabiliyor. Her yıl binlerce başvurunun alındığı programla bugüne kadar 666 genç istihdam edildi.

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, geleceğin teknolojilerine yön verecek genç yetenekleri bünyesine katmayı sürdürüyor. Vodafone’un 2008 yılından beri sürdürdüğü Discover Genç Yetenek Programı’nda yeni dönem başvuruları ve değerlendirme süreci devam ediyor. Programa Nisan sonuna kadar LinkedIn ve Kariyer.net üzerinden başvuru yapılabiliyor. Her yıl binlerce başvurunun alındığı programla bugüne kadar 666 genç istihdam edildi. 

Geleceğin liderleri olarak gördükleri genç yetenekleri keşfetmeyi ve organizasyonlarına katmayı önemsediklerini belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, şunları söyledi:

“Vodafone’un global ölçekte tüm ülkelerinde uyguladığı Discover Genç Yetenek Programı ile tam 16 yıldır şirketimizin genç ve dinamik yüzünün en büyük temsilcilerini ağırlıyoruz. Yüksek potansiyele sahip gençleri Vodafone’a kazandırarak, lokal ve global kariyer olanaklarından faydalanmalarına, eğitim-gelişim programları ile desteklenmelerine olanak tanıyor ve aynı zamanda Vodafone Türkiye’nin yetenek havuzunu genişletmeyi amaçlıyoruz. 16 yıl önce 3 kişi alarak başlattığımız bu program sayesinde her yıl artan bir ivmeyle istihdama olan katkımızı sürdürüyoruz. Bugüne kadar toplam 666 genci bünyemize kattık. Kariyerine Discover olarak başlayan ve şu an Vodafone Liderlik Ekibimizde yer alan çok sayıda çalışma arkadaşımız bulunuyor. Her yıl programın tasarımını gözden geçirerek iyileşme fırsatı olan tarafları paydaşlarımızın da görüşleriyle geliştiriyoruz. Her zaman olduğu gibi gelecekte de gençler bizim en büyük motivasyonumuz ve rehberimiz olmaya devam edecek.”

Geçen yıl 78 genç kabul edildi

Geçen yıl Türkiye’nin dört bir yanından 4 bini aşkın gencin başvurduğu Discover Genç Yetenek Programı’na 34 farklı üniversiteden 78 genç kabul edildi. Programa katılanların %63’ünü kadın çalışanlar oluşturdu. Genç Discover’ların %50’si ticari, %36’sı teknoloji, %14’ü de kurumsal ekiplerde kariyer yolculuklarına başladı.

Tüm Vodafone ülkelerinde uygulanıyor

Discover Genç Yetenek Programı; üniversite 4. sınıf öğrencileri, yeni mezunlar ve en fazla bir yıl tam zamanlı iş tecrübesi bulunanlar için özel hazırlanmış bir kariyer programı. Tüm Vodafone ülkelerinde uygulanan, adayların aynı standart işe alım sürecinden geçtiği bu global program kapsamında, Vodafone bünyesine katılan genç yetenekler için yoğun bir eğitim ve gelişim programı uygulanıyor. Gençler, ilk yıl farklı bölümlerde iki rotasyon yaparak hem teknoloji/telekomünikasyon sektörünü, hem de Vodafone’u yakından tanıma ve kariyerlerine daha bilinçli tercihler yaparak başlama imkânı buluyorlar. Vodafone içinde yayınlanan ilanlar aracılığıyla farklı lokal ve global fırsatları değerlendirebiliyorlar.

Tüm birimlerde çalışıyorlar

Genç Discover’lar, bakış açılarını ve dinamizmlerini organizasyonun tüm birimlerine yansıtmaları amacıyla şirketin neredeyse tüm fonksiyonlarında konumlandırılıyor. Buna göre, şirketin satış, pazarlama, teknoloji, finans, insan kaynakları fonksiyonlarında tam zamanlı çalışma imkânına sahip oluyor. Özellikle organizasyondaki dijital rollerde ve yeni iş kollarını oluşturan ekiplerde Discover’lara yer veriliyor. 

Beceri odaklı yaklaşım uygulanıyor

Discover Genç Yetenek Programı kapsamında son 3 yıldır beceri odaklı yaklaşım uygulanıyor. “Kendine yatırım yap, yeni fikirler üret, dene-yanıl, sorgula” anlayışına dayanan beceri odaklı yaklaşımla yarattığı uzmanlık patikalarının rotasyon ve eğitimlerle zenginleştiği bir program tasarlayan Vodafone, çalışanların kendilerini farklı açılardan geliştirebilmesi için zaten bildiklerinin üstüne yeni bilgiler ekleyebilecekleri eğitim programları, yeniden beceri kazanma ve beceride derinleşme patikaları sunuyor. Bu kapsamda bu yıl da yeni mezunların beceri kazanması için 7 patika içinde 7 farklı gelişim yolculuğu, bu yolculuk boyunca 2 farklı rotasyon sunulacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

7. HERITAGE İSTANBUL’un basın toplantısı Rami Kütüphanesi’nde yapıldı

3-5 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda ArtCloud Network International’ın ana sponsorluğunda  ve TG Expo Uluslararası Fuarcılık tarafından organize edilen 7. HERITAGE ISTANBUL’un basın toplantısı İstanbul’da restorasyonu tamamlanarak yakın zamanda ziyarete açılan Rami Kütüphanesi’nde yapıldı. 

Kültürel miras bilincinin artması, bu mirasın korunması konularını kendine sosyal misyon edinen ve bu misyon doğrultusunda ürün, hizmet ve teknolojilerin geliştirilmesini hedefleyen koruma, restorasyon, arkeoloji, müzecilik ve kütüphanecilik teknolojileri fuar ve konferansı HERITAGE İSTANBUL’un basın toplantısında; Arkeoloji ve Sanat Yayınları Kurucusu- Arkeolog Nezih Başgelen, fuarın ana sponsor Artcloud Network International adına Angelo Bucarelli, TG Expo Genel Müdürü Hasan Cem Şenel ve Heritage Fuarları Kurucusu Osman Murat Akan konuşmacı olarak yer aldı.  

Bu yıl yedincisi düzenlenen Heritage İstanbul, müzecilik, arkeoloji, restorasyon, kütüphanecilik sektörlerinde faaliyet gösteren lider ulusal ve uluslararası firmaları, konferans, söyleşi ve atölye çalışmalarında alanında uzman, değerli birçok isim ile bir araya getirecek. 

Basın toplantısında yaptığı konuşmada fuarla ilgili bilgiler paylaşan Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan: “Heritage İstanbul bu sene de Lütfi Kırdar’da yapılacak. 100’ün üzerinde yerli 20’nin üzerinde yabancı katılımcımız olacak. Geçen sene fuarı 9 bin ziyaretçi ziyaret etmişti. Bu sayı her sene üzerine koyarak artıyor ve marka da kendini katlayarak büyüyor. Bu durumdan herkes çok mutlu. Bu yıl ülkemizde yaşanan felaketten dolayı programın %50’sini Şubat ayında revize ettik. Konferans, seminer ve atölye çalışmalarında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi kurum ve kuruluşlar, birbirinden değerli uzmanlarla gerek müzecilik gerek restorasyonda birçok yeniliği irdeleyecekler. Deprem sonra özellikle ülkemizin deprem gerçeği göz önünde bulundurularak bu ayrıca bir konu başlığı haline geldi fuarda. Umuyorum ki fuar birçok konunun konuşulacağı, irdeleneceği bir buluşma alanı olacak. Bu noktada TG Expo’ya, ekibine de fuarın gerçekleştirilmesindeki katkılarından dolayı teşekkür etmek isterim.” sözlerine yer verdi.

TG Expo adına bir konuşma yapan TG Expo Genel Müdürü Hasan Cem Şenel; “TG Expo Ekibi olarak, bu yıl 7.’sini düzenleyeceğimiz Heritage İstanbul’un basın toplantısında sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyuz. Heritage İstanbul, bir fuar olmanın ötesinde; ülkemizden dünyaya açılan bir pencere hüviyetiyle, ülkemizin kültürel zenginliğini dünyanın gündemine taşıma, korunup geleceğe aktarılabilmesi için kamuoyu nezdinde farkındalık yaratma görevini üstlenmiş durumda. fuarda yer alan standlarda kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için geliştirilen inovatif ürünler, koruma örnekleri ile özel teşebbüs ve kamunun bu anlamda yürüttüğü çalışmaları görebileceksiniz. Kültürel miras bilincinin arttırılması ve bu mirasın korunması gibi konuları kendisine sosyal misyon edinen ve bu misyon doğrultusunda ürün, hizmet ve teknolojilerin geliştirilmesini hedefleyen koruma, restorasyon, arkeoloji, müze, teknoloji fuar ve konferansı olan Heritage İstanbul, bu anlamda da farklı sektörleri ve çalışmaları bir araya getirme misyonunu da gerçekleştirmektedir. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda daha da çok katılımcı ülkeyle, daha büyük başarılara imza atmak.  Heritage İstanbul’la kültür mirası bilincini dünyanın farklı coğrafyalarına yaymak istiyoruz. 

Değerli hazirun, Türkiye’nin kültürel miras alanındaki en önemli organizasyonu olan “Heritage İstanbul markasını 24- 26 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz “Heritage Middle East” ile bölge kültür başkenti olmayı hedefleyen Abudabi’ye taşıdık. Aynı zamanda, dünyadaki en prestijli platformlardan Herifairs – Avrupa Miras Fuarları ağına dâhil ettik.” 

7. Heritage İstanbul’un ana sponsoru Artcloud Network International adına toplantıda konuşmacı olarak katılan Kültür Danışmanı Angelo Bucarelli: “Heritage İstanbul’un sponsoru olmaktan ve bu projede yer almaktan dolayı gururluyuz.  Heritage İstanbul’un kültürel kirası koruma ve geleceği bu anlamda ışık tutmak amacıyla sektörün tüm kurumlarını, aktörlerini bir araya getirip karşılıklı fikir, tecrübe, vizyon değişimi yaratmasının önemini vurguladı. ArtCloud Network International bu bağlamda Heritage İstanbul’a sonsuz desteklerini sunmaktan memnuniyet duymaktadir. 7. Heritage İstanbul, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından destekleniyor.  Daima bizlerin yanında olan kurumlarımıza, tüm destekçilerimize ve katılımcılarımıza, fuara emeği geçen herkese teşekkürlerimi arz ediyor, fuarımızın gerek sektör gerekse ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.”

Konuşmacılar arasında yer alan ve kurulduğu günden bu yana fuara danışmanlık yapan Nezih Başgelen: “10 yılı aşkın sürede bu fuar nereye getirdiğimizi gördükçe mutlu oluyorum. İyi ki Heritage İstanbul’u hayata geçirmişiz. Şubat ayında yaşadığımız felaketle bugünkü Almanya’nın büyüklüğünde alanda topografyayı değiştirdi. Can kayıplarımız için çok üzgünüz. Yaşanan felakette sadece ülkemiz değil dünya kültür mirası etkilendi. Kayıtlı olarak 8800, tescili olmayan 10 binlerce eser zarar gördü, yıkıldı. Bunların kent merkezlerindeki rakamlarını az çok çıkartmak üzerindeyiz, kırsaldaki rakamın ortaya çıkması vakit alacak. O coğrafyadaki kültür mirasını gelecekte de var olması için tekrar kurmak, ortaya çıkarmak, restore etmek çok büyük bir misyon. Sırf Antakya’yı eski haline getirmek, deprem öncesindeki haline getirebilmek uzun yıllar gerekecek. Bu süreçte tüm herkese büyük görevler düşüyor. İyi ki Heritage yedi yıldır bizi bu konuda uzmanlarla bir araya getirdi ve bizi bilgilendirdi. Bu çalışmalar şimdi bize yaşadığımız afette çok gerekecek.” 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Marmara Belediyeler Birliği, İBB Kültür A.Ş. tarafından desteklenen HERITAGE İSTANBUL, 7. senesinde 27 yabancı ve 100’ün üzerinde yerli katılımcıya ev sahipliği yapacak. Katılımcılar arasında, İtalya Ülke Pavilyonu ile Belçika, İsveç, Nijerya, Hollanda, Almanya, İspanya, İran ülkelerden farklı kurumlar da yer alıyor. 

7. HERITAGE ISTANBUL, kültürel miras endüstrisinin müzecilik, arkeoloji, restorasyon ve kütüphanecilik alanlarında “duayen” isimlerini 3 gün boyunca 25 konferans, 17 Miras Sohbeti ve 11 atölye etkinliği ile kültürel miras meraklılarını buluşturarak sektör için önemli bir çekim merkezi yaratacak. Yine ayrıca 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi nedeniyle özellikle müzecilik ve restorasyon alanında afet önleyici koruma konularında oturumlar da fuar boyunca konusunda uzman kurum, kuruluş ve kişilerin katılımı ile gerçekleştirilecektir. 

ArtCloud Network International CEO’su Laura Conti:

“projelerimiz   gelenek ve yeniliğin buluşmasından doğuyor”

Kültürel alanda dünya çapında faaliyet gösteren yenilikçi İtalyan şirketi ArtCloud Network International, 3 -5 Mayıs tarihleri arasında Istanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek 7. Heritage İstanbul Fuar ve Konferansı’na ana sponsor oldu. 

ArtCloud Network International, kültürel mirasın geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve yönetimi alanında hayata geçirdiği  çalışmalarıyla sektöre yenilikçi çözümler getirmektedir. Dünyada   kanıtlanmış ‘’Made in İtaly ‘’ mükemmelliğinden yararlanan ArtCloud Network International, hükümetlere, kurumlara ve şahıslara bu kapsayıcı hizmetleri birarada eksiksiz sunabilen dünya çapında bir kaç şirketden biridir. 

ArtCloud Network International, üç önemli şirketin birleşmesi sonucu doğdu: ArtCloud Network, Reallife Television ve G-Group International- böylece analizden gerçekleştirmeye kadar “anahtar teslimi” çözümler sunan bir Grup oluşturmak için farklı ancak tamamlayıcı deneyimler ve bilgiler birleştirdi. Birleştirilmiş beceriler, sürekli araştırma ve yenilik, grubun gücünü tanımlayan ve onu önemli uluslararası iş birliklerinin oluşmasına götüren pusuladır. 

ArtCloud Network International CEO’su Laura Conti “Herhangi bir ülkenin kültürel mirasını korumak ve yeniden canlandırmak için geçmiş, bugün ve gelecek arasında son derece uyumlu bir denge sağlayarak, en iyi stratejileri oluşturur, yorumlar ve hayata geçiririz.  Böylece projelerimiz gelenek ve yeniliğin buluşmasıyla ortaya çıkar” dedi. 

Ayrıca ‘’Modern teknolojiler, tutkuyu, merakı ve ilgiyi yeniden uyandırabilecek daha erişilebilir ve ilgi çekici bir kültür için yeni alanlar açıyor. Amacımız “değer yaratmak”, yani kültürel mirası toplulukların ve bölgelerin kimliklerini temsil edebilen ve güçlendirebilen, ekonomik ve sürdürülebilir kalkınmalarına katkıda bulunabilen gerçek bir kaynak haline getirmektir’’ dedi.

 ArtCloud Network International, 5 Mayıs Cuma günü 13:45’te Miras:4 Yeni Teknolojilerin Kültürel Mirasın Geliştirilmesinde Kullanımı’’ başlıklı paneli ile 7. Heritage İstanbul’un konferans programında yer alacak. Kültür sektöründeki dijital devrimin ortaya çıkardığı yeni zorluklar ve yeni senaryolar, panelin ana konusunu oluşturacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı