Etiket: Seçim

TÜROFED Başkanı Çorabatır: “Turizmin geçen seneye oranla daha iyi olacağının tespiti içindeyiz.”

Kemer Belediyesi kültür salonunda STK temsilcileri ve turizmcilerin katılımı ile turizm sezonunun 12 aya çıkarılması için görüş ve önerilerin tartışıldığı bir toplantı düzenlendi. 

Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nda yapılan “Turizmin 12 aya yayılması” konulu toplantıya, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Adayı Sururi Çorabatır, CHP Antalya Milletvekili Adayı Ramiz Atakan, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Akaydın, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri Mustafa Bilici, Cumali Afşin, Mustafa Tıraş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Turizm Danışmanı ve TÜROFED ESKİ Başkanı Osman Ayık, Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı Dinçer Sarıkaya ile yönetim kurulu üyeleri, turizmciler, Kemer Turizmci İş Adamları Derneği (KEMİAD) Başkanı Rıza Sönmez, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantıda, turizm ve turizmin geleceği, turizmde yapılması gereken ortak çalışmalar, alınacak önlemler, turizmin 12 aya yayılması, alternatif turizm, müzik yasağı ve diğer konularla ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.

Toplantıda konuşan TÜROFED Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Adayı Sururi Çorabatır, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen depremlerden sonra depremzede vatandaşlara yapılan yardımlar ve depremzedelerin Kemer’de ağırlanmasında verdiği desteklerden dolayı Belediye Başkanı Topaloğlu’na teşekkür ettiğini söyledi.

TÜROFED Başkanı Çorabatır, 6 Şubat’a kadar gelen rezervasyon sürecinin çok iyi olduğunu ancak depremler nedeniyle biraz duraksadığını kaydetti.

Türkiye’nin turist profilinde Almanlar, İngilizler, Hollandalılar, Belçikalılar, Ruslar hariç Batı Avrupa tarafında depremler nedeniyle bir tedirginlik oluştuğunu ifade eden Çorabatır, “Depremler nedeniyle rezervasyonlarda yaşanan durağanlık çok normal. Deprem bölgelerindeki turist profilini bu yıl kaybediyoruz. Kültür turları bu yıl sekteye uğrayacak. Almanya, Hollanda, Belçika ve İngiltere’den yapılan rezervasyonlar durağanda kaldı. Yatay seyretmeye başladı. En büyük avantajımız turistlerin turizmde rakibimiz olan ülkelere gitmemiş olması” dedi.

Çorabatır, yapılan turizm reklamları ve tanıtım ataklarının olumlu sonuçlar vermeye başladığına da vurgu yaparak, “Katıldığımız toplantılarda, Antalya’nın ve Ege bölgesinin deprem bölgelerinden çok uzakta olduğunu anlattık. Bu bölgelerde verilen hizmetlerde bir aksama olmayacağını, Kemer, Alanya, Manavgat, Side’de misafir olan depremzedelerin emniyetli şekilde kendi memleketlerine veya başka şehirlere gönderildiğini anlattık. Bu süreçten sonra rezervasyonlarda bir artış söz konusu oldu.” diye konuştu. 

Almanya, Hollanda ve İngiltere fuarlarında yaptıkları ikili görüşmeler neticesinde bu yıl turizm sezonunun geçen seneye oranla daha iyi olacağına da işaret eden Çorabatır, “Almanya, Hollanda ve İngiltere’den gelecek olan misafir sayılarında bir değişiklik olmayacak. Turizmin geçen seneye oranla daha iyi olacağının tespiti içindeyiz. İç piyasadaki hareketlenme sıkıntısı seçim tarihinin belirlenmesiyle sonlandı. Üniversite sınavlarından sonra da iç pazarda bir hareketlenme olacağını tahmin ediyoruz. Bu yıl turizm sezonunun uzayacağını tahmin ediyorum. Avrupa’ya göre Türkiye’nin fiyat anlamında daha ucuz olduğunu ve daha cazip olacağını biliyoruz. Gelişen pazarlardan Çekya ve Polonya çok iyi durumda. Turizmi yaymak için de elimizden gelen çalışmaları yapacağız.” ifadelerini kullandı.

Başkan Topaloğlu ise 1990’lı yıllarda Göynük Mahallesi’nde 12 otelin 9 tanesinin 12 ay açık olduğunu hatırlatarak, daha sonraki yıllarda turizm sezonunun 5-6 aya kadar düştüğünü söyledi.

Turizmin geleceğini ve yapılması gerekenleri konuşmak için toplandıklarını belirten Başkan Topaloğlu, “Turizmi 12 aya nasıl çıkarabiliriz?” diye fikir alışverişinde bulunmamız gerekiyor. Bu konuşmalar hep başlıklarda ya da kağıtlar üzerinde kalıyor. Bununla ilgili çalışmalar yapıp harekete geçmeliyiz. Bakanlığın, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve esnafın üzerine neler düşüyorsa konuşmak gerekiyor” dedi

Programa katılan turizmciler ve davetliler de turizmi geliştirmek adına projelerini ve düşüncelerini dile getirdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Porsche Yeni Cayenne’de yepyeni bir sürüş ve yolculuk deneyimi sunacak

Porsche, yeni Cayenne’in iç mekanında yepyeni ve yenilikçi bir mimari sunuyor. Kokpitinde dijital ve analog unsurlar arasında kusursuz bir denge kuran Yeni Cayenne, yeni ekran ve kontrol konsepti, kavisli tasarıma sahip dijital gösterge paneli, video akışı işlevli yolcu ekranı, optimize edilmiş bağlantı fonksiyonlarıyla sürücü ve yolcular için yepyeni bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. 

 Porsche, 18 Nisan günü Çin’deki Auto Shanghai fuarında dünya prömiyerini yapacak olan yeni Cayenne ile çığır açan bir ekran ve kontrol konsepti sunuyor. Porsche Sürücü Deneyimi, tamamen dijital bir ekran, çok yönlü kişiselleştirme ve sezgisel kullanım anlamına geliyor. Merkezde, odak noktasını sürücü oluşturuyor. En önemli kontroller ise direksiyon simidinin etrafında konumlandırılmış durumda. Bu sayede yeni ve daha da zengin bir sürüş deneyimi yaratılıyor.

Yeni kokpit tasarımı Porsche’nin elektrikli spor otomobili Taycan’ın öne çıkan kokpit unsurlarını alarak bunları ilk kez, içten yanmalı motora sahip bir Porsche’ye aktarıyor. Kokpitte değişken ekran seçeneklerine sahip kavisli dijital gösterge paneli, yeniden tasarlanmış bir orta konsol ve yeni nesil direksiyon simidi bulunuyor. Yeniden konumlandırılan vites seçici artık direksiyon simidinin sağında yer alıyor. Bu sayede orta konsolda sofistike siyah panel tasarımlı büyük klima kontrollerine yer açılmış oluyor. Yolcular, opsiyonel yolcu ekranı sayesinde araç ve sürücü ile yeni bir etkileşim seviyesi deneyimliyor. Optimize edilmiş bağlantılılık fonksiyonları ise yeni iç mekan konseptini tamamlıyor.

Sürücü odaklı ve interaktif: Cayenne’in yeni kokpiti

Yeni Porsche Cayenne, hem sürücü için hem de yolcular için yepyeni bir kokpit deneyimi sunuyor. Otomobil, sürücü odaklı sürüş deneyimini yeni interaktif unsurlar ile yolcular için de eşsiz bir sürüş deneyimine dönüştürüyor. 12,6 inç genişliğindeki kavisli ekrana sahip tamamen dijital gösterge paneli üst koruma kapağı içermeyen modern ve ince bir tasarıma sahip. Sürücü, donanım seviyesine göre değişkenlik gösteren gösterge panelinde yedi adete kadar görünüm arasından seçim yapıyor. Devir saati, Navigasyon, Gece Görüş Asistanı veya 3D sürüş destek sistemi ön planda olacak şekilde seçim yapılabiliyor. Ayrıca, sadeleştirilmiş görünüm ve klasik modlarda diğer seçenekler arasında yer alıyor. Klasik mod, Porsche’nin tipik beş ögeli gösterge paneli tasarımını dijital çağa taşıyor.

Yeni Porsche Sürücü Deneyimi’nin bir diğer önemli özelliği de dijital ve analog unsurlar arasında kurulan denge. Sürüş deneyimi için önemli olan tüm kontroller doğrudan direksiyon simidinin etrafında konumlandırılmış durumda. Porsche’nin geleneksel özelliklerinden biri olan motor çalıştırma düğmesi direksiyonun simidinin solunda yer alıyor. Vites seçici artık direksiyon simidinin sağında, gösterge paneli ile merkezi ekran arasında konumlanıyor. Bu sayede orta konsolda analog kontrollere ve daha fazla saklama alanına sahip yeni, büyük klima kontrol paneli için yer açılıyor. Yeni Cayenne’de sürücü destek sistemleri için tamamen yeniden tasarlanmış kontrol grubu da doğrudan direksiyon simidine entegre edilmiş.

Önceki modele kıyasla tamamen yeniden tasarlanan çok işlevli spor direksiyon simidi, 911 temel alınarak geliştirildi. Normal, Offroad, Sport ve Sport Plus modlarını doğrudan direksiyon simidi üzerinden seçmeye yarayan sürüş modu düğmesi artık standart olarak direksiyonda yer alıyor. Gösterge panelindeki işlevleri ve tasarımları seçmek için kullanılan yeni geçiş düğmesi de opsiyonel baş üstü göstergesi kontrolleri gibi doğrudan direksiyon simidinde yer alıyor.

Orta konsoldaki yeni klima kontrol paneli, siyah panel tasarımlı cam yüzeyi ile seçkin görünüm sağlıyor. Klima ayarları, net şekilde düzenlenmiş kontrol yüzeyinde hızlı ve sezgisel olarak yapılabiliyor. Dokunmatik tanıma ve dokunsal geribildirimin mekanik klima düğmeleri ve fiziksel ses kontrolörü ile kombinasyonu, hem dokunsal hem de estetik açıdan hoş bir işlevsellik sağlıyor.

Yüksek çözünürlüklü 12,3 inç genişliğindeki merkezi ekran, Porsche Communication Management’ın (PCM) kontrol merkezi niteliğinde. Daha önce olduğu gibi, sürücü buradan standart navigasyon ve multimedya işlevlerinin yanı sıra çok sayıda sürüş ve konfor işlevine erişim sağlayabiliyor. Opsiyonel olarak tercih edilebilen 10,9 inç genişliğindeki yolcu ekranı, Porsche Cayenne’in yepyeni özelliklerinden bir diğeri. Ek dokunmatik ekran, önde bulunan yolcunun navigasyonu kontrol edebilmesine veya bir medya hizmetini seçerek sürücünün üzerindeki yükü alabilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca bu ekran aracılığıyla yolcu video izleyebiliyor. Ekranın üzerinde bulunan özel katman sayesinde ekran, sürücü koltuğundan görülemiyor. Bu sayede sürücünün dikkatinin dağılmasına engel oluyor.

Lüks ve sportif his

Porsche Cayenne kendi segmentindeki en sportif otomobil ve iç mekanı da bunu yansıtıyor. Sportif ambiyans; dinamik işlevsellik, lüks konfor ve tipik Cayenne tasarım özellikleriyle bir araya getiriliyor. Porsche, yeni Cayenne’deki yeni kontrol konseptini genişliği vurgulayan ferah bir tasarımla sunuyor. Tüm gösterge paneli, orta konsol ve kapı döşemeleri tamamen yeniden tasarlandı. Gösterge panelinin artırılmış yatay vurgusu, iç mekanın daha da geniş görünmesini sağlıyor. Zarif tasarımlı hava menfezleri tipik Cayenne tarzında dikey olarak hizalandı. Porsche, ilk kez kokpitteki tüm hava çıkışlarını ızgarasız olarak tasarladı.

Kapsamlı şekilde artırılmış bağlanabilirlik

Porsche, yeni Cayenne’de bağlanabilirlik özelliklerini daha da geliştirdi. Kablosuz şarj işlevine sahip soğutmalı akıllı telefon saklama alanı yeni Cayenne’de standart olarak yer alıyor. Soğutma işlevi, 15 watt’a kadar kablosuz şekilde şarj etmeye olanak sağlıyor. Çevrimiçi hizmetlerin genişletilmiş entegrasyonu, araç fonksiyonlarının çalıştırılması için sesli asistan Siri’nin kullanılması gibi yeni etkileşim yolları sunuyor. Ayrıca, hem ön saklama bölmesinde hem de orta konsolun arka kısmında iki adet USB-C bağlantı noktası bulunuyor. Tüm USB bağlantı noktaları hızlı şarj işlevi görüyor. Ayrıca ön tarafta bulunan sürücü USB bağlantı noktaları sayesinde akıllı telefon Porsche Communication Management’a (PCM) bağlanabiliyor. Akıllı telefonu otomobile bağlamak için tek yapılması gereken, PCM’deki QR kodu okutmak. Bu sayede Apple CarPlay® ve Android Auto®, ayrıca Spotify® ve Apple Music® gibi entegre uygulamalar dahil olmak üzere pek çok bağlantılılık fonksiyonu kullanıma hazır hale geliyor.

Yeni Araç İçi Video fonksiyonu sayesinde hem araç durağan haldeyken merkezi ekranda hem de sürüş sırasında yolcu ekranında, akış hizmeti sağlayıcı Screenhits TV® aracılığıyla doğrudan video izlenebiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hyundai IONIQ 6 Dünyada Yılın Otomobili (WCOTY) Seçildi.

Hyundai, dünya çapında büyük beğeni toplayan “Electrified Streamliner” modeli IONIQ 6 ile önemli bir başarıya daha imzasını attı. 

Benzersiz aerodinamik tasarımı ve 614 km gibi uzun sürüş menzili sayesinde uluslararası ödüller kazanan IONIQ 6, New York Otomobil Fuarı (NYIAS) esnasında düzenlenen yarışmada uzman jüri üyelerinin de favorisi oldu. IONIQ 6, aynı anda prestijli “2023 Dünyada Yılın Otomobili”, “2023 Dünyanın Elektrikli Aracı” ve “2023 Dünyada Yılın Otomobil Tasarımı” ödüllerini kazanarak hem marka imajına hem de markanın elektrifikasyon stratejisine katkıda bulundu. Toplam 32 ülkeden 100 otomotiv gazetecisinden oluşan WCOTY jürileri, tamamı 2022 yılında satışa sunulan ilk üç finalist arasından IONIQ 6’yı birinci seçti. Bu özel seçim, Hyundai’nin Dünyada Yılın Otomobili ödüllerinde üst üste ikinci kez üçlü ödülü aldığı anlamına da geliyor. Jüri, geçen yıl da bir başka elektrikli Hyundai modeli olan IONIQ 5’i de aynı kategorilerde kazanan olarak belirlemişti.

Araç sahipleriyle her zaman duygusal düzeyde bir bağlantı kurmak isteyen Hyundai, IONIQ 6’nın tasarımı ve sunduğu konfor öğeleriyle önemli bir yol katetmiş oldu. Cesur ve aerodinamik tasarım, olağanüstü menzil sağlamak için aerodinamik verimlilikle birleştirilirken böylece 0.21 cd gibi oldukça düşük bir sürtünme katsayısı elde edildi. Elektrikli otomobiller arasındaki en aerodinamik ve en verimli EV’lerden biri olan IONIQ 6, tek bir şarjla WLTP normlarına uygun bir şekilde 614 km menzil sunuyor. 

Hyundai, elektrifikasyon stratejisi kapsamında, dünyanın lider EV üreticisi olma yolunda kendinden emin adımlarla ilerliyor. Hyundai, 2030 yılına kadar 17 yeni BEV modelini piyasaya sürmeyi planlıyor ve 2030 yılına kadar yıllık küresel BEV satışlarını 1,87 milyon adede çıkarmayı hedefliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Emirates, Temmuz ayında Montreal seferleriyle global uçuş ağını genişletecek

Emirates, 5 Temmuz’dan itibaren Dubai’den Montreal’e yeni günlük uçuş seferleri başlatacağını duyurdu. Emirates’in 2007’den bu yana faaliyet gösteren Toronto seferlerine ek olarak; Montreal, havayolunun Kanada’daki ikinci durağı olacak.

Montreal seferlerinin başlatılmasıyla beraber, BAE ve Kanada arasındaki ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesi ve ticari bağlantıların artırılmasının yanı sıra havacılık ve turizm sektörlerine yönelik teşviklerin yoğunlaştırılması amaçlanıyor. Yeni uçuş noktasına yapılacak günlük seferler, Dubai ile Kanada arasındaki yoğun direkt uçuş talebini karşılamaya yardımcı olacak ve Kanada’ya uçan yolcular için daha fazla seçenek sunacak.

Montreal’den Dubai’ye seyahat eden yolcular, havayolunun ödüllü hizmetlerinin keyfini çıkarabilir ve Emirates’in 70’ten fazla ülkede 130’dan fazla uçuş noktasından oluşan küresel ağına güvenli, kolaylıkla ve verimli bir şekilde bağlanabilir.

Dubai ve Montreal arasındaki günlük uçuşlar, Boeing 777-300ER model uçak ile üç sınıf konfigürasyonunda EK243/244 uçuş numarasıyla gerçekleştirilecek ve tüm kabinlerinde birinci sınıf bir seyahat deneyimi sunacak. Yolcular; 8 First Class süit, Business Class’ta 42 yatağa dönüşebilen koltuk ve Economy Class’ta 304 koltuk bulunan geniş gövdeli uçaklarda Emirates’in ödüllü seyahat deneyiminin keyfini çıkarabilirler.

Montreal biletleri, 5 Temmuz’da başlayan uçuşlar için satışa çıktı ve emirates, Emirates App veya seyahat acenteleri üzerinde satın alınabilir.

Emirates Ticari İşler Başkanı Adnan Kazım konu ile ilgili şunları söyledi: “Emirates olarak, Dubai’deki merkezimizden doğrudan servislerle Kanada’ya erişimimizi genişletirken, ülkedeki ikinci noktamıza seferlerimizi başlatmaktan heyecan duyuyoruz. Büyük bir metropol merkezi ve Kanada’nın en büyük ikinci şehri olarak, Montreal’i 130’dan fazla destinasyondan oluşan ve giderek büyüyen global uçuş ağımıza eklemekten ve Amerika’daki kapsama alanımızı güçlendirerek Dubai’den 18 uçuş noktasına hizmet vermekten memnuniyet duyuyoruz.

15 yılı aşkın bir süredir Toronto’ya yolcu ve kargo hizmetleri sunuyoruz. Temmuz ayında Montreal’e hizmet vermeye başladığımızda, yolcular; iş, tatil, eğitim veya aile ve arkadaş ziyareti amaçlı seyahatlerini planlarken daha fazla seçeneğe sahip olacak. Bu yeni uçuş noktasını mümkün kılan gelişmiş anlaşmalar için BAE ve Kanada makamlarına teşekkür etmek istiyoruz. Ülkeye erişimimizi genişleterek, turizmi daha fazla şehirde teşvik etmenin ve tüm sektörlerde daha fazla iş yaratmanın yanı sıra Kanadalı işletmelere ve ihracatçılara bir dizi fayda sağlayacak yeni ticaret yollarını kolaylaştırmayı arzu ediyoruz.” 

Emirates Uçuş Ağı ve Air Canada ortaklığı

Emirates ve Air Canada yolcuları, iki havayolu arasındaki uçuş ortaklığı sayesinde geniş bir uçuş ağına erişebiliyor. Emirates’in uçtuğu 130’dan fazla uçuş noktasına ek olarak, yolcuları şimdi  bu ortaklık sayesinde Toronto dışında Kanada’daki 19 noktaya erişebilmekteler; Air Canada yolcuları ise Emirates ile Dubai’ye uçabiliyor ve böylece Afrika, Hindistan Yarımadası, Orta Doğu ve Uzak Doğu’daki 17 şehre erişebiliyor. Emirates yolcuları ayrıca, Kanada’da 27 ve Kanada-ABD-Güney Amerika arasındaki 94 nokta dahil olmak üzere, Air Canada tarafından interline olarak işletilen 140’tan fazla uçuş noktası arasından seçim yapabilecekler.

Emirates yolcuları, her iki havayolu arasındaki gelişmiş ara hat düzenlemesi sayesinde ABD, Meksika, Güney Amerika ve Karayipler de dahil olmak üzere Montreal’den seyahat edebilecekleri 68 uçuş noktası arasından seçim yapabilirler. Kanada’da Montreal üzerinden seyahat edilebilen en popüler iç hatlar arasında Vancouver, Calgary, Ottawa ve Halifax bulunuyor.

Emirates Skywards üyeleri, tüm uygun Air Canada uçuşlarında Mil kazanabilir ve bu milleri Air Canada ağında hediye biletler için kullanabilirler.

Emirates’in son uçuş noktası olan Montreal’e seyahat

Saint Lawrence ve Ottawa Nehri arasındaki bir adada yer alan Montreal, Quebec’in en büyük ve Kanada’nın ikinci büyük şehridir. Fransız Kanada’sının başkenti ve ülkenin kültür başkenti olarak da bilinen şehir, festivalleri ve gelişmiş yemek ve sanat kültürüyle ünlüyken aynı zamanda önemli bir ticaret, turizm ve iş merkezi olarak ön plana çıkmaktadır. Eşsiz coğrafi konumu nedeniyle ziyaretçileri cezbetmesine ek olarak, Montreal aynı zamanda dünyanın en iyi üniversitelerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır ve uluslararası öğrenciler tarafından aranan öğrenci dostu ve birinci sınıf bir eğitim yeri olarak ün kazanmıştır.

Montreal’den uçuş saatleri, Kanadalı yolculara Dubai dışındaki Tayland, Lübnan, Hindistan, Bali gibi önemli eğlence yerlerine ve Seyşeller gibi Fransızca konuşulan Hint Okyanusu destinasyonlarına kolay erişim sağlayacaktır. Yeni hizmet aynı zamanda; Dubai, Hindistan, Lübnan, Singapur, diğer Güney Doğu Asya ve Afrika ülkelerinden eğlence ve iş amaçlı seyahat edenler, aile ve arkadaş ziyaretinde bulunanlar ve ülkede yüksek öğrenim gören uluslararası öğrenciler gibi çeşitli kesimlere Montreal’e yeni bir bağlantı imkanı sağlıyor. 

Emirates, 2007’den beri Toronto’da faaliyet gösteriyor ve 2009’dan beri de Dubai-Toronto arasında amiral gemisi A380 ile hizmet veriyor. 20 Nisan’dan itibaren Emirates, Toronto’ya her gün  A380 ile hizmet veriyor. Havayolu, geniş uçuş ağına Montreal’in eklenmesiyle, Kanada’ya veya Kanada’dan seyahat planlayan yolcular için iki farklı uçuş noktası seçeneği sunacak. Bu aynı zamanda Emirates’in Amerika’daki uçuş ağını Kanada’da iki noktaya, 12 ABD şehrine ve Meksika, Brezilya ve Arjantin’de dört noktaya genişletecek.

Emtiaların ve malların dünya çapında hareketini desteklemek için Emirates, Boeing 777 yolcu uçağının gövdesinde 20 ton ve A380 uçağının güvertesinde 15 tona kadar taşıma kapasitesiyle Kanada’ya kargo hizmetleri sağlıyor.

İster Dubai’ye ister Dubai’den seyahat ediyor olun, gezginler bol güneş alan plajların, kültürel etkinliklerinin, birinci sınıf misafirperverliğin, eğlence tesislerinin ve çeşitli birinci sınıf deneyimlerin keyfini çıkarabilirler.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toplumsal travmalar seçmen davranışını etkileyebiliyor

Oy verme, mevcut seçenekler arasında bir tercih yapma, karar verme süreci olarak tanımlanıyor. Nöropolitika çalışmalarının seçmen davranışlarına odaklandığını belirten uzmanlar, duyguların karar verme sürecine etki eden önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor. Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, yapılan araştırmalarda liberallerin yeniliğe ve belirsizliğe daha duyarlıyken, muhafazakarların daha yapılandırılmış ve kalıcı bilişsel özelliklere sahip olduğunun ortaya konduğunu söyledi. Çebi, deprem ya da terör saldırısı gibi büyük toplumsal travmaların seçmen davranışına yansıdığını ve mevcut hükümete yaklaşma ya da uzaklaşma yönünde eğilimlerin ortaya çıkabildiğine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji (İngilizce) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, seçmen davranışlarını etkileyen faktörlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Oy vermek bir karar verme sürecidir

Oy vermenin önümüzdeki seçenekler arasında bir seçim yapmak yani karar verme süreci olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Oy verme bir akıl yürütme sürecidir. Biz psikologlar biliyoruz ki karar verme, çok katılımlı bir beyin aktivitesi gerektiren, üst düzey ve karmaşık bir bilişsel işlevdir. Olası fayda ve zararın hesaplanması, bir önceki kararın neticesini hafızada tutabilme ve bu sonuçlar doğrultusunda karar verme stratejilerini başarılı bir şekilde düzenleme becerisi gerektiriyor.” dedi.

İnsan davranışının duygularla bağlantısı var

Duygular dahil edilmeden düşünüldüğünde zihnin bir bilgisayar gibi çalışması ve elimizdeki verilerle tüm avantaj ve dezavantajları hesaplayan kusursuz bir işlem yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Halbuki insan davranışını duygulardan bağımsız düşünmek mümkün değil.  Her ne kadar bin yıldan fazla bir zaman boyunca düşünürler akıl ve duygunun birbirinden ayrı olduğunu ve etkili karar verme davranışının ancak rasyonel düşünceyle mümkün olduğunu ifade etmiş olsalar da, 18’nci yüzyıl itibariyle psikoloji ve nörobilimin gelişmesiyle, emosyonların yani basitçe duyguların karar verme sürecine etki eden önemli bir faktör olduğu anlaşılmaya başlamış.” diye konuştu.

Nöropolitika çalışmaları seçmen davranışına odaklanıyor

Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, siyasal nörobilim veya nöropolitika olarak tanımlanan alanın siyaset hakkında nasıl karar verdiğimize dair anlayışımızı geliştirmek için beyin yapısıyla işlevi hakkındaki nörobilimsel yöntemlerin ve teorilerin kullanımına odaklandığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Bu alan, bireysel insan psikolojisi ile politik davranış arasındaki etkileşime odaklanan politik psikoloji ile yakından bağlantılı. Politik nörobilim alanında çalışan araştırmacılar, EEG MRI ve fMRI gibi sosyal ve bilişsel sinirbilimde yaygın olarak kullanılan metodolojik yaklaşımları kullanıyorlar. Seçmen davranışıyla ilgili çalışmaların çoğu da ABD’de gerçekleştirilmiş. Bu çalışmalarda da çoğunlukla liberaller ile konservatifler yani muhafazakarları karşılaştırmışlar. Karar verirken liberaller yeniliğe ve belirsizliğe daha duyarlıyken, muhafazakarların daha yapılandırılmış ve kalıcı bilişsel özelliklere sahip olduğu gösterilmiş. 2011’de yapılan bir çalışmada muhafazakarların karar verirken limbik sistemde yer alan sağ amigdalanın etkisinde olduğunu ortaya koymuş. Buna karşılık liberallerin karar verme süreçlerinde daha çok bilgi, araştırma ve uzman görüşlerini dikkate aldıkları belirtilmiş. Liberaller risk alırken sol insula önemli ölçüde aktif olurken muhafazakârlarda sağ amigdalanın önemli ölçüde aktivite gösterdiği ortaya çıktı.”

Amigdala korku merkezi olarak biliniyor

Nörogörüntüleme çalışmalarının amigdaladaki daha büyük gri madde hacminin mevcut hiyerarşik sosyal yapıya destek ile ilişkili olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Büyük amigdala hacmine sahip kişilerin sosyal protestolara katılmaya pek de gönüllü olmadıkları görülmüş. Amigdala yıllardan beridir beynin korku merkezi olarak biliniyor. Hatta hayvanlar üzerindeki deneylerde amigdala bölgesine hasar verildiğinde korku şartlanması oluşturulamazsa ya da bu kısımdaki hücreler bir şekilde zarar gördüğünde kişilerde de korku duygusu oluşmayacağı tespit edildi. Elbette amigdala için sadece korku ve öfke gibi duygularda aktive olur denilemez fakat bu duygulara yanıt veren hücre paketleri amigdalada çok yoğun görülüyor. Güncel fMRI çalışmaları, pozitif duygularda da amigdala aktivasyonunun varlığını gösteriyor.” dedi.

Liberaller bilişsel çatışmalarla daha rahat başa çıkıyor

Beynimizde anterior singulat korteks (ACC) adı verilen bilişsel kontrol, emosyon regülasyonu, rahatsız durumlarla başa çıkabilme, öz değerlendirme gibi işlevlerden sorumlu, ilkel tabir edebileceğimiz bir kortikal alanın mevcut olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Daha gelişmiş bir ACC, liberallerin belirsiz, yeni veya çelişkili bilgi veya durumlarla daha rahat başa çıkmasına olanak tanıyor. Liberallerin daha gelişmiş bir ACC’si olması amigdaladan gelen yüksek duygu aktivitesini düzenleyip azaltarak bu bilişsel uyumsuzluğu da azaltıyor. Tercih edilecek adayların yüzünün görülmesi, beynimizdeki ödül ve motivasyon ağlarının en temel alanlarından biri olan ventral striatumda artmış aktivasyon ile ilişkilendirilmiş. Bu da demek oluyor ki, tercih edilen adayları görmek, bir şekilde ödüllendirici etki yaratıyor.” ifadelerini kullandı.

Toplumsal travmalar seçmen davranışını etkileyebilir

Deprem ya da terör saldırısı gibi büyük toplumsal travmaların bireylerde korku duygusunu işleyen beyin bölgelerini etkilediğini ve bu durumun da seçmen davranışına yansıdığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu davranış, mevcut hükümete yaklaşma yönünde de mevcut hükümetten uzaklaşma yönünde de gerçekleşebilir. Bireyler, hissettikleri korku duygusunun sorumluluğunu hükümetin dışındaki faktörlere yüklerlerse, mevcut yönetime doğru bir oy artışı olabilir. Eğer yaşanan travmayı mevcut yönetimle ilişkilendirirlerse bu sefer de muhalefete doğru bir kayma yaşanabilir. Sonuç olarak tüm bu çalışma sonuçlarını değerlendirdiğimizde aslında şunu anlıyoruz ki, politik karar verme süreçlerinde; beynin duygu ve afekti işleme (amigdala, insula), çatışmayı çözme ve duyguyu bilişle bütünleştirme (insula, anterior singulat korteks),daha üst düzey bilişsel işlemleme (prefrontal korteks) ve ödül işlemede (ventral striatum) rol alan pek çok bölgesinin dahil olduğu geniş bir nöral ağ katılımı var. Demek ki politik davranışları daha iyi çözebilmek için, rasyonel düşüncenin yanında duygusal ve motivasyonel süreçleri de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kime Oy Vereceksiniz? (2023)

14 MAYIS 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kime oy vereceksiniz? 2023 cumhurbaşkanlığı...