Etiket: Ramazan

18. Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonası’na doğru

Bu yıl Kemer’de 18’ncisi düzenlenecek olan Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonaları öncesi lansman toplantısı düzenlendi.

Kemer’e bağlı Tekirova Mahallesi’ndeki Martı Myra Otel’de düzenlenen lansman toplantısına, Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, Kemer Jandarma Komutanı Ramazan Ergel, Kemer Sahil Güvenlik Komutan Vekili Alper Aydın, İlçe Sağlık Müdürü Ceren Avanos İnce, Kemer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Derya Baytekin, Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı (KETAV) Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Çakıcı, Kemer Belediyesi Ar-Ge Sorumlusu Ömer Nizam, Aquamasters Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Demirel ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Bu yıl 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek olan yarışlara yaklaşık 2 bin 500 sporcunun katılması bekleniyor. Yarışlarda sporcular, farklı kategorilerde dereceye girebilmek için kulaç atacak. Yüzme yarışları süresince Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri de çevrede güvenlik önlemi alacak.

Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, lansman toplantısında yaptığı konuşmasında, ulusal ve uluslararası organizasyonların Kemer’e büyük katkı sağladığını belirterek, turizm sezonunda daha fazla alternatif organizasyonların yapılmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Ulusal ve uluslararası etkinliklerle Kemer’de turizm sezonunun da uzadığına işaret eden Kaymakam Çam, “Bu tür organizasyonları el birliği ile çoğaltıp desteklememiz gerekiyor. Turizme katkı sağlayan bu etkinliklere tüm sivil toplum kuruluşları da destek veriyor. Kemer Kaymakamlığı koordinesinde yapılacak olan yüzme yarışlarına katılacak olan sporculara başarılar diliyorum.” dedi.

Aquamasters Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Demirel ise yarışlar ve yarış parkurları hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesporlu Bisikletçi Avrupa’da Konya’yı Gururlandırdı

Konya Büyükşehir Belediyespor Bisiklet Takımının başarılı sporcusu Ramazan Yılmaz, Avusturya’da düzenlenen iki farklı etaptan oluşan yol yarışlarında birinci olarak Konya’yı gururlandırdı.

Konya Büyükşehir Belediyespor Bisiklet Takımı başarılarını yurt içinde ve yurt dışında sürdürüyor.

Konya Büyükşehir Belediyespor Bisiklet Takımının başarılı sporcusu Ramazan Yılmaz, Avusturya’da düzenlenen yarışlardan elde ettiği birinciliklerle alkış topladı. Milli takımla birlikte iki haftalık Slovenya kampında yer alan Konya Büyükşehir Belediyespor’un başarılı sporcusu Ramazan Yılmaz, Avusturya Wels ve Avusturya Walding’te peş peşe düzenlenen iki yol yarışında kürsüde zirve yaptı.

İlk olarak Wels’te 3.7 kilometrelik parkurda 22 tur üzerinden koşulan 87 kilometrelik yarışı sprint finish ile kazanan sporcu, Walding’te düzenlenen 105 kilometrelik 61. Raiffeisen Kirshblüten yol yarışında ise yokuşta yaptığı atakla rakiplerinden 40 saniye önde yer aldı. Sprintte diğer rakiplerini bir kez daha geride bırakan Yılmaz, 2 saat 43 dakika 57 saniyelik derecesi ile üst üste ikinci galibiyetine ulaştı.

Başarılı sporcu Avrupa ve Dünya Pist Şampiyonaları öncesi düzenlenen yarışlarda ortaya koyduğu performansla bisiklet otoritelerinden tam not aldı.

Avusturya’da başarı üstüne başarı alan Ramazan Yılmaz, Atina’ya geçerek Genç Milli Takımda yer alan Büyükşehir Belediyesporlu diğer sporcular Mustafa Tarakçı ve Ali Küçük ile birlikte 28-29 Nisan tarihlerinde Athens Track Grand Prix Pist yarışlarında mücadele edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dikkat! Mide rahatsızlıkları Ramazan ayında tetiklenmiş olabilir…

Reflü varsa sigara tüketiminden uzak durulmalı

Orucun kalp sağlığını, sindirim sistemini, beyin sağlığını, böbreği, safra kesesini ve pankreası etkilediğini belirten uzmanlar, ince bağırsakta ve sindirim sisteminde iltihaplı hastalık, ülseratif kolit veya crohn gibi bir hastalık varsa Ramazan ayında tetiklenme yaşanabileceğini ifade ediyor. Aktif ülser ve reflü gibi hastalıklar varsa bedenin oruç tutmak için hazır olmadığını vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A. Murat Koca, mide rahatsızlıklarının tetiklenmemesi için yavaş ve hazmedilerek yemek tüketilmesini, hareketsiz kalınmamasını, asitli besinlerden ve reflüyü tetikleyen sigara kullanımından uzak durulmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A. Murat Koca, oruç tutarken tetiklenebilen mide rahatsızlıklarına değindi ve önemli tavsiyeler paylaştı.

Oruç sağlık açısından pek çok fayda sağlıyor

Özellikle Ramazan döneminde orucun pek çok fayda sağladığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A. Murat Koca, “Midenin sindirim sisteminde bir şikayet varsa eğer bunlar için belli önlemler almak gerekiyor. Orucun; beyin sağlığından kalp sağlığına, sindirim sisteminden  ruhsal sağlığa kadar pek çok artısı olduğunu söyleyebiliriz. Oruç; kalp sağlığını, sindirim sistemini, böbreği, safra kesesini ve pankreası etkiliyor” dedi.

Dikkat edilmediğinde bazı rahatsızlıklar tetiklenebiliyor

İnce bağırsakta ve sindirim sisteminde iltihaplı hastalık, ülseratif kolit veya crohn gibi bir hastalık varsa Ramazan ayında tetiklenme yaşanabileceğine dikkat çeken Op. Dr. A. Murat Koca, “Sindirim sisteminin bir bölümü olan pankreasta kronik pankreatitler tetiklenebilir. Ramazan ayında eğer dikkat edilmediyse şikayetler ortaya çıkabilir. Safra kesesindeki taşlar da belirli şikayetlerin oluşmasını artırabilir. Bu dönemde dikkat etmiyorsak bu şikayetler daha fazla olur. Oruç döneminde uzun süre aç kaldığı için midedeki asit miktarı da artıyor. Mide doğasında bir hassasiyet varsa bu duvar daha fazla etkileniyor, şikayetler ortaya çıkıyor” diye konuştu. 

Aktif ülser ve reflü için önlem alınmalı

Aktif ülser rahatsızlığı var ise daha kötü bir duruma gelebildiğini vurgulayan Op. Dr. A. Murat Koca, “Bundan dolayı önlemimizi almak şart. Önlem alındığı takdirde herhangi bir sorun oluşmuyor. Ayrıca bu şikayeti 3- 5 günlük bir şikayet olarak değerlendirmemek lazım. Reflü kronik bir hastalıktır. Eğer reflüyü tetikleyen durumlarla karşılaşıyorsak o zaman hastalık daha çok tetiklenerek şikayetler daha çok ortaya çıkar. Aktif hastalıklar varsa beden oruca hazır değil demektir. Gerekli tedaviler sağlandıktan sonra oruç tutulmasında bir sakınca bulunmuyor” ifadelerini kullandı. 

Yemekler yavaş ve hazmederek tüketilmeli

Op. Dr. Ahmet Murat Koca, mide şikayetlerinin artmaması için bazı yanlış yaklaşımlardan uzak durulması gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Ne gibi yanlışlıklar yapıyoruz? diye baktığımızda ilk olarak çok hızlı yemek yemenin yanlış bir davranış olduğunu söyleyebiliriz. Yemekler yavaş yenmeli. Miktar olarak mideyi hazırlayarak yemeğe başlamak gerekiyor. Ayrıca asitli besinler tüketmemek, eğer bir reflü şikayeti varsa kahve, çay, asitli içeceklerden, baharatlı gıdalardan mutlaka uzak durmak şart. Eğer uzak durulmazsa mide şikayetleri artar, reflü ortaya çıkar. Bu durum da acı yaşanmasına yol açar. Bunun yanında dengeli bir şekilde yemek ve hareket etmeyi de unutmamak gerekiyor. Özetle alınacak önlemler arasında az ve yavaş yemeyi, gıdaları hazmederek tüketmeyi ve dengeli beslenmeyi sayabiliriz. Kızartmalardan kesinlikle kaçınılmalı. Reflü varsa ve kontrol altındaysa tedaviyle birlikte gereken ilaçlar mutlaka alınmalı. Bu önlemler alındığında her zaman rahat bir şekilde oruç tutmak mümkün oluyor.”

Sigara kullanımı reflü şikayetlerini tetikliyor

Sigaradan mutlaka uzak durulmasını tavsiye eden Op. Dr. Ahmet Murat Koca, “Eğer reflü şikayeti varsa sigara tüketildiği takdirde fazla miktarda şikayetlerin artmasına yol açılabilir. Kalp ile ilgili bazı rahatsızlıklar varsa mutlaka öncesinde tetkik yaptırılmalı. Kalp yetmezliği rahatsızlığı yoksa kardiyolog da ‘tutabilir’ derse oruç tutulmasına bir sakınca görünmüyor. Eğer kalpte bir stent varsa ve üzerinden 1 yıl geçmişse alınan ilaçlarla dengeli bir dönem söz konusuysa da bir sorun yaşanmıyor. Burada önemli olan nokta mideyi tahriş eden gıdalardan uzak durulmasıdır. Asitli gıdalardan, kızartmalardan ağır yiyeceklerden aşırı karbonhidratlardan, çok şekerli gıdalardan uzak durmak ve mutlaka dengeli beslenmek gerekiyor” dedi.

Safra kesesi alındıktan sonra 15-20 gün beklenmeli

Özellikle izah edilemeyen, çok şiddetli, bıçak saplanmasına benzeyen ve normal zamanda hiç yaşanmayan bir ağrı oluştuysa birtakım soru işaretlerinin de ortaya çıktığını belirten Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Murat Koca, “Böyle bir durumda mutlaka bir hastaneye veya bir hekime gitmek, belirli tetkikler yaptırmak gerekiyor. Safra kesesi alındıktan hemen birkaç gün sonra oruç tutmak için vücut adaptasyon süresi beklenmeli. 3 gün gibi kısa bir zaman, beden adaptasyonu için çok erken. Vücudun adapte olması için 15-20 günlük bir döneme ihtiyaç duyuluyor” diye konuştu. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayramda tatlı tüketimine dikkat

Bayramın olmazsa olmazı tatlılardır. Bayramın; ikramların arttığı, şerbetli tatlıların yoğunlukta olduğu bir dönem olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “İçeriği kadar tüketilen tatlı miktarı da çok önemli. Kilo almamak ve kiloyu korumak için bayram boyunca en fazla 2 – 3 defa tatlı tüketilmeli. En fazla bir defa şerbetli tatlı yarım porsiyon şeklinde tüketilebilir ve diğer tatlı seçenekleri sütlü tatlılardan oluşabilir. En önemli nokta ise tatlı tüketildiği gün beslenmeye de dikkat edilmeli. Tatlı tüketileceği gün, sabah kahvaltıda ekmek tüketilmemeli ve proteinli kahvaltı yapılmalı. Yumurta, peynir, zeytin veya ceviz içi ile söğüş sebze, bol mevsim yeşillikleriyle birlikte tüketilmeli” şeklinde konuştu.

Ramazan döneminde uzun süren açlık, 2-3 öğün tüketimi ve öğün tüketim saatlerinin akşam, gece olması sebebiyle günlük rutin beslenmesinden çok farklı olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Beslenme düzeninin normal günlük hayata uyarlanması için yavaş geçişler olmalı. Öğün sayısı yavaş yavaş artırılmalıdır. Önce sabah, öğle, akşam şeklinde günde 3 öğün planlanmalı. Ardından 1-2 ara öğün eklenerek günlük öğün sayısı 4-5’e çıkarılmalıdır. Öğün içerikleri ise tatlı tüketimine bağlı olarak değişmekle birlikte 3 temel ana öğün mutlaka yapılmalı” dedi.

Bayramda günlük besin tüketimi protein ağırlıklı olmalı

Yumurta ve peynir ile kahvaltı, öğle yemeklerinden biri sebze, diğeri mutlaka et, tavuk, balık ve baklagiller gibi protein kaynağı besinlerden oluşması gerektiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Ara öğün olarak mutlaka meyve tüketilmeli. Günlük 2-3 porsiyon meyve tüketimi ile vücudumuzun glikoz ihtiyacını sağlayarak, tatlı krizlerini ve isteğini azaltmış oluruz. Meyveleri kavrulmamış kuruyemişler: fındık, badem, ceviz gibi besinlerle veya süt grubuyla birlikte tüketerek kan şekerimizi de dengelemiş olur ve tokluk süremizi de uzatabiliriz. Meyveleri tek başına değil kuruyemişeler ve süt grubu besinlerle tüketmeniz daha uygun olur” açıklamasında bulundu.

FİT GÜLLAÇ

Malzemeler: 500 ml yarım yağlı süt

                       6 adet güllaç yaprağı

                       5 adet hurma

                       1 yemek kaşığı bal

                       1 adet çubuk tarçın

                       6 adet tam ceviz içi 

                       5-6 adet çilek

                       30 gr. ince öğütülmüş Antep fıstığı

Yapılışı: 

Hurmaları 1 saat kadar sıcak suda yumuşaması için bekletin. Ardından hurmaları iyice yıkadıktan sonra çekirdeklerinden ayırın. 1 çay bardağı kadar sıcak su ile kaynatın ve iyice pişen dağılan hurmaları robottan homojen olana kadar çekin. Ayrı bir tencereye süt, homojen hale gelen hurma ve tarçını ekleyerek pişirin. Kaynayan sütü ocaktan aldıktan sonra bal ekleyin. Süt karışımının biraz ılımasını beklerken küçük bir kapta cevizleri isteğe bağlı irilikte parçalar haline getirin. Kare ve büyük bir borcama önce 3-4 parçaya böldüğümüz güllaç yapraklarını dizin ve üzerine ılık süt ekleyerek bu sırayı 2-3 defa tekrarlayın. Bu esnada güllaç yapraklarının süt ile her yerinin temas ettiğinden emin olun 3 sıra güllaç yaprağı ve süt tekrarlandıktan sonra öğütülmüş cevizler eşit bir şekilde serpiştirin ve tekrar 3 sıra güllaç yaprağı ile sütü tekrarlayın.  Güllaç yapılırken sütün çok sıcak veya soğuk olmaması önemlidir. Aksi takdirde güllaç yaprakları gereğinden fazla yumuşayarak dağılmaktadır. Son olarak bıçak yardımıyla hazırlanan güllaç kare dilimler halinde bölünerek kare dilimler üzerine azar miktarda eşit dağıtılarak Antep fıstığı serpiştirin ve ikiye bölünen çileklerle süsleyin. Afiyet olsun…

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Değişen beslenme alışkanlıkları trafikte uykuya neden olabilir!

Bayram tatillerinde karayolu üzerinde trafik yoğunluğunun artması nedeniyle kaza potansiyelinin yükseldiğine dikkat çeken İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Öğr. Gör. Özgür Şener, güvenli bir yolculuk için araç servis bakımlarının yapılmasında fayda olduğunu ifade ediyor. Şener, kazaları engellemek için yolda yasal hız limitlerine uyulmasını, öndeki araç ile 4-6 saniye mesafe bırakılmasını ve yerleşim yeri geçişlerinde yaya trafiğine dikkat edilmesini öneriyor. Sürüş için mental olarak da hazır olunması gerektiğini belirten Şener, Ramazanla birlikte değişen beslenme alışkanlıklarının da trafikte uyku haline neden olabileceği uyarısında bulunuyor.   

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Öğretim Görevlisi Özgür Şener bayram tatilinde yola çıkacaklar için güvenli seyahatin ip uçlarını paylaştı.

Yola çıkmadan araç servis bakımı yaptırılmalı

Bayram tatillerinin karayolu üzerinde artan trafik yoğunluğu ile birlikte trafik kazası potansiyelinin  arttığı dönemler olduğunu belirten İSG Uzmanı Öğr. Gör. Örgür Şener, “Yola çıkmadan önce aracın yolda bırakmayacak şekilde servis bakımlarının yapılması gerekiyor. Lastiklerin yanal yüzeylerinde kesik, yarık, parça kopması olmadığından emin olunmalı. Güvenilir bir lastik tamircisinde diş derinliklerinin minimum 3mm olduğu, lastik basınçlarının araç için verilmiş basınç değerlerinde olduğu kontrol ettirilmeli.” diye konuştu.

Sağlık sorunu varsa önce doktora danışılmalı

Sürüş için mental olarak hazır olunması ve uykusuz olunmaması gerektiğinin altını çizen İSG Uzmanı Örgür Şener, “Herhangi bir rahatsızlık varsa doktora danışmadan sürüşe çıkılmamalı. Sürüşe başlamadan önce yol ve hava durumunu kontrol edilmeli, gidilecek güzergâh üzerinde mola yerleri ve gerekli durumlarda alternatif rotalar yola çıkmadan önce belirlenmeli. Sürüşe başlamadan önce araç yakının da yeterli  olduğundan emin olunmasında fayda var.” dedi.

Yasal hız limitlerine uyulmalı

Trafik kurallarını da hatırlatan Şener, “Bağlantı ve katılım noktaları ile kavşak, trafik ışıkları gibi kritik bölgelere yaklaşırken hız azaltılarak kontrollü geçiş yapılmalı. Özellikle yerleşim yeri geçişlerinde yaya ve çocuk çıkma olasılığına karşı çok dikkatli olunmalı. Yasal hız limitlerine uyun, yağış, karanlıkta sürüş, dar, virajlı yollar gibi zorlayıcı şartlar oluştuğunda hız limitlerinin altında sürüş yapmak kazaları önleyecektir. Güvenli takip mesafesi korunmalı.  Öndeki araç ile minimum 4 saniye, otoyol ve otobanda 6 saniyelik bir mesafe bırakmak gerekiyor. Yolun ilerisini iyi gözlemleyerek aynaları ve çevreyi 5-8 saniyede bir olacak şekilde kontrol etmek de yine güvenli bir sürüş sağlayacaktır.” dedi.

Değişen beslenme alışkanlıkları trafikte uykuya neden olabilir!

Yolculuk sırasında sürücülerin psikolojik zorluklarla da karşılaşabileceğine dikkat çene Şener sözlerini şöyle tamamladı: 

“Sıkışık trafik, uzayan bekleme süreleri sebebiyle sürücüler agresif olabilir. Bu sebeple yolda sakin kalmakta fayda var. Oruç tutmaya alışmış olan sürücülerin Ramazan bayramı sonrası değişen beslenme düzenleri sebebiyle uyku hali gibi reaksiyonlar göstermelerine karşın hazırlıklı olunmalı.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayramda Ölçüyü Kaçırmalayım

Yaklaşık bir ay kadar süren Ramazan ayı boyunca yaşanılan kısıtlanmalar bayramın başlaması ile son buluyor. Ailemizle ve sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz en özel zamanlardır bayramlar. Çeşit çeşit yemeklerin ve tatlıların yapılarak ikram edildiği, geniş sofralarda uzun zamanlar geçirmek hoş sohbetler eşliğinde ne yediğimizi unutmamıza neden olabilir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünden, Dr. Öğr. Üyesi Şeref Kamil Basmacıoğlu ‘bayramda dikkat edilmesi gerekenleri’ açıkladı.

Uzun bir aradan sonra beslenme düzeninin değişmesi, büyük bir yemek sonrası midenizin ek hacmi karşılamak için fiziksel olarak genişlemesi sonucunda biraz rahatsızlığa yol açabilir. Bu gibi yemekler aşırı miktarlarda nişastalı besin içerdiklerinden karbonhidratlar glikoza dönüştürülürken vücudunuzun kan şekerinde de ani bir artış oluşmaktadır. Vücudunuz yağları ve tuzu işlerken kolesterol ve trigliserid düzeyleri, kan basıncı artarken vücutta sıvı tutulması da oluşabilir. Bu artışlar genellikle birkaç saat içinde düşmektedir. Birçok kişide şişkinlik, mide ekşimesi veya baş ağrısı gibi fiziksel semptomlar oluşabilir. Bununla birlikte, diyabet,  kalp hastalığı, obezite, hipertansiyon gibi kronik sağlık sorunları olan kişiler büyük bir ziyafet yemenin aynı zamanda gereğinden çok daha fazla kalori ve tuz da aldıklarını göz önünde bulundurmalıdırlar. Muhtemelen aşırıya kaçan bir yemek sonrası sersemlemenizin sorumlusu bu aşırı besinlerin yol açtığı kanda şeker ve trigliserid düzeylerinde yükselmeler olabilir. Sindirim sistemimize çok iş düştüğünden kalbin pompaladığı kanın önemli bir kısmı barsaklara yönlendirildiği için el ve ayaklarınızın biraz soğuk olduğunu bile fark edebilirsiniz. 

Ne kadar kalori içerirse içersin, aşırı yenen bir yemeğin herhangi bir kalıcı etkisi yoktur. Bunun yanı sıra diyabetli kişilerin kan şekerlerini dikkatli bir şekilde yönetmeleri gerekir.  Hipertansiyon öyküsü olanların yüksek kan basıncı veya sıvı tutulmasıyla ilgili komplikasyon riski daha yüksek olabilmektedir.

Büyük öğünler, eve giderken kalp krizi, safra kesesi ağrısı ve tehlikeli uyku hali riskini artırabilir. Aşırı yemek yediğinizde vücudunuz her şeyi depolayamaz, biriken bazı maddeler karaciğer hücrelerinin barındıramayacağı boyutlara ulaşır ki bu da süreklilik kazandığında ciddi karaciğer yağlanması sorunlarına neden olabilir.   

Ortalama bir öğünün mideyi terk etmesi 1 ila 3 saat sürer. Ancak büyük bir yemek, miktarına ve yağ içeriğine bağlı olarak 8 ila 12 saat sürebilir. 4.500 kalori ve 230 gram yağ tüketilen büyük bir öğün sonrası vücudunuz yağlardan ve şekerden oluşan bi  sel gibi etkilenmektedir  Ortalama mide kapasitesi yaklaşık 8 bardak  civarında olup ancak 4 ila 12 arasında değişebilmektedir. Gerilmiş bir mide, beyne tok olduğunu söyleyen kimyasalların salınmasını sağlar. Bir oturuşta yaklaşık 1.500 kaloriden sonra bağırsak mide bulantısına neden olan bir hormon salgılar. Bu da besin alınımını sonlandırmaya yol açar.

Belirti vermeyen kalp damar hastalığı olanlarda büyük bir yemek yedikten sonraki iki saat içinde kalp krizi riskinin dört-yedi kat arttığını bildiren çalışmalar mevcuttur. Normal bir öğünün normal kalorisinin üç katı kadar yemek yiyen biri, mide ve bağırsaklar ve dolayısıyla kalp için fazladan bir iş yüküne sahip olacaktır.

Çoğu insan için, yemek yorgunluğu sadece şekerleme ihtiyacını beraberinde getirir, ancak araçla seyahat ediyorsanız aynı zamanda bir güvenlik riskidir. 

Mide, yiyecekleri bağırsaklara saldıkça, safra kesesi yağ sindirimine yardımcı olmak için safra kesesinin kasılmasına yol açar.  Öncesinde safra kesesi taşları olan kişilerde safra taşı atakları sık görülen bir sorundur. Bu ataklar nadiren ölümcüldür, ancak ağrı kalp krizini taklit eder ve dayanılmaz olabilir. Birçok insan böyle bir atak yaşayıncaya kadar safra taşı olduğunu bilmez.

Büyük öğünler, gaz riskini artırır çünkü sindirilmemiş yiyecek parçaları kalın bağırsağa kayar ve mayalanmaya başlar

Bayramda özel diyet gerektiren mevcut sağlık sorunları olan kişiler tuz, yağ ve kalori alımına dikkat etmelidir. 

Mümkün olduğunca ölçülü kalma, fiziksel aktiviteyi artırmak gerektiğinde dur diyebilmek sağlığımız açısından önem taşımaktadır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı