Etiket: Ramazan Ayı

Bayramda Ölçüyü Kaçırmalayım

Yaklaşık bir ay kadar süren Ramazan ayı boyunca yaşanılan kısıtlanmalar bayramın başlaması ile son buluyor. Ailemizle ve sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz en özel zamanlardır bayramlar. Çeşit çeşit yemeklerin ve tatlıların yapılarak ikram edildiği, geniş sofralarda uzun zamanlar geçirmek hoş sohbetler eşliğinde ne yediğimizi unutmamıza neden olabilir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünden, Dr. Öğr. Üyesi Şeref Kamil Basmacıoğlu ‘bayramda dikkat edilmesi gerekenleri’ açıkladı.

Uzun bir aradan sonra beslenme düzeninin değişmesi, büyük bir yemek sonrası midenizin ek hacmi karşılamak için fiziksel olarak genişlemesi sonucunda biraz rahatsızlığa yol açabilir. Bu gibi yemekler aşırı miktarlarda nişastalı besin içerdiklerinden karbonhidratlar glikoza dönüştürülürken vücudunuzun kan şekerinde de ani bir artış oluşmaktadır. Vücudunuz yağları ve tuzu işlerken kolesterol ve trigliserid düzeyleri, kan basıncı artarken vücutta sıvı tutulması da oluşabilir. Bu artışlar genellikle birkaç saat içinde düşmektedir. Birçok kişide şişkinlik, mide ekşimesi veya baş ağrısı gibi fiziksel semptomlar oluşabilir. Bununla birlikte, diyabet,  kalp hastalığı, obezite, hipertansiyon gibi kronik sağlık sorunları olan kişiler büyük bir ziyafet yemenin aynı zamanda gereğinden çok daha fazla kalori ve tuz da aldıklarını göz önünde bulundurmalıdırlar. Muhtemelen aşırıya kaçan bir yemek sonrası sersemlemenizin sorumlusu bu aşırı besinlerin yol açtığı kanda şeker ve trigliserid düzeylerinde yükselmeler olabilir. Sindirim sistemimize çok iş düştüğünden kalbin pompaladığı kanın önemli bir kısmı barsaklara yönlendirildiği için el ve ayaklarınızın biraz soğuk olduğunu bile fark edebilirsiniz. 

Ne kadar kalori içerirse içersin, aşırı yenen bir yemeğin herhangi bir kalıcı etkisi yoktur. Bunun yanı sıra diyabetli kişilerin kan şekerlerini dikkatli bir şekilde yönetmeleri gerekir.  Hipertansiyon öyküsü olanların yüksek kan basıncı veya sıvı tutulmasıyla ilgili komplikasyon riski daha yüksek olabilmektedir.

Büyük öğünler, eve giderken kalp krizi, safra kesesi ağrısı ve tehlikeli uyku hali riskini artırabilir. Aşırı yemek yediğinizde vücudunuz her şeyi depolayamaz, biriken bazı maddeler karaciğer hücrelerinin barındıramayacağı boyutlara ulaşır ki bu da süreklilik kazandığında ciddi karaciğer yağlanması sorunlarına neden olabilir.   

Ortalama bir öğünün mideyi terk etmesi 1 ila 3 saat sürer. Ancak büyük bir yemek, miktarına ve yağ içeriğine bağlı olarak 8 ila 12 saat sürebilir. 4.500 kalori ve 230 gram yağ tüketilen büyük bir öğün sonrası vücudunuz yağlardan ve şekerden oluşan bi  sel gibi etkilenmektedir  Ortalama mide kapasitesi yaklaşık 8 bardak  civarında olup ancak 4 ila 12 arasında değişebilmektedir. Gerilmiş bir mide, beyne tok olduğunu söyleyen kimyasalların salınmasını sağlar. Bir oturuşta yaklaşık 1.500 kaloriden sonra bağırsak mide bulantısına neden olan bir hormon salgılar. Bu da besin alınımını sonlandırmaya yol açar.

Belirti vermeyen kalp damar hastalığı olanlarda büyük bir yemek yedikten sonraki iki saat içinde kalp krizi riskinin dört-yedi kat arttığını bildiren çalışmalar mevcuttur. Normal bir öğünün normal kalorisinin üç katı kadar yemek yiyen biri, mide ve bağırsaklar ve dolayısıyla kalp için fazladan bir iş yüküne sahip olacaktır.

Çoğu insan için, yemek yorgunluğu sadece şekerleme ihtiyacını beraberinde getirir, ancak araçla seyahat ediyorsanız aynı zamanda bir güvenlik riskidir. 

Mide, yiyecekleri bağırsaklara saldıkça, safra kesesi yağ sindirimine yardımcı olmak için safra kesesinin kasılmasına yol açar.  Öncesinde safra kesesi taşları olan kişilerde safra taşı atakları sık görülen bir sorundur. Bu ataklar nadiren ölümcüldür, ancak ağrı kalp krizini taklit eder ve dayanılmaz olabilir. Birçok insan böyle bir atak yaşayıncaya kadar safra taşı olduğunu bilmez.

Büyük öğünler, gaz riskini artırır çünkü sindirilmemiş yiyecek parçaları kalın bağırsağa kayar ve mayalanmaya başlar

Bayramda özel diyet gerektiren mevcut sağlık sorunları olan kişiler tuz, yağ ve kalori alımına dikkat etmelidir. 

Mümkün olduğunca ölçülü kalma, fiziksel aktiviteyi artırmak gerektiğinde dur diyebilmek sağlığımız açısından önem taşımaktadır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazan Sonrası Hazımsızlığa Dikkat!

Ramazan süresince yavaşlayan metabolizmanın, bayramda aşırı besin yüklemesine maruz kalması midede hazımsızlık, şişkinlik gibi birçok sağlık sorununa yol açabiliyor. Uzman Diyetisyen Ebru Çağıl, bu rahatsızlıkların önüne geçmek için bayramda doğru beslenme yöntemlerini uygulamak ve özellikle zencefil ve zerdeçal içeren fitoterapötik takviyelerden destek almak gerektiğini vurguladı.

 

Ramazan ayı boyunca öğün sayısının daha az olması ve sindirim sisteminin günün belirli saatlerinde dinlendirilmesi sonucunda beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana gelir. Bayramın gelişi ile bu beslenme alışkanlıkları eski düzene uyum sağlamaya çalışır. Özellikle oruç dönemini geride bırakırken bayram sofralarında yediklerimizin içerikleri yoğunlaşabiliyor.

Hamur işleri, tatlılar, yüksek yağlı besinler, meşrubat veya çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekler gün boyu misafirler eşliğinde tükettiklerimiz listesinde yerini alıyor.

 

Uzman Diyetisyen Ebru Çağıl, Ramazan süresince dinlenen metabolizmamız zengin bayram sofralarında hızlı ve yoğun porsiyonlara maruz kaldığı için çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiğimizi söyledi. Hazımsızlık, şişkinlik gibi sindirim şikâyetlerinin en sık karşılaştığımız sorunlar olduğunu ifade eden Çağıl, “Bu rahatsızlıkların önüne geçmek için doğru beslenme modelini bulmak, hareket halinde olmak ve gerektiğinde tamamen bitkisel desteklerden faydalanmak gerekir” dedi.  

 

Beden sağlığının korunabilmesi için Ramazan sonrasında basit tedbirlerin yeterli olduğunu dile getiren Çağıl, şu önerilerde bulundu:

 

8 adımda doğru beslenme modeli

Oruç döneminden sonra gün içindeki öğün sayısını birden değil, kademeli olarak artırmakta fayda var. 

Bayramda sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlanmalı. 

2-3 ana öğün yapılabilir fakat öğünler tatlı, börek gibi bayramlık ikramlarla geçiştirilmemelidir. Gün içindeki tatlı, çerez gibi atıştırmalıklar sınırlı olmalıdır. 

Çay ve kahve ile kafein alımının en çok arttığı zamanlar bayram günleridir. Bunlar mutlaka şekersiz içilmeli ve sınırlı tüketilmelidir. Aksi takdirde mide yanması, mide ekşimesi gibi durumlar yaşanabilir. 

Bayramda bol su tüketilerek hem porsiyon kontrolü sağlanabilir hem de kafeinli içeceklerin alınması önlenebilir. Gündüz içilemeyen su tüketim alışkanlığı böylece tekrar kazandırılmış olur. 

Bayramın adından da anlaşılacağı gibi ‘’şeker’’ tüketimi normale göre fazla olabileceği için porsiyon kontrolü özellikle önem taşımaktadır. Tatlı seçimleri şerbetli tatlılardan yana değil, sütlü tatlılardan yana olmalıdır. 

Olabildiğince hareketli olmak, asansör yerine merdiven kullanmak, yürüyüş gibi aktiviteler metabolizma hızını artırmak ve daha sağlıklı sindirim düzeni için önemlidir. 

Özellikle ramazan sonrasında yiyeceklerin daha rahat sindirimi için çiğneme süresi artırılmalıdır.

 

Bayramda sindirim problemi yaşayanlar için doğal destekler

Uzm. Dyt. Ebru Çağıl, özellikle bayramda mideye fazla yüklenmekten kaynaklanan hazımsızlık, şişkinlik gibi şikayetleri önlemek için doğru beslendikten sonra bitkisel desteklerden de yararlanmak gerektiğini vurguladı. 

Bu bitkisel desteklerin en başında Zencefil ve Zerdeçal’ın geldiğini belirten Çağıl, “Zencefil; şişkinlik ve hazımsızlığı önlemesi, ağrı hafifletici olması, inflamasyonu önlemesi gibi özellikleri sayesinde sindirim kanalında tedavi edici özelliğe sahip en güçlü bitkilerden biridir. Mide yüzeyinde ‘gerçek mide koruyucu’ özellik sağlar ve midedeki besinlerin daha kısa sürede bağırsağa geçişini sağlayarak midenin rahatlamasına destek olur. Zencefilin sadece besin olarak tüketimi içerisindeki Gingerol ve uçucu yağların tam olarak emilmemesine sebep olabilir. Bu yüzden özel olarak ekstrakte edilmiş takviye formunda kullanılması gerekmektedir” dedi. 

 

Zerdeçalın ise karın ağrısı, gaz sancısı, besinleri iyi hazmedememe ve karın bölgesinde şişkinlik halini önleyen bir diğer doğal kaynak olduğuna dikkat çeken Çağıl, “Aynı zamanda zerdeçal sindirim kanalında inflamasyonu ve mide ülserini önleyici etkinliğe sahiptir.  Safra asidi salgısını da düzenleyerek hazımsızlık şikayetlerinin önlenmesine yardımcı olur. Yaygın olarak baharat formunda tüketilen zerdeçalın emilimi tek başına oldukça zordur. Bu sebeple tek başına besin olarak tüketmek yerine, emilim düzeyi yüksek formülasyonları tercih etmek hazımsızlık şikayetlerinde en doğru seçenek olacaktır” diyerek sözlerine devam etti.

 

Zerdeçal ve zencefilin sofra kültüründeki tüketimi ile fitoaktif olarak alımında büyük farklar olduğunu vurgulayan Çağıl, etkinliği klinik çalışmalarla test edilen bitki temelli fitoaktif içeriklerin daha etkili olduğunu, emilim düzeyleri de göz önünde bulundurularak standardize bitkisel takviyelerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Bu iki fitoaktifin bir arada olduğu sinerjistik kombinasyonların en doğru bilgisi için eczacınıza danışabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazan’da yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın 8 yolu

Bayram gibi özel günlerde güzel ve lezzetli ikramlara hayır demek zor olabiliyor.

Ramazan ayında uzun süre aç kalmaya alışan mideyi yormamak ve yavaşlayan metabolizmayı tekrar hızlandırabilmek için beslenmenin çok önemli olduğunu belirten Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi Sağlıklı Yaşam Şefi ve Diyetisyen Sibel Mumcu, “Alışkın olduğumuz beslenme düzenine kolay uyum sağlamak için bayram sürecinde sağlıklı ve dengeli seçimler yapmak, miktar ve besin çeşitliliğine özen göstermek çok önemli. İlk amacımız yavaşlayan metabolizmamızı tekrar eski haline getirebilmek olmalı. Metabolizmayı hızlandırmak ancak öğün sıklığını artırmak ve egzersiz ile mümkün” diyerek Ramazan ayı sonrasında metabolizmayı hızlandırmak için beslenme tavsiyelerinde bulundu:

Ağır yiyeceklerden uzak durun. Gün boyu boş kalmaya alışan bir mideye, birdenbire çok miktarda ve hazmı zor yiyecekler ile yüklenmek sindirim sistemi problemlerine neden olur. Bu nedenle gün içinde sık ama küçük öğünler tüketin.

Besinlerin yavaş tüketilmesi ve iyi çiğnenmesi rahat bir sindirim için önemlidir.

Gün boyu aktif olmak gerekir. Ev içinde yapılabilecek basit egzersizler size yardımcı olacaktır. Bunun için uzmanların önerdiği ev egzersizlerini takip edebilirsiniz.

Sıvı tüketimi her dönemde çok önemli. Ramazan nedeniyle vücutta oluşabilecek sıvı kaybını tekrar yerine koymak için günde en az 2 litre su için.

Sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata, komposto gibi sıvı gıdalar ekleyebilirsiniz. 

Gün boyunca çay ve kahve tüketimine dikkat edin. Aşırı miktarda tüketildiğinde çarpıntı, kalp ritim bozuklukları, mide problemleri gibi sorunlara neden olabilen bu içecekleri biraz  sınırlandırarak, siyah çay yerine bitki çayları veya kafeinsiz kahve gibi seçenekler tercih edilebilirsiniz.

Bayramlarda özellikle şekerli yiyecekler çok tüketilir. Geleneksel bayram tatlıları ve şekerlemeler, baklava, kadayıf gibi şerbetli tatlılar, çikolatalar, pastalar, poğaça, börek gibi hamur işleri kan şekerini hızla yükselten, hem de enerji içeriği yüksek gıdalardır. Bu gıdaları tek seferde yüksek miktarda veya gün boyunca sıklıkla tüketmek hem sindirim sistemi problemlerine hem de kan şekerinin hızla yükselmesine neden olur. Bu nedenle tüketimlerine dikkat edilmeli ve miktarları sınırlandırılmalıdır.

Tatlı tüketmek istediğinizde şerbetli ağır hamur tatlıları yerine taze ve kuru meyveleri, sütlü veya meyveli tatlıları tercih edebilirsiniz. Hava sıcaklığının artmaya başladığı bu günlerde miktarına dikkat etmek şartı ile dondurma da iyi bir alternatif olabilir.

Bu dönemde çocuklara da özellikle dikkat etmek gerekir. Çocuklar, şeker ve şekerli besinleri tüketmeyi sıklıkla isterler. Ancak aşırı şeker ve şekerli besinlerin tüketimi, büyüme gelişme çağındaki çocuklar için önemli bir tehlikedir. Sürekli şeker tüketilmesi açlık duygusunu da ortadan kaldıracağı için öğünlerde sağlıklı besinlerin tüketimini engeller. Aynı zamanda diş sağlığı açısından zararlıdır, mide ve bağırsaklarda aşırı hassasiyete neden olur. Bu nedenle çocukların sadece ve sürekli şeker, çikolata, şekerli içecekler gibi gıdaları tüketmelerini engellemek, bunun yerine sütlü tatlılar, taze ve kuru meyveler gibi sağlıklı seçeneklere yönlendirmek ve uygun zamanlarda tüketmelerini sağlamak yerinde olacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayramda Alışkanlıklarınızdaki Küçük Değişikliklerle Kilonuzu Kontrol Edin

“Bayramda nasılsa dikkat edemiyorum. Sağlıklı beslenme düzenine daha sonra başlarım diyorsanız hata ediyorsunuz” diyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Diyetisyen ve Fitoterapi uzmanı Buket Ertaş Sefer, bayramda kilo kontrolünü sağlamak için farkındalığı elden bırakmamak gerektiğini söyledi. 

“Hayatın akışı her zaman uygun koşulların oluşmasına elverişli olmayabilir. Önemli olan şartlar içerisinde dengeyi kurabilmek. Bunu başarabilirseniz hayat boyu denge daha kolay olur” şeklinde konuşan Dyt. Buket E. Sefer, “Dolayısıyla farkındalıkla geçirilen bayram, tatil vb. Zamanlar motivasyonunuzu ve kendinize olan inancınızı daha da artıracaktır fakat her zaman istediğiniz gibi de gitmeyebilir. Bunu da normal kabul edip, panik yapmadan yola devam etmek en doğrusu” diye konuştu.

 

Dyt. Buket Ertaş Sefer, Ramazan Ayı sonrasında gelen bayramı kilo almadan geçirebilmek için alışkanlıkları değiştirmek gerektiğini belirterek şu ipuçlarını verdi…

METABOLİZMANIZI HIZLANDIRMAK İÇİN GÜNE EGZERSİZLE BAŞLAYIN.

Kilo kontrolünde en önemli unsurlardan birinin de metabolizmayı hızlandırmak olduğunu söyleyen Dy. Buket E. Sefer, “Gün içinde vakit olmuyorsa her sabah yarım saat erken kalkıp tempolu yürüyüş veya kısa zamanda etkili olan egzersizler yapabilirsiniz. Hadi gelin güne biraz daha erken başlayalım ve egzersizle başlanılan günün mutluluğunu yaşayalım. Bu sayede gün içinde artan enerji ve hızlı metabolizma dengesini da sağlayabilirsiniz” dedi. 

GEÇ KAHVALTI VAR İSE ÖĞÜN SAYISINI REVİZE EDİN.

“Öğün atlamamayı kan şekeri regülasyonu ve iştah kontrolü için elbette öneriyoruz. Fakat saat 8.00’de başlayan mesai günü ile 10.00’da uyanılan tatil günleri elbette aynı olmamalı” diyen Dyt. Sefer, şunları anlattı: “Mümkünse reçel, bal gibi tatlı kaynaklarına bugünlerde tamamen ara vermek gerekli. Kaliteli proteinle başlayan kahvaltı ardından gelen küçük bir ara öğün veya misafirlikte ikram edilen sevilen bir tatlı ardından akşam yemeği günü dengelemeye yardımcı olacaktır. Elbette tatlı tüketiminin sıfır olmasını tercih ederiz. Fakat özel günlerde kendime hakim olamıyorum diyorsanız ana yemek kalorilerini biraz kısmakta fayda var.” Diye konuştu. 

HER SAAT BAŞI BİR BARDAK SU İÇMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİN. 

Özellikle havaların ısınmaya başladığı bugünlerde hareketle birlikte su kaybının da arttığını hatırlatan Dyt. Buket E. Sefer, telaş ve yoğunluktan, belki de konfor alanımızın dışında olmaktan kaynaklanan sıvı tüketiminde kısıtlama yaşanabileceğini söyledi. “Ancak hem genel sağlık hem de kilo kontrolü için su tüketimi konusunda farkındalığı yüksek tutup saatte bir bardak su içmek atıştırma isteğinizin bastırılmasına yardımcı olacaktır” diye ekledi. 

TATLI TÜKETİMİNİ YASAKLAMAK YERİNE KISITLI TÜKETİM YOLUNA GİDİN. 

“Canınızın çektiği tatlı, börek… Sizin için özel ne varsa düşünüp kendinize onlardan yana iltimas geçebilirsiniz” diyen Dyt. Buket E. Sefer, bayramda tatlı tüketimi konusunda da denge kuralını uygulamak gerektiğini söyledi. 

“Tatlı tüketimini tamamen kısıtlamak sonrasında dönüşünüzü muhteşem yapabilir. Bu nedenle her zaman olduğu gibi denge kuralı bayramda da ön planda olmalı. Kendinize izin verdiğiniz 1 ya da 2 gün öğlen saatlerinde yediğiniz ve sizi mutlu eden o tatlı için kendinizi suçlu hissetmeyin. Olmasa da olur tatlılar için de gereksiz kalori almayın.” 

HER GÜN 1 ÖĞÜN KALİTELİ, AZ YAĞLI PROTEİN TÜKETİN

Bayram boyunca da öğünlerde kaliteli protein almanın önemi ve gerekliliğine işaret eden Dyt. E. Sefer, şu bilgileri verdi: “Alınan karbonhidratı azaltmak için akşam yemeklerini beyaz et veya yağsız kırmızı et ve bolca salata veya sebze şeklinde tercih edebilirsiniz. Bu hem günlük almanız gereken protein miktarına katkı sunacak hem de kalori alımınızı dengeleyecektir. Proteinin yanında mutlaka sebze olmasına özen gösterin. Bu sayede hem vitamin hem de posa alımınızı artırabilirsiniz.”

UZUN AÇLIKLARA GEREK YOK! 

Gündüz tüketilen tatlı veya börek sonrası yapılan vicdanla “bugün akşam yemeği yemeyeceğim” fikrinin oldukça yanlış olduğunun altını çizen Dyt. Buket E. Sefer, bunun gece atıştırma ataklarını tetikleyeceğini söyledi. “Bunun yerine tükettiğiniz şeyler için kendinizi cezalandırmayın. Bir sonraki öğünde hafif bir ana öğün yapmaya gayret gösterin” diye konuştu. 

PROBİYOTİK VE POSA ALIMINI ARTIRIN.

Yemek düzeni değişikliği ile bağırsak hareketlerinde yavaşlama veya şişkinlik yaşanabileceğini söyleyen Dyt. E. Sefer, bunun için çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Ev yapımı yoğurt, probiyotik yoğurt veya takviye olarak alınan probiyotik gastrointestinal sisteminizi rahatlatacaktır. Ayrıca ne kadar posa o kadar regüle kan şekeri, düzenli bağırsak hareketleri ve doygunluk. Posayı artırmak için ise bolca sebze ve günde 1 porsiyon meyve şart. Bu yüzden yaşasın renkli ve çeşitli salatalar.”

KALORİLİ İÇECEKLERİ SINIRLANDIRIN 

Gün içinde ikram edilen asitli içecekler, taze sıkılmış bile olsa meyve suları, meyveli maden suları istemeden fazla kalori alımına neden olabileceğini söyleyen Dyt. Buket E. Sefer, “Bunlar yerine sade kahve (şekersiz ve sütsüz), bitki çayı, sade maden suyu bolca su tüketmek, içecek denetiminde iyi bir kontrol yöntemi olacaktır” dedi. 

YEDİKLERİNİZİ TELAFİ İÇİN DETOX DİYETİ YAPMAYIN 

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Diyetisyen ve Fitoterapi uzmanı Buket Ertaş Sefer, kilo vermek ve yediklerinizi telafi etmek için yapılan yanlış detokslara da dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı: “Vücudun en iyi detoksifikasyon yöntemi iyi çalışan karaciğer ve organlardır. Az kalorili diyetler, detoks uygulamaları çoğunlukla su kaybına neden olur. En iyisi bayram sonrası karaciğerinize iyi bakmak ve gerekirse karaciğer sağlığına yönelik gıda ve gıda takviyelerine başvurmak en doğrusu olacaktır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Ramazan Ayı ve Bayram’da Şekersiz Beslenme Trendi Yükseldi

Hepsiburada’nın açıkladığı verilere göre, şekersiz gıdalara ve pişirme grubunda sağlıklı ürünlere ilgi Ramazan ve Bayram döneminde de arttı.

Türkiye’nin Hepsiburada’sı Ramazan Ayı ve Ramazan Bayramı’nda yapılan alışveriş verileri doğrultusunda ortaya çıkan beslenme verilerini açıkladı. Hepsiburada’nın açıkladığı verilere göre, Ramazan ayı boyunca sahurda sıklıkla tüketilen fıstık ezmelerinde bu kez “şekersiz” ve “hurmalı” seçenekler ilgi gördü. Şekersiz fıstık ezmelerinde geçtiğimiz yıla kıyasla %100’ün üzerinde artış görüldü.

Bitkisel sütlere ilgi artıyor

Sindiriminin kolay olması ve besleyiciliği nedeniyle rağbet gören bitki bazlı sütlerde ise siparişler geçen seneye kıyasla 4 kat artmış durumda. Yulaf, soya, badem sütü seçeneklerinin yer aldığı kategori içinde en çok tercih edilense “şekersiz badem sütü” olarak öne çıkıyor.

Airfryerlar mutfakların vazgeçilmezi haline geldi

Sağlıklı ve pratik tariflerle iftar ve sahur yemeklerini çeşitlendiren airfryer siparişlerinde geçtiğimiz Ramazan ayına göre 10 kat artış görülüyor.

Şekersiz çikolata, glutensiz un

Şekersiz bitter çikolatalar bu Ramazan ve Bayram’da da şekerden uzak durmak isteyenler için çözüm oldu. %100 kakao içeriğiyle sağlıklı birer alternatif olan şekersiz çikolatalara ilgi geçtiğimiz seneye göre 40 kat arttı. Tatlı ve hamur işleri içinse glutensiz un seçenekleri müşterilerin ilgisini çekiyor. Hindistan cevizi unu, nohut unu, karabuğday unu gibi seçenekler glutenden kaçınanların alışveriş sepetlerini dolduruyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İşte Ramazan Bayramında sağlıklı beslenmenin püf noktaları…

Bayram kahvaltılarında yağlı ve hamur işi gıdalardan uzak durulmalı

Ramazan Bayramında özellikle kahvaltılara dikkat çeken uzmanlar, kahvaltı öğünlerinde yağlı, hamur işi ve tatlı ağırlıklı öğünlerden uzak durulmasını, öğle yemeğinde protein ağırlıklı, akşam yemeğinde ise sindirimi kolay olduğu için sebze ağırlıklı beslenilmesini öneriyor. Uzmanlar, tatlı olarak baklava ve börek tarzı gıdalar yerine sütlü tatlıları veya meyveli dondurmaların tüketilmesini, yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için de öğünlerden 1-2 saat sonra 45 dakikalık tempolu yürüyüşler ya da egzer yapılmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, Ramazan bayramında sağlıklı beslenme açısından önemli tavsiyeler paylaştı.

İlk gün kahvaltısına dikkat!

Ramazan Bayramında özellikle kahvaltılara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, “Öncelikle insülin salınımını az uyaracak ve tokluğu pekiştirecek gıdalar tercih etmekte fayda var. İlk kahvaltılarda kesinlikle kızartma, hamur işi ya da tatlı yer almamalı. Klasik beslenme diye tanımladığımız peynir, zeytin, yumurta, bal ve bol miktarda yeşil sebzeler tüketilebilir. Aynı şekilde gün içerisinde klasik Türk mutfağı olarak isimlendirebileceğimiz az yağlı ve az salçalı olacak şekilde zeytinyağlı yemekler, çorbalar ve sebze yemekleri tercih edilmeli. Tatlı olarak baklava ve börek tarzı gıdalar yerine sütlü tatlılar ve meyveli dondurmalar konulabilir. Bu gıdaların gaz ve şişkinlik oluşumunu azaltacağını söyleyebiliriz. Öğle yemeğinde tercihler protein ağırlıklı, akşam ise sindirimi kolay olan düşük kalorili sebze ağırlıklı bir menüden yana kullanılmalı” dedi.

Öğünler sonrası 45 dakikalık yürüyüşler yapılmalı

Yavaşlayan metabolizma hızını artırmak için öğünlerden en az 1-2 saat sonra 45 dakikalık tempolu yürüyüşlere başlanmasını öneren Örkçü, “Yürüyüşün gerçekleşmesi güç olan durumlarda egzersiz programlarından biri takip edilerek düzenli olarak uygulanabilir. Böylece hem kilo kontrolü sağlanmış hem de yaşanabilecek hazımsızlık problemlerinin önüne geçilmiş olacaktır” ifadelerini kullandı.

Oruç tutanlarda beslenme alışkanlıkları değişecek

Ramazan sonrası oruç tutan kişilerde beslenme alışkanlıklarının değişeceğine dikkat çeken Örkçü, “Ramazan ayı boyunca uzun süren açlık ve susuzluk hissinden sonra vücudun tekrar normal beslenme düzenine geçmesi kolay olmayabilir. Yavaşlayan metabolizma, uzun süren açlık ve 2 öğünle beslenmeye alışmış bir mide bağırsak sisteminde mide bulantısı, iştahsızlık, gaz sancısı, az tüketilen lifli besinlerden dolayı kabızlık görülebilir. Ayrıca metabolik rahatsızlığı olan kişilerde alınan yüksek kalorili besinler, ani şeker yükselmeleri, tansiyon problemleri ve kalp-damar rahatsızlıklarına neden olabiliyor. Vücuda alınan yüksek kalorili ürünlerin de ağırlık artışına neden olabileceği unutulmamalı.” diye konuştu.

Dengeli besin tüketimi tercih edilmeli

Beslenme ve diyet uzmanı Özden Örkçü; tüm besin gruplarından bir arada yemenin, yavaş ve iyi çiğnemenin, az ve sık yemenin, posa alımı için sebze ve meyveleri mutlaka tüketmenin, yağı yeterli miktarda ve doymamış yağlardan tercih etmenin yeterli ve dengeli beslenmede ana kural olduğunu söyledi. Örkçü, aynı zamanda günlük en az 1.5-2 litre su içmeye, tahıllardan, kuru baklagillerden ve hayvansal besinlerden proteini yetecek miktarda almaya dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Beslenme programında neler olmalı?

Bayramda sabah, öğle ve akşam öğünlerinin yanı sıra ara öğünler ile sağlıklı bir öğün planlaması yapılması gerektiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü’nün örnek öğün planlaması önerileri ise şöyle;

 

Sabah (07:00 – 08:00)

1 dilim peynir

3-4 adet zeytin veya 2-3 adet ceviz

1 tatlı kaşığı pekmez veya bal

1-2 dilim tam buğday ekmeği

Söğüş domates-salatalık

Engel olabilecek herhangi bir hastalık yoksa haftada en az 3 kez yumurta

Ara: (10:00 – 10:30)

1 porsiyon meyve veya 1 avuç kadar kuru meyve

 

Öğle: (12:30 – 13:00)

90 gr ızgara et/balık/tavuk

5-6 kaşık bulgur pilavı veya kepekli makarna

Bol salata

 

Ara: (16:00 – 16:30)

1 porsiyon meyve + 1su bardağı süt (laktozsuz olabilir) veya 1 kase sütlü tatlı

 

Akşam: (19-20:00)

1 kase çorba

1 porsiyon sebze yemeği

Salata

Yarım kâse yağsız yoğurt

1-2 dilim tam buğday ekmeği

 

Ara: 1-2 fincan ıhlamur ya da ada çayı, melisa çayı (Böbrek yetmezliği gibi kronik bir hastalık yoksa)

 

Son ara öğün: Yarım kâse yoğurt veya 1 su bardağı tarçınlı süt veya 1 su bardağı sade kefir + 2 adet ceviz (açlık hissine göre tercih edilebilir)  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı