Öğrencilere sınav öncesi motivasyon yemeği
Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Ahmet Erkal Destek Eğitim Kursu’nda üniversiteye hazırlık sürecinde ücretsiz eğitim alan öğrencilere üniversite sınavı öncesi motivasyon yemeği verdi.
Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Ahmet Erkal Destek Eğitim Kursu’nda üniversiteye hazırlık sürecinde ücretsiz eğitim alan öğrencilere üniversite sınavı öncesi motivasyon yemeği verdi.
ÇEVKO Vakfı Söyleşileri, 2023 yılında da devam ediyor. Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun hazırladığı bu yılki söyleşilerin ikincisi, “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de katılımıyla gerçekleşen söyleşiye; P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü Nesli Kılıçal, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar konuşmacı olarak katıldı.
ÇEVKO Vakfı, ÇEVKO Vakfı Söyleşileri ile iklim krizi konusunu tüm yönleriyle ele alıyor. Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun hazırladığı bu yılki söyleşilerin ikincisi, “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığıyla gerçekleştirildi. Zoom platformu üzerinde düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak üstlenirken, söyleşiye ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer ev sahipliği yaptı. 2023 yılındaki “ÇEVKO Vakfı Söyleşileri”nin ikincisinin konuşmacıları ise P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü Nesli Kılıçal, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar oldu.
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’den Siyasi Partilerin Mutlaka Dikkate Alması Gereken 10 Madde
Moderatör Celal Toprak, ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nin önemini vurgulayarak ilk sözü ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’e verdi. 2021 yılında ÇEVKO Vakfı’nın 30’uncu kuruluş yılı çerçevesinde başlatılan ve üçüncü yılına giren söyleşilerin toplumda farkındalığın yükselmesine katkı sağladığını söyleyen Mete İmer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzde genel seçimler var. Bu vesile ile bir sivil toplum kuruluşu olarak siyasal partilere çevre ile ilgili birtakım öneri ve çağrılarda bulunmak istiyorum. Özellikle çevre konusunda kamu otoritesini oluşturacak, siyasal partilerin sivil toplumu dinlemesi, onlarla birlikte çalışması başarı açısından çok önemli. Biz ÇEVKO Vakfı olarak, “Cumhuriyetin 100. Yılında Çevre Politikası Önerisi” hazırladık. Çevre, çok kapsamlı bir alan. Öncelikli konumuz olan İklim Krizi’ne karşı yapılması gerekenleri, ÇEVKO Vakfı olarak uzunca bir zamandır çeşitli vesilelerle ifade ediyoruz. Tüm siyasal partilere bu konunun önemini anımsatmak bakımından, iklim krizi ile mücadele konusunda geliştirdiğimiz 10 maddeden oluşan öneriler paketimizin burada kısaca üzerinden geçmek istiyorum. Biliyorsunuz, iklim krizi ile mücadele kapsamında Paris Anlaşması’nı kabul ederek ülke olarak “2053’te Karbon Nötr Olma Hedefi” belirledik. Birinci önerimiz, BM’ye verdiğimiz ulusal katkı beyanının güncellenerek daha iddialı hale getirilmesi yönündeydi; bu konuda 27. BM Taraflar Konferansı’nda, salım artışından yüzde 21 azaltım olan hedefimiz, artıştan yüzde 41 azaltım olarak güncellendi. Fakat biz bunun, 2053 yılında Karbon Nötr olabilmemiz için mutlak azaltım hedefi haline getirilmesi yönünde çalışılmasını öneriyoruz. İkinci önerimiz, İklim Yasası ve gerekli yasal düzenlemelerin çıkartılması ve bu konuda bir an önce uygulamaya geçilmesi. Bu alanda epeyce hazırlık yapıldığını biliyoruz, biz de bu çalışmalar içinde yer aldık ama zaman kaybetmeden bunların yürürlüğe girmesi çok önemli. Üçüncüsü; bu yasal düzenlemelerle bağlantılı olarak Emisyon Ticaret Sistemi veya benzeri yöntemler yoluyla artık karbon salımına ülkemizde de bir sınır, bir bedel konulması. Dördüncüsü; enerji üretiminde kömürün kullanımına kademeli olarak azaltılması suretiyle son verilmesine ilişkin bir plan yapılması. Bu konuda ilgililerden çok fazla ses duyamıyoruz. Tabii ki enerji güvenliğimiz önemli ama bütün dünyanın bu yönde hareket ettiğini düşünerek bu konuda da bir plan yapılmasını öneriyoruz. Beşincisi; ormanların ve diğer karbon yutaklarının çoğaltılması için yine bir plan yapıp uygulamak. Bu konuda da önemli çalışmalar var, sürdürülmesi gerekli. Altıncı olarak binalarda, sanayide ve ulaşımda enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerjiye geçişin daha iddialı hale getirilmesi önemli. Yenilenebilir enerji açısından, kapasite olarak, aslında ülkemiz hidrolik enerjiyi de dikkate alırsak, yüzde 50’yi geçmiş durumda. Bu iyi bir sonuç. Ciddi bir kapasitemiz var fakat ülke potansiyeline uygun olarak bunu daha da ileriye götürebiliriz. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi yanında yeşil hidrojenden de yararlanabiliriz. Bu konudaki yatırımların, çalışmaların devam etmesi önemli. Yedinci olarak enerji sektörü ve sanayiden kaynaklanan salımların yanında ulaşımdan, binalardan, tarımdan ve atıklardan çıkan salımların da azaltılması önemli. Sekizinci önerimiz iklim değişikliğine uyum konusunda bölgesel ölçekli plan ve çalışmaların yapılarak yürürlüğe konulması. Bu konuda da çeşitli illerimizde çalışmalar başladı, ama bu çalışmaların ülke geneline yayılması, benimsenmesi, sahiplenilmesi çok önemli çünkü artık iklim değişikliğinden kurtuluşumuz yok. İklim değişikliğine uyum sağlayacak önlemleri kesinlikle almamız gerekiyor. Bütün bunları gerçekleştirmek için ciddi bir finansal kaynağa gereksinim var ve belki de en zor kısım bu. Dokuzuncu önerimiz finansal kaynağın kamu, özel sektör, ulusal ve uluslararası fonlardan sağlanması için iş birliğiyle çalışılması. Onuncu ve son olarak da toplumda iklim krizine karşı farkındalığın oluşturulması, alışkanlıkların değişimi için ulusal kampanya başlatılması ve bunun sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. İklim krizi riski yüksek Türkiye için belirlediğimiz 10 maddeden oluşan bu önerilerle tekrar çağrıda bulunuyoruz. Kapsamı çok geniş olan “Çevre”nin diğer konuları da önemli. Bu konular, iklim değişikliğinin yanında, atık yönetimi, su kalitesi, hava kalitesi, gürültü, yatay mevzuat, kimyasallar gibi pek çok alt başlıktan oluşuyor. Bu başlıklarda da yapılacak şeyler var. “Atık Yönetimi”, ÇEVKO Vakfı olarak bu alanda uzmanlaşmış bir kuruluş olduğumuz için bizim açımızdan öncelikli, çünkü dünyanın döngüsel ekonomiye geçmekte olduğu günümüzde, bütün dünya atığın çöp değil, değerlendirilmesi gereken bir kaynak olduğunu konuşuyor. Bunun Yeşil Mutabakat ile, AB ile yaptığımız sözleşmelerle yakından ilgisi var. “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu”, atıkların kaynağında ayrı toplanıp geri dönüştürülmesi için aslında AB’de 20-30 yıldır uygulanmakta olan bir model. Bu modeli biz, ülkemizde 2-3 yıl öncesine kadar sistematik olarak 15 yıl uyguladık; fakat daha sonra terk ettik. Siyasal partilere, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun ülkemizde finansal bir model olarak, tüketim sonrası atıkların geri dönüştürülmek üzere kaynağında ayrı toplanması için kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunu hatırlatmak istiyor; bu modelin ülkemizde yeniden tesis edilmesi için çağrıda bulunuyoruz.”
ÇEVKO Vakfı Söyleşilerine Üniversitelerin ve Gençlerin Katılımı Çok Önemli
ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’ne üniversitelerin ve gençlerin katılımının önemine vurgu yapan Mete İmer, “Üniversitelerimiz, öğrencilerimiz ve sanayi kuruluşlarımızla birlikte bu söyleşileri yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Sanayisiz bir toplum mümkün değil, ama gençlerimiz sanayi kuruluşlarını da, bilinçli birey ve tüketiciler olarak, çevreyle ilgili konularda her zaman uyarmamız gerektiğini düşünüyor. Bireyler, tüketiciler olarak taleplerimiz değişirse, sanayi de buna uymak zorunda kalacaktır. Öncü sanayi kuruluşları, sürdürebilirlik ve iklim krizi ile savaşım konusunda çalışmalarına çoktan başladılar ve bu konularda örnek oluyorlar. Diğer ekonomik işletmeler de onları izleyecektir. Ben, hukuk kuralları, yasal düzenlemelerin uygulanması bakımından kamu otoritesini de önemsiyorum. Kısacası gezegenimizi kurtarmak yine bizim elimizde. Bilimsel gelişmelerin ışığında güzel bir gelecek mümkün” şeklinde konuştu.
P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü Nesli Kılıçal: “NASA İle Ürün Geliştiriyoruz”
“Türkiye’de 10 evden 9’unda varız” diyen P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü Nesli Kılıçal, kullanıcılarını bu ekosistemin nasıl bir parçası haline getirdiklerini ve onları nasıl birer “İklim Elçisi”ne dönüştürmeye çalıştıklarını anlattı: “Mete Bey’in de söz ettiği üzere 10 maddede de yer alan enerji tasarrufu hakkında bilgi vermek istiyorum. Kullanılan enerjinin yüzde 30’u evlerde tüketiliyor. Bizim de banyo ve mutfaklara yönelik suyla, elektirikle kullanılan ürünlerimiz var. Bu nedenle evde kullanılan enerji bizi çok ilgilendiriyor. P&G olarak her yıl 20 binden fazla araştırma yapan bir şirketiz. Bu araştırmalar sayesinde tüketicilerin kullanım alışkanlıklarını, ürünlere bakış açısını anlamaya çalışarak ürünler geliştiriyoruz. Analizler de elektrik ve su kullanımına odaklanmamız gerektiğini söylüyor. Örneğin, Fairy, ön yıkama alışkanlığına son vermek amacıyla çok ciddi çalışmalara imza attı. Biz bu yönde iletişim yapan ilk markalardan biriyiz. Kullanıcıların alışkanlıklarını değiştirmeyi hedefledik. Ayrıca alışkanlıklarından, ön yıkamadan vazgeçmeyen kullanıcılar için geçen yıl Fairy Power Sprey’i çıkardık. Ev içi tüketimi yüksek olan ürünler söz konusu olduğunda kullanıcıları bu yönde bilinçlendirebilmenin öneminin farkındayız. Benzer bir çalışmayı, Ariel ve Alo markalarımızda da yapıyoruz. Çamaşır yıkamadaki ayak izinin yüzde 60’ı yine kullanım alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Oysa Türkiye’de tüm çamaşırların 30 derecede yıkanması, 6 milyon hanenin bir yıllık elektrik ihtiyacından tasarruf edilmesi anlamına geliyor. 2021 yılında NASA ile yaptığımız bir çalışmadan da söz etmek istiyorum. Uzaya giden astronotların kıyafetlerini nasıl yıkadığını hiç düşündünüz mü? Uzun süre giyiyorlar ve sonunda yakılıyor. NASA ile yaptığımız iş birliği ile kıyafetlerin uzayda nasıl yıkanabileceğine çözüm bulmaya odaklandık. Öncelikle lekeyi çözücü maddede silikon kullanılmaması gerekiyor ve deterjanın tamamı bozunabilir maddeden olmalı. Ayrıca soğuk suda performans göstermesi gerekiyor.
İyi haber ise şu; Çok az su kullanılan, hafif ve çok soğuk suda yıkamayı mümkün kılan Tide İnfinity adlı bu ürün sadece uzayda kullanılmayacak. Bu teknolojileri tüketicilerin hizmetine de sunuyoruz. Uzayda işe yaradığını kanıtlayan deterjan dünya için de çevre dostu ve az kaynak kullanan çözümler sağlayacak.dünyada da kullanılması planlanıyor. Dünyada enerji ve su tasarrufuna, sürdürülebilirliğe güçlü bir şekilde katkıda bulunan çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu: “Çocuklara Sürdürülebilir Bir Gelecek Bırakabilecek Miyiz?”
Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, İklim Krizi’ni net rakamlar vererek ortaya koyarak yapılması gerekenlerden çok “yapılmaması gerekenler”in altını çizdi: “Aslında bu dünyadaki yaşamımızı ‘sürdüremiyoruz’. Arz ve talep birbirini tutmuyor. Gezegenin bize sundukları azalırken bizim talebimiz artıyor. Temiz su azalıyor. İklim düzenlenemiyor. Türler kayboluyor. Bütün bu kaynakların yenilenme hızı bizim tüketme hızımıza yetişemiyor. Biyoçeşitlilik alarmda ama bizim gündemimizde daha çok İklim Krizi var. Net sıfır hedefleri koymaya başladık ama biyoçeşitlilik için bir hedef bile koyamıyoruz. Ben burada biraz İklim üzerinden gideceğim. Net sıfır nedir? Ne kadar emisyon salınıyor ve ne kadarı yutaklar aracılığıyla emiliyor? Dengede olursa, net sıfırdan bahsedebiliriz. Oysa ki bir açık var. 59 milyar ton sera gazı atmosfere veriliyor! Ulaşım, endüstri, binalardan kaynaklanan emisyonlar, en başta enerji temininden kaynaklanan emisyonlar nedeniyle net sıfırdan uzağız. Üstelik lehimize çalışan yutakları aleyhimize çeviriyoruz. Ağaçları kesiyoruz mesela. Mete Bey çok güzel ifade etti: politikacılardan ilk istememiz gereken şey de bu. Çocuklara yaşanabilir, sürdürülebilir bir gelecek bırakabilecek miyiz? Kurum ve kuruluşların verdikleri sözler de takip edilmeli; bunun bir karşılığı, cezası da olmalı. 2100 yılının sonuna doğru eğer bu sözler verilirse, önlemler alınırsa 1.5-2 derece sıcaklık artışının sınırı altında kalabiliriz. Türkiye aslında 2038 yılına kadar emisyonunu artıracağını söyledi. Artıştan azaltım yapacağını belirtti. Net sıfır sözünü vermek kolay değil aslında. Tüm emisyonları kapsadığından emin olacağız. Ayrıca kendi sınırlarımızın dışını da düşünüyor muyuz? Yasal düzenlemelerimiz yerinde ve uygulanabiliyor mu? Emisyon Ticaret Sistemi ile belli yaptırımlar gelecek, onları da bekliyoruz. Hem gezegen hem ülkemiz ölçeğinde yapmamız gerekenler var. 564 milyon ton bir salımımız var ülke olarak (karbondioksit eşdeğeri). Bireysel karbon ayak izimiz yıllık 6.7 ton düzeyinde (karbondioksit eşdeğeri). 1990’da 4 tondu bu değer.! Bir önceki yıl 6.3’tü. Gittikçe artıyor. 1990’da o zamanki emisyonların yüzde 25’ini yutaklarımız yutabiliyordu. 2020’de bu rakamın, yüzde 10.86 düzeyine indiğini görüyoruz. Dolayısıyla net sıfırdan uzaklaşıyoruz. Sadece ağaç dikerek de net sıfıra ulaşmamız mümkün değil. Büyümek değil, dengelenmek söz konusu olmalı. Gerekirse “küçüleceğiz”. BM’nin daha çok yaptırım gücüne sahip olmasını diliyorum. Bizim kullandığımız temiz elektrik, yüzde 50 civarında. Elektrikleşme endüstriyel kuruluşlar açısından önemli bir adım ama yapılması gerekenler bununla bitmiyor. Öte yandan döngüsel ekonomi, mevut kapitalist düzen içerisinde, bence bir ütopya. Döngüsel ekonomi diyor ki daha az satın al, daha az hammadde kullan, kullandığın hammaddeyi de işin bittiğinde çöpe atma, tekrar tekrar kullan. Oysa ki kaynak artık yok, hammadde tükeniyor. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Eko tasarım diye bir kavram var. Çevre için tasarım yapmaktan, dayanıklı ürünler tasarlamaktan yola çıkıyor. Yani ürünler çabuk bozulsun daha çok tüketilsin değil, dayanıklı ürünler çıksın, hızlı moda olmasın gibi kurallar getiriyor… AB, Yeşil Mutabakat söylemiyle aslında zihinsel bir dönüşümün gerekli olduğunu söylemeye çalışıyor.”
Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar: “Gençler Olarak Her Alanda Daha Aktif Olmak İstiyoruz”
Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar, Çevre Mühendisliği Yüksek Lisans son sırıf öğrencisi. Üniversitelerinin Sürdürülebilir Kampüs Topluluğu üyesi ve İklim Elçisi olarak söyleşiye katılan Çağlar, gençlere söz verilmesinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek çalışmaları hakkında bilgi verdi: “Atığın Modası Geçti etkinliğinden çevre yürüyüşlerine, Sürdürülebilirlik ile Tanışıyoruz Etkinliğinden Elektrikli ve Elektronik Atık Toplama Günü’ne, birçok etkinlik gerçekleştik, projelere imza attık. Paydaşlarla düzenli olarak toplantılar yaptık, araştırma raporları yayımladık. Haberler ve söyleşilerle de halkın konuya ilgisini çekmeye çalıştık. Gençlerin birinci ağızdan çevresel haklarını, sosyal haklarını iletebilmeleri için çalışmalar yürütüyoruz. Politikalarda, uygulamalarda aktif rol almak istiyoruz. Devletin, vakıfların teşviki de önemli. Çok farklı bölümlerden arkadaşlarımızla bir araya geldik, bu etkinlikleri de beraber yürüttük. Çevreyi umursamayan sanayi kuruluşları olmasından şikayetçiyiz. Çevre hareketleri devam ediyor ama kirletenlerin ekonomik olarak desteklendiği bir sistem istemiyoruz. Çevre politikalarının değişmesini istiyoruz. Sanayi kuruluşlarının genç bir zihniyetle, çevreci bir zihniyetle yönetilmesini istiyoruz. Öğretmenler, sanayiciler, yere çöp atmayan anne babalar, her bireyin katkısı söz konusu. Sürdürülebilir ve temiz bir çevreyi böylelikle yaratabileceğiz.”
Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun hazırladığı “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığını taşıyan ikinci söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, ‘5 yılda 5 anaokulu’ sözünü yerine getiriyor. Nar Çiçekleri Anaokulu’nun 4’üncü şubesi Ilıca Mahallesi’ne kazandırılıyor. Narlıdere Belediyesi ayrıca, Nar Çiçekleri Anaokulu’nun yeni şubesinin yanı sıra Mandalin Kafe’nin ikinci şubesini de aynı bölgede halkın kullanımına sunacak. Okul öncesi eğitimin ülkelerin gelişmişlik seviyesinde önemli bir unsur olarak yer aldığına dikkat çeken Başkan Engin, Nar Çiçekleri Anaokulları’nda 4’üncü şubemizi Ilıca Mahallemize kazandırıyoruz. Anaokullarımızda kontenjanlarımızın tamamen dolması ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor. Attıkları her adımda evlatlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in ‘5 yılda 5 anaokulu’ vaadi gerçeğe dönüşüyor. Bugüne kadar Nar Çiçekleri Anaokulları’nın 3 şubesini hizmete alan Narlıdere Belediyesi; Çatalkaya, Yaşar Kemal ve Narlı şubelerinin ardından 4’üncü şubeyi Ilıca Mahallesi’nde açmaya hazırlanıyor. Narlıdere Belediyesi ayrıca, Nar Çiçekleri Anaokulu’nun yeni şubesinin yanı sıra Mandalin Kafe’nin ikinci şubesini de halkın kullanımına sunmak için gün sayıyor. Belediyenin 10 milyon TL kamulaştırma bedeliyle hayata geçirdiği çifte proje için zemin iyileştirme çalışmaları sürerken Mandalin Kafe’nin ağustos ayında, Nar Çiçekleri Anaokulu’nun ise eylül ayında bitirilmesi planlanıyor.
‘NAR ÇİÇEKLERİMİZ HER ŞEYİMİZ”
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, okul öncesi eğitimin çocukların bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimi için kritik öneme sahip olduğunu ifade ederek, “Okul öncesi eğitim, evlatlarımızın geleceğini doğrudan ve olumlu yönde etkiliyor. Okul öncesi eğitimde ulaşılan okullaşma oranı ülkelerin gelişmişlik seviyesinde önemli bir parametre olarak yer alıyor. Biz ülke olarak ne yazık ki bu eksikliğin farkına çok geç vardık. Hem çocukları eğitimle çok geç tanıştırdık hem de annelerimizin istihdama katılımına sekte vurduk. Bu bilinçten hareketle Narlıdere’miz için ‘5 yılda 5 anaokulu’ sözü verdik. Pandemiye ve ekonomik krizlere rağmen bu sözümüzü yerine getiriyor, 4’üncü şubemizi Ilıca Mahallemize kazandırıyoruz. Anaokullarımızda kontenjanlarımızın tamamen dolması, vatandaşlarımızın Nar Çiçekleri Anaokullarına olan ilgisi ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor. Attıkları her adımda evlatlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Nar Çiçeklerimiz her şeyimiz” dedi. Başkan Engin, Sahilevleri’nde açtıkları Mandalin Kafe’nin büyük ilgi gördüğünü ifade ederek, “Anaokulumuzun hemen yanında Mandalin Kafe’nin yeni şubesini de açıyoruz. Hem çocuklarını anaokuluna getiren ailelerimizi hem de bölgede yaşayan hemşehrilerimizi keyifle vakit geçirecekleri bir sosyal tesise kavuşturacağız” diye konuştu.
NAR ÇİÇEKLERİ ANAOKULU ILICA ŞUBESİ
2023-2024 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte hizmet vermeye başlayacak Nar Çiçekleri Anaokulunun 4’üncü şubesinde 75 öğrenci eğitim görecek. 5 sınıfın yer alacağı okul; oyun alanları, tek katlı yapısı ve bahçesiyle çocukların güven içerisinde eğitimlerini sürdüreceği bir eğitim yuvası olacak.
MANDALİN KAFE ILICA
Narlıdere Belediyesi’nin ilkini Sahilevleri’nde hayata geçirdiği ve vatandaşların uğrak noktası olan Mandalin Kafe’nin ikinci şubesi, Nar Çiçekleri Anaokulu’nun yeni şubesinin hemen yanında hayata geçirilecek. Mandalin Kafe; yeşil alan düzenlemeleri, aperatif menüleri, sıcak ve soğuk içecekleri ile Narlıdere halkının yeni uğrak noktası olacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Türkiye’nin lider özel sektör enerji üretim şirketi olan Enerjisa Üretim, Güler Legacy iş birliği ile Muğla ve Aydın’da gerçekleşen basketbol kampları ile yedinci kez çocuklarla buluştu.
Türkiye’nin öncü ve lider özel sektör elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, Güler Legacy ile Muğla ve Aydın’da düzenledikleri basketbol kampları ile çocukları, sporun birleştirici gücüyle bir araya getirdi. Bedensel ve zihinsel gelişime büyük katkı sağlayan spor dallarından biri olan basketbol ile çocuklara ulaşan Enerjisa Üretim ve Güler Legacy, 3 yıldır ülkenin farklı illerinde gerçekleştirdikleri basketbol kampları ile bin beşyüzden fazla çocuğun gelişimine katkı sağladı. Bu yıl ara tatil dönemimde Muğla ve Aydın’da gerçekleştirilen Basketbol Kamplarına toplam 200 öğrenci katıldı. Geçtiğimiz aylarda Balıkesir ve Çanakkale’deki kamplarda çocuklarla buluşan Enerjisa Üretim ve Güler Legacy, Türkiye’nin farklı lokasyonlarında basketbol kamplarına devam edecek.
Muğla’da Atatürk Spor Salonu, Aydın’da ise Özel Başak Koleji’nde gerçekleşen ve 8-15 yaş grubu 200 öğrencinin temel basketbol eğitimi aldığı kampta; çocukların atletik performans ölçümü ve takibi yapılırken, temel motorik özelliklerin geliştirilmesi, basketbol temel duruşu, top hakimiyeti ve dripling, şut mekaniği, savunma, hücum bilgisi, pas çeşitleri, temel oyun kuralları, takımdaşlık, iletişim ve yardımlaşma ile eğitsel oyunların tekniği anlatıldı. Aydın’da gerçekleşen kampta afet bölgesi olan Adıyaman’dan gelen depremzede öğrenci grubu da yer aldı.
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, “Türkiye’nin dört bir yanında, bulunduğumuz her bölgede topluma ve çevreye katkı sağlamaya devam ediyoruz. 3 yıl önce Güler Legacy ile Adana, Aydın ve Çanakkale’de başlattığımız basketbol kamplarına bu sene de Balıkesir ve Çanakkale sonrası Muğla ve Aydın’da devam ediyoruz. Muğla ve Aydın basketbol kamplarında sporun ve basketbolun öneminin yanı sıra Enerjisa Üretim olarak yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik konularını çocuklara aktarabildiğimiz için mutluyuz. Geleneksel hale getirdiğimiz basketbol kamplarında bizimle yer alan Güler ailesine teşekkür ederiz” dedi.
Sinan Güler: “Spora ulaşmak ve deneyimlemek bizim büyük hedefimiz”
Enerjisa Üretim ve Güler Legacy iş birliği ile gerçekleştirilen basketbol kampında, eski milli basketbolcu ve Güler Legacy Kurucusu Sinan Güler, “Çocukların gelişiminde spor çok önemli bir etken. Çocukların zihinsel ve bedensel gelişimine büyük katkı sağlayan sporu; Güler Legacy ile daha ulaşılabilir bir noktaya taşımak istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda, her çocuğun spora ulaşması, sporla yaşaması ve sporu deneyimleyebilmesi bizim için çok önemli. Enerjisa Üretim ile 3 yıl önce hayata geçirdiğimiz projemize yeni şehirler ve yeni çocuklar ekleyerek devam ediyoruz. Amacımız ‘daha ulaşılabilir’ bir spor yapısını benimsemek ve çocukların kendilerini keşfetmesini sağlamak. Muğla ve Aydın’da gerçekleştirdiğimiz kampta, çocukların isteklerini ve arzularını görmek bizi çok mutlu etti. Türkiye’de sporu sevdirebilme noktasında Güler Legacy ile güzel işlere imza atan Enerjisa Üretim’e teşekkürlerimizi iletiyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan Paribu Cineverse, sinemaseverleri 28 Nisan Cuma günü vizyona girecek yeni filmlerle buluşturuyor. Vizyonda yer alan filmlerin yanı sıra Elif ve Arkadaşları Kapadokya, Oregon, Büyük Macera: Hazine Peşinde, Kuralsızlar (The Roundup) ve Karanlık Gece filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.
Pek çok filmi dünyayla birlikte vizyona getiren Paribu Cineverse, bu Cuma da birbirinden farklı türde yerli ve yabancı filmleri vizyona getiriyor. Animasyondan gerilime, dramdan korkuya önemli yapımların vizyonda olacağı Cuma günü, sinemaseverlere farklı dünyaların kapılarını aralayacak. Elif ve Arkadaşları Kapadokya, Oregon, Büyük Macera: Hazine Peşinde, Kuralsızlar (The Roundup) ve Karanlık Gece filmlerinin vizyona gireceği 28 Nisan Cuma gününün vizyon programı ve detayları paribucineverse üzerinden takip edilebiliyor.
28 Nisan Cuma günü vizyonunun öne çıkanları
Çocukların ve animasyon tutkunlarının beğenisini kazanacak Elif ve Arkadaşları Kapadokya, bir grup öğrenci çocuğun Kapadokya’daki serüvenlerini konu ediniyor. Çocuklar, yaptıkları Kapadokya gezisinde Peribacalarının efsanesi olan gökyüzünde yaşayan Perişler’i öğrenirler. Bu efsaneyi o kadar severler ki gökyüzüne çıkmanın ve Perişler’le tanışmanın hayalini kurarlar…
Nejat İşler, Serkan Çayoglu ve Özgür Emre Yıldırım’lı oyuncu kadrosuyla vizyona girecek Oregon, sinemaseverleri 95 dakikalık bir yolculuğa çıkartıyor. Filmde, Bodrum’da hayatlarını sürdüren Gaye ve Hakan’ın yakın arkadaşlarına bir müzik kaseti teslim etmek için İstanbul’a gelmeleri ve İstanbul’da başlarından geçenler anlatılıyor.
Ailece izlenebilecek filmler arasında yerini alan Büyük Macera: Hazine Peşinde, Ahmet Toklu yönetmenliğinde vizyona giriyor. Film, aynı mahallede yaşayan dört arkadaşın eski bir hazine haritası bulmalarıyla mahallenin sevilen babaannesinin yaşadığı evi kurtarmak için zorlu bir maceraya girişmelerini konu ediniyor.
Kore filmi tutkunlarının ilgisini çekecek Kuralsızlar (The Roundup), bir polis memurunun bir suçlunun peşinden gidişini konu ediniyor. Polis Ma Seok-do ve birimi, Vietnam’a kaçan suçluyu araştırırken karşılarına çıkan ilginç delillerle araştırma farklı bir boyut kazanıyor.
Dram, gerilim ve polisiye türlerini bir arada barındıran Karanlık Gece, İshak’ın nasıl toplu bir öfkenin parçası haline gelip Anadolu’da küçük bir köyde vicdanıyla nasıl başa çıktığını ve kolektif sessizliğin şiddetiyle nasıl mücadele ettiğini anlatıyor. Filmde, gezgin bir müzisyen olan İshak’ın 7 yıl önce bir parçası olduğu linç olayı ile yeniden yüzleşmek zorunda olması anlatılıyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Zorlu PSM’de bu hafta, Victor Hugo’nun ölümsüz aşk hikayesi Notre Dame’ın Kamburundan uyarlanan “Notre Dame De Paris” müzikali 30 kişilik dev kadrosuyla, 5-23 Mayıs 2023 tarihleri arasında Zorlu PSM sergilenmek üzere başlıyor. Ayrıca Zorlu PSM’nin sevilen yerli konser serisi Lokalize 4 Mayıs günü Dilhan Şeşen’i ağırlarken, 13 yıllık müzikal hayatına 7 albüm ve 21 tekli sığdıran Gökhan Türkmen, sevilen şarkılarıyla 5 Mayıs akşamı Turkcell Platinum Sahnesi’nde sahne alacak.
ÇOK DA FİFİ STAND UP // 2 MAYIS // touché // 21.00
2016 yılında “Hayatla dalga geçmezsek çatlarız.” diyen kadın komedyenlerin oluşturduğu Türkiye’nin ve dünyanın ilk stand-up grubu Çok Da Fifi, 2 Mayıs akşamı Zorlu PSM touché’de seyircileriyle buluşuyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Tükendi
KÜHEYLAN // 2 MAYIS // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 20.30
Amadeus’un oyun yazarı Peter Shaffer’ın gerçek bir olaydan esinlenerek kurgulayıp kaleme aldığı, Broadway’de 1200 kez sahnelenen Tony ödüllü başyapıtı Küheylan, Barış Erdenk rejisi ile seyircileriyle buluşuyor.
Kapı Açılış: 20.00
Etkinlik: 20.30
Bilet Fiyatları:
Sahne Üstü: 595,00₺
1. Kategori Fiyat: 395,00₺
2. Kategori Fiyat: 285,00₺
3. Kategori Fiyat: 175,00₺
İBRAHİM SELİM İLE BU GECE // %100 STUDIO // 2 MAYIS // 21.00
Birbirinden eğlenceli konular ve konuklarla İbrahim Selim ile Bu Gece Zorlu PSM’de, yeni bölümler ise İbrahim Selim ile Bu Bu Gece YouTube kanalında!
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış – ₺880,00
Balkon – ₺715,00
ANLATAMADIM- SEYİRCİLİ PODCAST // 3 MAYIS // touché // 21.00
Ayşe Balıbey ve Cem İşçiler eğlenceli sohbet programları “Anlatamadım” ile touché’ye geliyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Ön Satış (TÜKENDİ): ₺297,00
Genel Satış: ₺352,00
EFE TUNÇER STAND UP // 4 MAYIS // touché // 21.00
2009’da neden o kadar çok fındık votka içtik? O değil de n’oldu bu 90’larda doğanlara, neden herkes bu kadar içli? Nice hayati soru ve sorunların cevabını aradığı şovu ile Efe Tunçer, 4 Mayıs akşamı touché’de sahne alıyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Ön Satış: ₺143,00
LOKALİZE: DİLHAN ŞEŞEN “KUMDAN İNŞA PUTLARLA” ALBÜM LANSMAN KONSERİ // 4 MAYIS // %100 STUDIO // 21.00
Müzikal hayatına 2018’den bu yana devam eden Dilhan Şeşen, 4 Mayıs akşamı yeni albümü “Kumdan İnşa Putlarla”nın lansman konseri için Lokalize kapsamında %100 Studio’da sahne alıyor.
Kapı Açılış: 20.00
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 143,00₺
NOTRE DAME DE PARIS // 5-6-7 MAYIS // TURKCELL SAHNESİ // 15.00 – 20.00 – 21.00
Victor Hugo’nun ölümsüz aşk hikayesi Notre Dame’ın Kamburundan uyarlanan “Notre Dame De Paris” müzikali orijinal dili Fransızca’da sahnelenmek üzere, 2 hafta boyunca sürecek 21 performans için 5 – 21 Mayıs 2023’te Zorlu Performans Sanatları Merkezi Turkcell Sahnesi’nde seyirciyle buluşuyor. Notre-Dame de Paris müzikali ilk olarak 1998 yılında Paris’te sahnelendi. Victor Hugo’nun klasik aşk hikayesi “Notre Dame’ın Kamburu” eserinden uyarlanan modern yapımın müzikleri Riccardo Cocciante tarafından bestelenirken, sözleri Luc Plamondon tarafından yazıldı. Palais des Congres Paris’te başlayan aşk hikayesi tıpkı ilk günkü gibi büyük bir heyecanla sahnelenmeye ve seyircileri kendine çekmeye devam ediyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 20.30
5 Mayıs Kapı Açılış: 20.00
5 Mayıs Notre Dame de Paris: 21.00
6-7 Mayıs Matine Kapı Açılış: 14.00
6-7 Mayıs Matine Notre Dame de Paris: 15.00
6-7 Mayıs Kapı Açılış: 19.00
6-7 Mayıs Notre Dame de Paris: 20.00
Bilet Fiyatları:
1. Kategori- Lounge Deluxe: ₺2.200,00
1. Kategori: ₺1.265,00
2. Kategori: ₺1.100,00
3. Kategori: ₺880,00
4. Kategori: ₺660,00
5. Kategori: ₺550,00
6. Kategori: ₺440,00
GÖKHAN TÜRKMEN // 5 MAYIS // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 21.00
13 yıllık müzikal hayatına 7 albüm ve 21 tekli sığdıran Gökhan Türkmen, sevilen şarkılarıyla 5 Mayıs akşamı Turkcell Platinum Sahnesi’nde sahne alıyor.
Kapı Açılış: 20.00
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 220,00₺
SELİN GEÇİT // 5 MAYIS // touché // 21.00
Türk müzik sahnesinin başarılı isimlerinden Selin Geçit, 5 Mayıs’ta Zorlu PSM touché’de sahne alıyor. Müziğe olan tutkusu ve yeteneği sayesinde kısa sürede popülerlik kazanan sanatçı, dinleyicilerini kendine hayran bırakıyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
TÜKENDİ
TOLGA AKYILDIZ’LA %100 AÇIK SAHNE: SECOND VE KONUKLARI // 5 MAYIS // %100 STUDIO // 21.00
Türkçe sözlü punk rock’ın yıkılmayan kalesi Second, 5 Mayıs’ta müthiş konukları ile %100 Açık Sahne’ye geliyor. Başka yerde izleyemeyeceğiniz bu özel konserin sürpriz konukları ise Athena, Nilipek, Samet Çiçek, Batu Akdeniz, Padme, In Hoodies, Melis Karaduman, Övünç Dan ve Can Temiz, 5 Mayıs akşamı 21.00’de Tolga Akyıldız’la %100 Açık Sahne’nin 34. etkinliğinde Zorlu PSM %100 Studio’da buluşuyor.
Kapı Açılış: 20.00
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 99,00₺
THE RINGO JETS SUNAR: RADIO RINGO // 6 MAYIS // %100 STUDIO // 21.00
The Ringo Jets yeni albümü Radio Ringo’nun ilk İstanbul konseriyle 6 Mayıs 2023’te Zorlu PSM %100 Studio’da dinleyicileriyle buluşuyor.
Kapı Açılış: 20.00
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Ön Satış: ₺198,00
WINGS SUNAR: PINAR AYLİN // 6 MAYIS // touché // 21.00
90’lı yılların Türkçe pop müziğine yön veren isimlerinden biri olan Pınar Aylin, Wings konserleri kapsamında 6 Mayıs akşamı touché’ye geliyor.
Kapı Açılış: 19.30
Etkinlik: 21.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 660,00₺
Yemekli: 1.650,00₺
KUSURSUZ DÜNYA MÜZİKALİ // 7 MAYIS // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 12.00 ve 15.00
Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Kusursuz Dünya Müzikali ile sezon boyunca Turkcell Platinum Sahnesi’nde seyircileriyle buluşuyor.
Kapı Açılış: 10.30- 11.30 ve 13.30
Etkinlik: 11.00- 12.00 ve 14.00
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 55,00₺
KUM ZAMBAKLARI // 7 MAYIS // %100 STUDIO // 18.00 ve 20.30
Zorlu PSM Prodüksiyonu’nun Ortak Yapım kapsamında hayata geçirdiği oyunu Kum Zambakları, Assan Alüminyum’un katkılarıyla sezon boyunca %100 Studio’da izleyicisini bekliyor.
Kapı Açılış: 17.30 – 20.00
Etkinlik: 18.00 – 20.30
Bilet Fiyatları:
Genel Satış: 165,00₺
Balkon- Kısıtlı Görüş: 132,00₺
Öğrenci: 105,50₺
MİRAY AKOVALIGİL STAND UP // 7 MAYIS // touché // 20.00
Miray Akovalıgil, kariyer, aşk, sağlık dahil her alanda başarı kavramını sorgulatan tek kişilik stand up gösterisiyle touché’de seyircileriyle buluşuyor.
Kapı Açılış: 18.30
Etkinlik: 20.00
Bilet Fiyatları:
Ön Satış: ₺143,00
Genel Satış: ₺165,00
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı