Etiket: Dünya

Zeytincilik sektörü ihracatta 1 milyar dolara koşuyor

Türkiye zeytincilik sektörüne son 20 yılda yaptığı yatırımların meyvelerini toplamaya başladı. 2002 yılında 90 milyon olan zeytin ağacı varlığını 192 milyonun üzerine çıkaran Türk zeytincilik sektörü, 2022-23 sezonunun ilk yarısında ihracatını yüzde 144’lük artışla 220 milyon dolardan 537 milyon dolara yükseltti.

Zeytincilik sektörünün ihracattaki rekor artışına en büyük katkıyı zeytinyağı ihracatı sağladı. 2022-23 sezonunda 422 bin tonluk rekor rekolteye ulaşan zeytinyağı sektörü bu rekolteyi dövize dönüştürerek 2022/23 sezonunun ilk yarısında 92 bin 143 ton zeytinyağı ihraç ederek Türkiye’ye 407,6 milyon dolarlık döviz getirisi sağladı.

Türkiye’nin 2012-13 sezonundaki 92 bin tonluk zeytinyağı ihracat rekoru, 2022-23 sezonunun ilk yarısında geçilmiş olurken, 2012-13 sezonundaki 292 milyon dolarlık zeytinyağı ihracat rakamı bu sezon yüzde 40 geliştirildi.

2021-22 sezonu da başarılı geçti

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Türkiye’nin zeytinyağı ihracatının 2021-22 sezonunda da başarılı bir dönem geçirdiği bilgisini verdi. Er, “2021/2022 sezonu özellikle zeytinyağı ihracatımız için çok verimli geçti. İhracat rakamlarımıza baktığımızda, bir önceki sezona oranla miktar bazında yüzde 32 artarak 44 bin tondan 58 bin tona, tutarda ise yüzde 49 artarak 135 milyon $’dan 201 milyon $’a ulaştı” dedi.

Ambalajlı zeytinyağı ihracatı yüzde 32 arttı

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda yapılan 2022 yılı olağan mali genel kurulunda konuşan EZZİB Başkanı Davut Er, sözlerini şöyle sürdürdü; “Özellikle ambalajlı zeytinyağı ihracatımız ise bu sezon yüzde 32’lik artışla 22 bin tondan, 29 bin tona yükseldi. Toplamda 107,7 milyon ABD$ tutarında zeytinyağını ambalajlı olarak ihraç ettik. Özellikle katma değeri yüksek bir ürün olarak ambalajlı zeytinyağı ihracatımızın yükselişini sektörümüz için son derece önemli bir gelişme olarak görüyorum. Dünya standartlarına göre kaliteli bir zeytinyağı üretimimiz var ve bu yağların ambalajlı olarak ihracatındaki artışı görmek bizi sevindiriyor ve ihracat hedeflerimize ulaşma konusunda umutlandırıyor.”

Zeytinyağını daha katma değerli ihraç ettik

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatındaki başarısına 2022/23 sezonunda yeni bir halka eklediklerinin altını çizen Başkan Er, “Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı 1 Kasım 2022 – 24 Nisan 2023 tarihleri arasında 92 bin 143 ton karşılığı 407,6 milyon dolara ulaştı. Sektörümüz zeytin ve zeytinyağı ihracatıyla 2022-23 sezonunun geride kalan ilk yarısında ihracatını yüzde 144’lük artışla 220 milyon dolardan 537 milyon dolara taşıdı. 2023 yılında sektörümüzün ihracatının 1 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Sektörümüz için hayal gibi görünen 1 milyar dolar ihracat rakamına Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünde ulaşmak için çaba gösteriyoruz. Türkiye’nin bugüne kadar en çok zeytinyağı ihraç ettiği 2012/13 sezonundaki ihracat rakamlarına miktar olarak bu sezonun ilk yarısında ulaştık. Döviz getirisi olarak ise yüzde 40’lık ihracat artışı yakaladık. Bu rakamlar bu sezon zeytinyağımızı daha katma değerli ihraç ettiğimizin göstergesi” şeklinde konuştu

 

Zeytincilik sektörünün 2022/23 sezonunun ilk yarısındaki 537 milyon dolarlık ihracat performansına zeytinyağı sektörünün 407,6 milyon dolarlık tutarla en büyük katkıyı sağladığını aktaran Er, siyah zeytin ihracatında 81,5 milyon dolara, yeşil zeytin ihracatında 28,4 milyon dolara ve prina ihracatında da, 19,6 milyon dolarlık ihracat seviyesine ulaştıklarını vurguladı.

Türkiye’nin 192 milyona ulaşan zeytin ağacı varlığıyla yıllık 650 bin ton zeytinyağı ve 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin rekoltesi hedeflediğinin altını çizen EZZİB Başkanı Davut Er, bu rakamlara ulaşıldığında zeytinyağı üretiminde dünya ikincisi, sofralık zeytin üretiminde ise dünya birincisi konumuna geleceğini, ambalajlı zeytinyağı ihracatının artması için yeni bir destek modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği genel kurulunda, 2023 yılı bütçesi 14 milyon 500 bin TL olarak kabul edilirken, 2023 yılı iş programı da karara bağlandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yenilenebilir Enerji Sektörünün ve E-Mobilite’nin Devleri İstanbul’da Buluşuyor

Sektörün tek güneş enerjisi ve enerji depolama fuarı Solar+Storage NX ve elektrikli araç şarj altyapısı ile E-Mobilite endüstrisinin gereksinimlerini odağına alan NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi,    31 Ağustos – 02 Eylül 2023 tarihleri arasında İstanbul’da Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Fuarlar ve zirvenin uluslararası enerji yatırımcılarının yeni buluşma noktası olması hedefleniyor.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD)’ın destekleri ile Solis Fuarcılık ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından ilk kez düzenlenecek Solar+Storage NX Fuarı ve NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi, Wyndam Grand İstanbul Levent Otel’de düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Toplantıya GENSED Başkanı Halil Demirdağ, GENSED Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir, TEHAD Başkanı Berkan Bayram, Solis Fuarcılık ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Feraye Gürel ile sektör temsilcileri katıldı.

 

Sektörün Tek Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Fuarı 

İlk kez düzenlenecek fuarlar ve zirve hakkında bilgi veren Solis Fuarcılık ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Feraye Gürel, “Solis Fuarcılık olarak GENSED ve TEHAD ile güçlerimizi birleştirip iki önemli sektörü aynı çatı altında buluşturacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sektörün Tek Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Fuarı Solar+Storage NX’de 12 ülkeden 100’ün üzerinde katılımcı firmamız yer alacak. 51’i aşkın ülkeden 10.000’den fazla ziyaretçi katılımı bekliyoruz. Alım Heyeti Programımız kapsamında CIS Ülkeleri: Özbekistan, Kazakistan, Gürcistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Rusya (Belirli Bölgeleri), Makedonya, Bosna Hersek, Arnavutluk, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Kuzey Afrika: Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Sudan, Sahra Altı Afrika: Güney Afrika Cumhuriyeti, Botsvana, Zimbabve, Zambiya ve Doğu Akdeniz: Ürdün ve Lübnan’dan profesyonel satın almacılar Solar+Storage NX’de olacaklar. Ayrıca; başta Çin, Japonya, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Lübnan, Ürdün, Yunanistan, İtalya, İspanya, Almanya gibi ülkelerin ticari ataşelikleri ile birebir görüşmeler gerçekleştiriyoruz ve bu görüşmeler sonucunda dünyanın dört bir yanındaki kanaat önderlerini fuarda bir araya getiriyoruz.” dedi. 

 

Dünyanın Önde gelen elektrikli araç markaları bu fuarda olacak

Eş zamanlı gerçekleştirilen ve sürdürülebilir mobiliteyi desteklemek adına en yaratıcı çözümleri ve en yeni trendleri bir araya getirme mottosuyla düzenlenen NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi hakkında da bilgi veren Gürel şöyle devam etti: “Sektörün uluslararası katılımcılı en büyük fuar ve zirvesi olmayı amaçlayan NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi’nde 70’in üzerinde katılımcı firma yer alırken, Zirve kapsamında gerçekleşecek 20’den fazla oturumda, 50’yi aşkın elektrikli araç sektörünün lider ve uzman isimleri konuşmacı olarak yer alacak ve deneyimlerini katılımcı ve ziyaretçiler ile paylaşacak. E-mobilite’nin yanı sıra şarj istasyon teknolojileri konusunda da lider firmaları ve yetkililerini ağırlayacağız.  Ayrıca dünyanın önde gelen elektrikli araç üretim firmalarını ilk kez Türkiye’de bu fuarda görme imkanımız olacak. Otomobil sektörünün başarılı kadın temsilcileri de konferansımızda yer alarak yeni nesillere esin kaynağı olacak.

 

 

Uluslararası Enerji Piyasası İstanbul’da Buluşacak

Fuarların ve zirvenin uluslararası enerji piyasasını buluşturan ortak bir platform olmasını hedeflediklerini ifade eden GENSED Başkanı Halil Demirdağ, “Yeşil ve dijital dönüşümü hem ülkemiz hem de sektörümüz için fırsat olarak görüyoruz. Üyelerimiz geniş katılımla eş zamanlı düzenlenen Solar+Storage NX Fuarı ile NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi’ne katılacaklar. Hem iç piyasa hem de uluslararası pazarlar için firmalarımıza önemli işbirlikleri ve fırsatlar sunulacak. Zirve ve konferansları da sektörün geleceğine dair gelişmeleri gündeme taşıması açısından çok önemli buluyoruz.” dedi.

 

GES’de 6, RES’de 2,5 kat Büyüme Öngörülüyor

Ülkemizin 2035 Ulusal Enerji Planı’na göre; GES Kurulu gücünün 53.000 MWe, RES Kurulu gücünün ise 30.000 MWe olmasının hedeflendiğine dikkat çeken Demirdağ, “Buna göre GES’de önümüzdeki 12 sene içinde yaklaşık 6 kat, RES de yaklaşık 2,5 kat  büyüme öngörülüyor. Yenilenebilir enerji, dijitalizasyon ve EV ile büyüyeceğiz, artık bu belli. Ekonomimizi de yeşil enerji ve enerjideki dönüşüm odaklı büyüme stratejileri ile yeniden yapılandıracağız, istihdam artışlarını teknoloji ile sürdürülebilir kılacağız. Sektör olarak bu konuda öncülük yapıyoruz ve dönüşümün odağında yer alıyoruz; üzerimize düşeni yapmaya da hazırız.” şeklinde konuştu. Demirdağ, artık gemi taşımacıları, havayolu gibi korunan sektörler ile  konut ve işyeri ısıtmasında oluşan CO2 emisyonu hesaplanıp, emisyon salınım bedeli talep edilecek. Emisyon salınımı ticareti yaptırımları ardından yeşil enerji ile taşıma ve ısınma kavramları gündemi daha çok meşgul edecek.

 

2035 Yılına Kadar Ülkemizin En Az 35 GWh’lık Şebeke Depolama Tesisine İhtiyacı Var

GENSED Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir ise enerji depolama anlamında sektörde önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çekti. Türkiye’nin yenilenebilir enerjide çok büyük potansiyele sahip olduğunu belirten Özdemir, sektörün tek güneş enerjisi ve enerji depolama fuarını düzenlemelerinin altında bu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi olduğunun altını çizdi. Özdemir, “Enerji Depolama yatırımı yapıldığı takdirde eğer yanında GES veya RES yatırımı da yapmak isterseniz Lisans alma işleminde yarışma olmadan devletimiz büyük kolaylık sağlıyor. Şu ana kadar 250 GW’ı aşkın depolamalı GES ve RES başvurusu yapıldı. Hatta birkaç hafta evvel EPDK 744 MW’lık ilk parti ve hemen sonrasında 650 MW’lık ikinci parti ön lisans almaya hak kazanan projeleri açıkladı.  2035 yılına kadar ülkemizin en az 35 GWh’lık şebeke depolama tesisine ihtiyacı var. Enerji depolama şebekemizin daha stabil dolayısıyla sürdürülebilirliğini sağlamasının yanında; GES’lerin ve RES’lerin de gelişimini desteklediği için karbon ayak izimizi azaltacak. Örneğin, doğaya en çok zarar veren fosil yakıt kullanımını azaltacak elektrikli araçlarımızı, Elektrikli Araç Şarj istasyonlarında depolamanın sağladığı ekstra güç ile çok daha hızlı şarj edebileceğiz. Aynı şekilde ev sahipleri GES ile depolama entegrasyonu sayesinde kesintisiz enerjiye kavuşacaklar. Yeşil Mutabakat ile ileride fosil yakıtlı dizel jeneratörler tarihe kavuşacak ve yerini yeşil enerjiden şarj edilebilen batarya grupları alacak. Enerji depolama şebekenin stabilitesi sağlar. GES ve RES’ler için sürdürülebilir gelişiminin garantisi enerji depolamadır. GES’ler gecede üretim yapıyorlar. Enerji depolama sayesinde ‘Güneşimiz hiç batmayacak’. Tüm gelişmelerle birlikte, depolama hayatımızı ve dünyamızı daha iyi kılacak. GES’ler gece, RES’ler ise rüzgar esmeden de elektrik üretebilecek. Enerjide oyunun kuralları yeniden belirlenirken, gelecekte enerji alanındaki yatırımlarda, Güneş ve Enerji Depolama teknolojileri birinci sırada yer alacak.” dedi.

2030’da Türkiye Yollarında Yaklaşık 1 Milyon Elektrikli Otomobil Seyredecek

NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi’nin Yerli ve Yabancı Elektrikli Araç Üreticileri, Tedarikçileri ve Şarj markalarının buluşma adresi olacağını ifade eden TEHAD Başkanı Berkan Bayram ise “Türkiye; elektrikli ulaşım, şarj ağı, batarya ve bağlı teknolojiler bakımından 5 Milyar {{tooLongContent}}#39;lık iş hacmi üretebilecek potansiyele sahip. 2030 yılına geldiğimizde Türkiye yollarında yaklaşık 1 Milyon elektrikli otomobil ve 250 bin adetlik şarj ağı oluşacaktır. Bu gelişimin ülkemiz istihdam sürecine katkısının ise, yeni iş sahibi 1,5 Milyon kişi olacağını tahmin ediyoruz.” dedi. Elektrikli şarj istasyonları konusunda da bilgi veren Bayram, “Türkiye’de şu ana kadar 126 firma şarj ağı lisansı aldı. Lisans şartları gereği bu firmaların 6 aylık süre içerisinde en az 50 adetlik şarj ünitesi kurma zorunluluğu bulunuyor. Diğer taraftan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın açmış olduğu Destek Paketi’nden yararlanan firmalarında 1572 adet, en az 120kW ve üstü güçte şarj ünitesi kurulumları devam ediyor. Ülkemizde şu anda halka açık toplamda 6500 adet şarj ünitesi bulunuyor. Lisanslı – lisanssız toplam şarj ünitesi sayısı ise 20 bin adete ulaşmış durumda. “ diye konuştu. 

 

Dünya Elektrikli ve Hibrit Pazar 20 Milyon Araca Ulaştı

Dünya rakamlarına da dikkat çeken TEHAD Başkanı Berkan Bayram, dünya elektrikli ve hibrid araç pazarının yaklaşık 20 Milyon adete ulaştığını  belirtti ve oran olarak elektrikli araçların toplam pazarda en yüksek olduğu ilk 3 ülkenin yüzde 86 ile Norveç, yüzde 43 ile İsveç ve yüzde 30 ile Hollanda olduğunu ifade etti. Bayram, NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi’nin geleceğin iş modellerine, yenilenebilir enerjide değişen yatırımcı ve ihtiyaç profillerine yenilikçi bakış açıları sunarak; Türk enerji sektörünün geleceğine katma değer sağlamayı hedeflediğini ifade etti. Bayram fuarların tüm sektör paydaşlarının hem ticaret ağlarını genişletmesini; hem de ülkemizin yeşil dönüşüm kapsamında iklim değişikliği ile mücadelesinde önemli rol oynayacağını söyledi.

 

İklim Krizine Yönelik Çözüm Önerileri Solar+Storage NX Konferanslarında Konuşulacak 

Fuara paralel olarak organize edilecek uluslararası teknik ve stratejik konferanslarda, 30’u aşkın konuda Türkiye ve dünyadan uzman isimler güncel konular ve teknolojik gelişmeler hakkında bilgi birikimlerini dinleyicilerle paylaşacak. C-seviye bilgilendirme ve network platformuna dönüşecek Solar+Storage NX Konferanslarında, iklim değişikliğiyle küresel mücadelede güneş enerjisi ve depolama teknolojilerinin önemi tüm detaylarıyla ele alınırken, enerji talebindeki hızlı artışa çözüm olacak temiz ve yenilenebilir diğer enerji kaynaklarındaki gelişmeler ve fırsatlar masaya yatırılacak. Ayrıca, emisyon envanterinin daha sağlıklı olarak hazırlanması ve iklim değişikliği politikalarını tüm paydaşların işbirliği ile geliştirilmesi noktasında gerekli altyapının oluşturulmasına ortam sağlayacak. solar+HUB, storage+HUB, decarb+HUB, business+HUB ve digi+HUB olmak üzere beş ana başlık üzerinden belirlenen teknik konferans konuları, güneş enerjisi ve depolama kullanımına teşvik ederken yaygınlaştırıcı faaliyetlerin gündeme taşınmasını sağlayacak.

 

E Mobilite Çözümleri Nextgen E-Mobility + Charge Zirvesi’yle Gündeme Taşınacak

NextGen E-Mobility + Charge Zirvesi’nde ise, elektrikli araç şarj teknojileri için finans, altyapı, işlerlik ve yatırım getirisi konularına odaklanırken, bütün ticari ve devlet kuruluşları için gerçek çözümler, tasarruf yöntemleri ve altyapı teknolojisindeki tüm yenilikler gündeme getirilecek. Ele alınacak bazı başlıklar ise şöyle: Mobilitenin Dinamikleri, Yeni Teknolojiler: Endüstri 4.0 / Nesnelerin İnterneti, Akıllı Şehirler ve Akıllı Mobilite, Toplu Taşımada Akıllı Araç Çözümleri, Elektrikli Araç Teknolojileri, Yıkıcı Yenilikler, Ulaşımda Etkinlik ve Paylaşım Ekonomisi, Karbon Yakalama, Yaratıcı Kentsel Mobilite Çözümleri, Sürdürülebilir Şehirlerin Finanse Edilmesi, Elektrikli Taşımacılık, Endüstriyel Çözümler: Yeni Nesil e-Pil / e-Motor, Otonom ve Birleşik Araç Teknolojileri , Kentsel Toplu Taşımada Gelecek Vizyonu, Otomotiv Teknolojilerinin Şekillendirdiği Mobilite ve Sürdürülebilir İş Modelleri için Yaratıcılık / Dijital Dönüşüm. 

 

Solar+Storage NX Fuarı ve NextGen E-Mobility + Charge Expo & Summit Fuarı ve Zirvesi, 31 Ağustos – 2 Eylül 2023 tarihleri arasında İstanbul’da Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde ziyaret edilebilecek. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Senyonet Kullanan Konut Sayısı 320 Bine Ulaştı

Dijitalleşme, tesis yönetimi dünyasını yönlendirerek istikrarlı bir şekilde büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Sensör teknolojisinden veri analitiğine, bulut tabanlı veri toplamadan uzaktan izleme özelliğine kadar birçok inovasyonu birlikte sunan Senyonet, ofis, konut, site benzeri çoklu operasyon gerektiren yapılarda aidat takibi, varlık yönetimi, personel kontrol sistemi gibi ihtiyaçları tek merkezden yönetiyor. Bir apartmandan şehir hastanesine kadar oldukça geniş bir ölçekte tesis yönetim çözümleri sunan Senyonet’in CEO’su Mehmet Yıldızdoğan, yöneticilerin iş yükünü azaltan ve önemli bir maliyet avantajı sağlayan Senyonet’in bu yıl 320 bin konuta ulaştığını belirtti. 

Son yıllarda fiziksel altyapı, yatırım ve kullanım özellikleri açısından çok geniş hacimli ve karmaşık tesisler revaçta Tesis yönetim yazılımları kullanıclara kişiselleştirilmiş çözümlerle birlikte konutlarını farklılaştırma, işlerini en akıcı şekilde ilerletme seçeneği sunarken harcanan toplam enerjiden %15 ile %40’ı arasında tasarruf imkanı sağlıyor. Bu kolaylığı sağlayan ve tek başına bir apartmanın ya da binlerce konutlu sitelerin yönetimini tek merkezden yürütebilme imkanı sağlayan tesis yönetim yazılımı Senyonet, yönetim operasyonlarını kolaylaştırıyor ve iş yükünü azaltıyor. Tesislerin Senyonet sayesinde muhasebe, aidat takibi, talep yönetimi, güvenlik ve teknik bakım denetimleri ya da personel devam kontrol sistemi gibi daha birçok ihtiyacının tek kaleme indirgenerek dijitalleştiğini söyleyen Senyonet CEO’su Mehmet Yıldızdoğan, bu yıl Senyonet’in 320 bin konuta ulaştığını belirtiyor.  

Akıllı ve Sürdürülebilir Tesis Yönetimi 

Esnek ve modüler yapısı sayesinde tüm tesisi dünya standartlarında, dijital bir platform üzerinden, etkin, verimli ve site sakinleri ile etkileşimli bir şekilde yönetme imkanı sunan Senyonet, alanında sektörün öncü markası konumunda. SaaS (Software as a Service) yöntemi ile cloud üzerinden hizmet veren Senyonet, site yönetimlerinin lisanslama, kurulum, destek ve bakım maliyetlerini optimize ederek tek bir yazılım ile tüm tesisin ihtiyaçlarını uçtan uca yöneterek iş gücünde ve maliyette önemli bir avantaj sağlıyor. Siteler, iş merkezleri, AVM’ler, fabrikalar ve hastanelere hizmet sağlayabilen Senyonet, 320 bin konutun hayatını kolaylaştırıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Teşvikler, Sanayiciler için GES Yatırımlarını Cazip Kılıyor

Enerji krizi ve artan fiyatlar, sanayi sektörünün önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Sanayiciler, hızla artan enerji fiyatlarından kurtulmak amacıyla fabrikalarına çatı üstü ya da arazi tipi güneş enerjisi sistemleri (GES) kurulumu gerçekleştirmeye başladı. GES yatırımlarındaki artışta; sunulan devlet teşvikleri de önemli rol oynuyor. 

Enerji Piyasa­sı Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre 19 Kasım 2022 tarihinden bu yana GES yatırımları başvurusu 139 bin MW’ı aştı. Bu talep bugün ki kurulu gücün 2.5 katına tekabül ediyor.

 ÜÇAY Grup Enerji Direktörü İlgin Eray, GES yatırımlarını daha ekonomik ve cazip hale getiren teşvikler hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında küresel piyasalardaki enerji fiyatlarında yaşanan artışlar birçok sektörü olduğu gibi sanayi sektörünü de olumsuz etkiledi. Elektrik maliyetlerinden kurtulmak isteyen sanayiciler, fabrikalarına çatı üstü ya da arazi tipi güneş enerjisi sistemleri (GES) kurulumu gerçekleştirmeye başladı. 

 GES yatırımları başvurusu 139 bin MW’ı aştı

Enerji Piyasa­sı Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre 19 Kasım 2022 tarihinden bu yana GES yatırımları başvurusu 139 bin MW’ı aştı. Bu talep bugünkü kurulu gücün 2.5 katına tekabül ediyor. Ancak GES yatırımlarındaki artışta sunulan devlet teşvikleri de önemli rol oynuyor. 

ÜÇAY Grup Enerji Direktörü İlgin Eray, sanayicilerle, çatı üstü ve arazi tipi güneş enerjisi sistemi (GES) yatırımları için sunulan teşvikler hakkında önemli bilgiler paylaştı:

Teşvikler, GES yatırımlarını daha ekonomik hale getiriyor 

“240 kWe ve üzeri; çatı üstü veya arazi tipi GES yatırımları için yatırım teşvik belgesi alınması halinde, asgari yatırım tutarına göre devlet tarafından; KDV muafiyeti, kurumlar vergisi indirimi ve sigorta prim desteği sağlanabiliyor. Ayrıca “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması” (YEKDEM) kapsamında, üretilen elektriğin belirli bir kısmı için garantili fiyat ödemesi yapılıyor. GES yatırımcıları, bu sayede ürettikleri elektriği belirli bir fiyattan satabiliyor. Bazı durumlarda, yatırım yapacak firmanın faaliyet alanına göre çatı üstü ve arazi tipi GES yatırımları için belirli oranlarda hibe desteği de sağlanabiliyor. Güneş enerjisi santrali yatırımı yapan bir sanayici, güneş enerjisi santralleri için sunulan vergi indirimlerden de faydalanabiliyor. Sunulan teşvikler, sanayiciler için GES yatırımlarını daha ekonomik ve cazip hale geliyor” dedi. 

Amortisman avantajı

Güneş enerjisi santrallerinin; düşük işletme maliyetleri ve çevresel avantajlar sağladığı için sanayiciler için giderek daha popüler bir yatırım seçeneği haline geldiğini vurgulayan İlgin ERAY,  güneş enerjisi santrallerinin amortisman süresi hakkında da şunları söyledi: 

“GES yatırımları, düşük işletme maliyetleri nedeniyle dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok yatırım yapılan alanların başında geliyor. Güneş enerjisi santralleri, güneş ışığına maruz kaldığı sürece elektrik üretmeye devam ediyor ve işletme maliyetlerini düşürüyor. Güneş enerjisi santrallerinin amortisman süresi ise; yatırım maliyeti, elektrik fiyatları ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebiliyor. Genellikle yüksek kapasiteli güneş enerjisi santrallerinin amortisman süresi kurulduğu bölgeye göre değişkenlik gösterebiliyor. Bu süre 3 ila 5 yıl olabiliyor; ancak bazı durumlarda amortisman süresi daha kısa da olabiliyor. 

Sonuç olarak, GES’ler; yatırımcılara, doğaya ve ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Bu nedenle GES’lerin kullanımının yaygınlaştırılması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Penta Teknoloji xFusion’ın yetkili dağıtıcısı oldu

Türkiye’nin lider teknoloji dağıtıcısı Penta Teknoloji, dünya sunucu sektörünün en yenilikçi markalarından xFusion’ın dağıtımını üstlenerek ürün yelpazesini genişletti. 

Penta Teknoloji, ürün ve hizmet portföyünü dünyanın en büyük teknoloji markalarıyla genişletmeye devam ediyor. 40’ın üzerinde teknoloji markasını, 9 bini aşkın iş ortağı ile Türkiye’ye sunan Penta Teknoloji, son olarak dünyanın önemli sunucu üreticilerinden xFusion’ın yetkili dağıtıcısı oldu. Bu adımla Intel sunucu pazarındaki payını daha da büyüten Penta Teknoloji, xFusion aracılığıyla iş ortaklarına ve kullanıcılara enerji tasarruflu bilgi işlem ağ çözümleri ve yüksek seviyede güvenli veri depolama imkanı sağlayacak. Dünyanın önde gelen dijital altyapı ve hizmet sağlayıcıları arasında yer alan xFusion, Fortune Global 500 listesinde yer alan 211 şirket tarafından tercih ediliyor. Marka, 130 ülke ve bölgede telekom, finans, internet sektörlerine, kamu kuruluşlarına ve özel şirketlere hizmet veriyor. 

Fatih Erünsal: “Veriyi güvenli depolama ihtiyacı giderek artıyor” 

xFusion ile gerçekleşen iş birliğinin pek çok sektöre yeni bir soluk getireceğini belirten Penta Teknoloji Genel Müdürü Fatih Erünsal, şunları söyledi: “Bugün tüm sektörlerde ve hizmet alanlarında, sürdürülebilirliği sağlamak için temel ihtiyaçlarımızın başında teknoloji geliyor. Holdinglerden küçük ölçekli işletmelere kadar tüm firmalar, sürdürülebilirliğin dijitalleşme ile mümkün olduğunun farkındalar ve bu noktada güvenlik ve altyapı yatırımlarını artırıyorlar. Mobilitenin her geçen gün önemini artırdığı bu dönemde gerek şirketler gerek çalışanlar için işlerini uzaktan yürütürken hızlı erişim kadar, veriyi güvenli depolama ihtiyacı da büyük önem arz ediyor. Bu ihtiyaca bağlı olarak da sunucular, kurumsal hayatın vazgeçilmez unsurları arasına girdi. Kurumsal alanda firmaların ihtiyaçları doğrultusunda xFusion ile ürün yelpazemizi genişletmekten mutluyuz. xFusion’ın yüksek kaliteli ürünleri ve yenilikçi bakış açısıyla sunucu pazarına yeni bir soluk getireceğini öngörüyoruz. İş ortaklarımızın da xFusion’ın sunduğu avantajlarla ürün portföylerini genişletmelerine ve daha fazla kullanıcıya ulaşmalarına katkı sağlayacağız.” 

xFusion Avrasya CEO’su Liu Yu: “Türkiye’deki büyüme hedeflerimize Penta Teknoloji rehberlik edecek”

XFusion Avrasya CEO’su Liu Yu ise Penta Teknoloji ile gerçekleştirdikleri anlaşmanın önemini şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye pazarına açılma hedefiyle 2022’de ilk adımlarımızı atarak İstanbul ve Ankara’daki ofislerimizi açtık. Geleceğe yönelik gelişme hedefimiz doğrultusunda Penta Teknoloji ile bizim için büyük önem taşıyan dağıtıcılık anlaşmasını imzalamaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’deki kullanıcılara yüksek kaliteli akıllı bilgi işlem ürünlerini, çözümlerini ve hizmetlerini Penta Teknoloji ile birlikte sunmaya hazırız.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

IATA, Hava Kargodaki Üç Önceliği Açıkladı: Sürdürülebilirlik, Dijitalleşme ve Güvenlik

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), zorlu bir operasyon ortamında hava kargo endüstrisinin ivmesini sürdürmesini sağlamak için üç önceliğin altını çizdi. İstanbul’da süren 16. Dünya Kargo Sempozyumu’nda (WCS) belirlenen öncelikler şöyle:

• Sürdürülebilirlik

• Dijitalleşme

• Emniyet

IATA’nın Küresel Kargo Başkanı Brendan Sullivan şunları söyledi:  “Hava kargo sektörü, pandemiye ilk girdiğinde olduğundan farklı bir sektör. Gelirler, salgın öncesine göre daha yüksek. Verimler daha yüksek. Dünya tedarik zincirlerinin ne kadar kritik olduğunu öğrendi. Ve hava kargosunun havayollarının kâr hanesine katkısı her zamankinden daha belirgin. Yine de, iş döngüsü ve küresel olaylarla hâlâ bağlantılıyız. Dolayısıyla, Ukrayna’daki savaş, faiz oranları, döviz kurları ve istihdam artışı gibi kritik ekonomik faktörlerin nerede olduğu konusundaki belirsizlik, bugün endüstri için gerçek olan endişelerdir. Mevcut durumda ilerlerken, hava kargonun öncelikleri değişmedi, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve güvenliğe odaklanmaya devam etmemiz gerekiyor”

Sürdürülebilirlik 

Sürdürülebilirlik kritik bir öncelik Geçen Ekim ayında, 41. ICAO Meclisinde hükümetler, endüstrinin 2021’de kabul ettiği taahhüdüne uygun olarak, 2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonuna ilişkin Uzun Vadeli Arzu Edilen Hedefi (LTAG) kabul etti. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) bu hedefe ulaşmak için kritik öneme sahip, karbon azaltımının %65’i SAF’tan gelecek, ancak üretim seviyeleri zorlu olmaya devam ediyor. Bu noktada, IATA, üretim için hükümet teşvikleri çağrısında bulundu.

Sullivan bu konuda ise “SAF üretiliyor. Ve her bir damla kullanılıyor. Sorun, miktarların küçük olmasıdır. Çözüm, devlet politikası teşvikleridir. Üretimi teşvik ederek, 2030 yılına kadar 30 milyar litre SAF’nin kullanılabilir olduğunu görebiliriz. Bu, olmamız gereken yerden hâlâ çok uzak olacak. Ancak bu, uygun fiyatlarla bol miktarda SAF miktarına yönelik net sıfır hedefimize yönelik açık bir devrilme noktası olacaktır” dedi.

IATA, endüstrinin enerji geçişini desteklemek için çalıştığı diğer üç alanı da şöyle özetledi:

• Doğru ve standartlaştırılmış emisyon hesaplama metodolojisinin geliştirilmesi ve operasyonlardan kaynaklanan emisyonları hesaplamak için kesin bir araç olan CO2 Connect for Cargo’nun bu yılın sonlarında kullanıma sunulması yoluyla etkin karbon hesaplamalarını ve dengelemeyi desteklemek.

• IATA Çevresel Değerlendirmesini (IEnvA) havalimanlarına, kargo taşıma tesislerine, nakliye komisyoncularına ve rampa işleyicilerine genişletmek, sektörün ticari başarıyı artırmasına, sürdürülebilirlik eylemlerimize güven oluşturmasına ve sektörü olumlu yönde etkilemesine olanak tanır.

• Havayolları için ESG Metrics Guidance ile dolaşımdaki birçok metodolojiyi ortadan kaldırmak için çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ile ilgili metrikler geliştirmek.

Dijitalleşme 

Hava kargonun verimliliğini sürekli iyileştirmesi gerekiyor. En büyük potansiyele sahip alan dijitalleşme. IATA bu noktada ise üç hedef belirledi:

• Ocak 2026’ya kadar ONE Record’un %100 havayolu kapasitesi. Bu girişim, nakliye belgeleri için kullanılan birçok veri standardını her sevkiyat için tek bir kayıtla değiştirecektir. Kargo Hizmetleri Konferansı, Pazar günü 1 Ocak 2026’ya kadar %100 havayolu kabiliyetine ulaşmak istediği konusunda anlaştı ve Kargo Danışma Konseyi bu vizyonu destekliyor.

• Küresel tedarik zincirini desteklemek için dijital standartların uygulanmasını sağlamak. Dünya genelinde sevk edilen zamana ve sıcaklığa duyarlı malların koşullarının kalitesini ve doğruluğunu izlemek için kullanılan izleme cihazları – IATA Etkileşimli Kargo yönergeleri – ile ilgili kılavuza son şekli verilmiştir.

• Giderek dijitalleşen gümrük, ticaretin kolaylaştırılması ve diğer devlet süreçlerine uyum ve destek sağlamak. Dijitalleşme, ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesinde, sınırlardaki operasyonel engellerin azaltılmasında ve mal akışının güvenli bir şekilde yönetilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Güvenlik

Sürdürülebilirlik ve verimliliğin yanında güvenlik de var. Hava kargo gündeminde lityum piller hakim olmaya devam ediyor. Çok şey yapıldı. Ama dürüst olmak gerekirse, bu hala yeterli değil.

IATA, hava kargosu için üç güvenlik önceliği de belirledi:

• Sahte nakliyecileri durdurmak, Sivil havacılık yetkilileri, kargo veya posta gönderilerinde lityum pil beyan etmeyen nakliyecilere karşı güçlü önlemler almalıdır.

• Lityum pil içeren yangına dayanıklı hava taşıtı konteynırları için bir test standardının geliştirilmesinin hızlandırılması.

• 1 Ocak 2025’ten itibaren yürürlüğe giren tüm lityum pille çalışan araçları tanımlayan tek standardın hükümetler tarafından tanınmasının sağlanması.

Hava Kargonun Değeri

Sullivan son olarak “Hava kargo kritik öneme sahip bir sektör. Dünyadaki insanlar için daha iyi bir gelecek inşa etmeye yardımcı olur. hayat kurtaran, ihtiyacı olanlara yardım ve yardım sağlayan bir endüstridir. Sektör, Suriye ve Türkiye’deki depremlerden etkilenenlere destek için seferber oldu. Sullivan, hava kargosunun ihtiyaç sahiplerine destek sağlamanın güvenilir ve verimli bir yolu olmaya devam etmesini sağlamak için birlikte çalışmak, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerimizi güçlendirmek ve ekonomilerimizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak çok önemlidir” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı