Etiket: Bilgisayar

Ford Pro Yeni E-Transit Courier’i İstanbul’da Tanıttı

Ford Pro, Ford Otosan tarafından geliştirilen tamamen elektrikli yeni ticari aracı E-Transit Courier’nin global lansmanını Ford Otosan’ın İstanbul’daki Ar&Ge Merkezi’nde gerçekleştirdi.

E-Transit Courier’in araç mimarisi müşteri araştırmaları ve görüşmeleri ile belirlenen ihtiyaç ve beklentilere göre geliştirildi ve Ford Otosan tasarımcıları ve mühendisleri tarafından “Tasarım Odaklı Düşünce” (Design Thinking) felsefesi ile müşterilere en uygun çözümleri sunmak üzere tasarlandı. Müşterilerin daha verimli çalışması için Ford Pro’nun yazılım ve bağlı hizmetler platformuna entegre, tamamen bağlantılı E-Transit Courier, mevcut modele göre yüzde 25 daha fazla yük hacmi ve daha fazla taşıma kapasitesi sunuyor.

Ford Pro Avrupa Genel Müdürü Hans Schep, “E-Transit Courier, üstün EV performansı, gelişmiş yük kapasitesi ve tam bağlantılı olması ile segmentini bir üst seviyeye taşıyor. Ford Pro’nun uzun süredir koruduğu pazar liderliği bize müşterilerin ihtiyaçlarına dair emsalsiz bir içgörü kazandırıyor. E-Transit Courier ile daha fazla bağlanabilirlik sayesinde müşterilerimizin kompakt vanlardan yüksek verimlilik elde etmelerine yardımcı olacağız” dedi. 

Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt, “Üretim gücümüzün yanı sıra mühendislik ve tasarım yetkinliklerimizin son göstergesi E-Transit Courier ile Ford’un elektriklenme yolculuğundaki rolümüzü artırmaya devam ediyoruz. Hem elektrikli hem de içten yanmalı motor alternatifleriyle müşterilerimizle buluşturacağımız yeni Courier’in tasarımını Dunton ve Köln’deki Ford tasarım ekipleriyle geliştirmekten ve mühendisliğinin tüm sorumluluğunu almaktan büyük gurur duyuyoruz. Ford Otosan olarak bizi her daim geleceğe taşıyacak araçları geliştirmeye ve üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Tasarım ve mühendisliğine ek olarak üretimi de Ford Otosan tarafından Craiova fabrikasında gerçekleşecek olan E-Transit Courier’nin 2023 yılında benzinli ve dizel versiyonları, 2024 yılında da elektrikli versiyonu satışa sunulacak. 

Tamamen elektrikli verimlilik ve şarj çözümleri

E-Transit Courier’nin tamamen elektrikli güç aktarma organları, güçlü 100 kW motor ve tek pedallı sürüş kabiliyeti dahil olmak üzere müşterilere tavizsiz bir sürüş deneyimi sunmak üzere tasarlandı.

Ford Pro Şarj, şarj sürecini optimize etmeye yardımcı olan donanım kurulumu ve yönetim yazılımı da dahil olmak üzere ev, depo ve halka açık noktalarda şarj için çözüm sunuyor. Ford Pro Charging yazılımı aracılığıyla basitleştirilen faturalama ve yönetim süreçleri, işletmelerin iş araçlarını eve götürmelerini ve kamuya açık şarjı kolaylaştırmayı da destekliyor. 

Evde 11 kW AC’lik akım ile 5,7 saatte şarj1 olması hedeflenen E-Transit Courier’in evde şarjı tercih eden müşteriler arasında popüler olması bekleniyor. Ayrıca geceleri daha uygun elektrik tarifesinden yararlanmak için SYNC ekranı veya şarj yazılımı kullanılarak şarj planlanması yapılabiliyor.  

Halka açık yerlerde şarj için 100 kW’a kadar DC hızlı şarj özelliği ile aracın 10 dakika şarj1 edilmesi ile 87 km menzil eklemesi, 35 dakikadan kısa sürede ise yüzde 10 ila 80 arasında şarj olması ön görülüyor. Ayrıca E-Transit Courier halka açık şarj cihazlarını içermesi planlanan BlueOval Şarj Ağı ile birlikte geliyor.

Beş veya daha fazla araca sahip olan müşteriler, Ford Pro E-Telematics’in kişiye özel özelliklerinden de yararlanabiliyor. Araç üretkenliği en üst düzeye çıkarmak için anlık verileri kullanıyor ve Ford Pro Şarj’ın etkili ve sezgisel kullanımını destekleyen özellikler de sunuyor. 

“Tak ve Şarj Et” özelliği ile E-Transit Courier’nin BlueOval Şarj Ağı cihazları aracılığıyla rahat ve kolay şarj imkânı sunuyor ile şarj işlemi fişin takılması ile otomatik olarak başlıyor ve fişi çektikten sonra araç sahibine fatura ve şarj özeti gönderiliyor. İki şarj arasında daha fazla yol gidebilmesi için aracın “Intelligent Range” özelliği daha doğru menzil hesaplaması sunmak için veriler toplar.

Müşteri odaklı tasarım

E-Transit Courier’in tamamen yeni gövde tasarımı tüm boyutlarda daha fazla yük kapasitesi sunuyor. 1.220 mm’ye çıkarılan arka tekerlek arası genişlik sayesinde kompakt van ilk kez iki Euro paleti aynı anda taşıyabiliyor. 2,9 m3 toplam kargo hacmi ise bir önceki modele göre yüzde %25 daha fazla. Buna ek olarak aracın hacmi, 2.600 mm’den uzun kalas veya boru gibi nesneleri taşımasına imkân veren yeni yük geçişli bölme özelliği kullanılarak daha da artırılabiliyor. Tamamen elektrikli modelin azami taşıma kapasitesi2 700 kg, azami çekme ağırlığı ise 750 kg3.

E-Transit Courier, cesur, ayırt edici dış tasarımı ve kompakt van kullanıcılarının ihtiyaçlarına göre tasarlanmış geniş, pratik iç mekânı ile işletmelerin öne çıkmasına yardımcı oluyor. Tümüyle yenilenen modelde sürücünün diz mesafesini ve görüş alanını iyileştirmek için “köşeli yuvarlak” direksiyon simidi gibi benzersiz özelliklerin yanı sıra daha fazla depolama alanı sunan vites kolu, tuşlu kontak ve elektronik el freni gibi standart donanım özellikleri bulunuyor. 

“Digiboard” gösterge panelinde Ford’un en yeni SYNC 4 sistemine sahip 12 inçlik dokunmatik orta ekran bulunuyor. İlerleyen dönemlerde Türkiye marketinde de yer alacak olan aboneliğe dayalı Bağlı Navigasyon trafik, park, şarj ve bölgeye özgü koşullarla ilgili güncellemelerle üretkenliği artırabiliyor ve sürücünün iş yükünü azaltabiliyor. Kablosuz Android Auto ve Apple CarPlay uyumluluğu ise standart4. Yenilikçi, sınıfında benzersiz “Office Pack” dizüstü bilgisayar kullanmayı, evrak doldurmayı veya kabinde mola vermeyi daha kolay ve rahat hale getirmek için katlanabilir düz bir çalışma yüzeyi ve aydınlatma içeriyor.

Sürücü ve yük güvenliği ise E-Transit Courier’in tasarımında en önemli konulardan. E-Transit Courier, standart olarak sunduğu kapsamlı gelişmiş sürücü destek sistemleri ile segmentte yeni bir mihenk taşını oluşturuyor5. Opsiyonel olarak sunulan Şerit Ortalama ve Dur & Kalk özellikli Adaptif Hız Kontrol Sistemi, Çapraz Trafik Uyarısı özellikli Kör Nokta Bilgi Sistemi, Kavşak Asistanı ve Geri Fren Asistanı şehir içi sürüşlerde sürücünün daha rahat olmasını sağlıyor. 

Her E-Transit Courier’de standart olarak bulunan yerleşik modem sayesinde, Ford Pro ekosistemi ile her zaman açık bağlantı ve bayi ziyareti gerektirmeden aracın kapasitesini zaman içinde geliştirebilen kablosuz yazılım güncellemeleri sağlanıyor. 

Geliştirilmiş güvenlik ve sahip olma maliyeti

Yerleşik modemi etkinleştirdikten sonra sürücüler, ilerleyen dönemlerde Ford Pro Yazılımı aracılığıyla olası çarpışmalar ve hırsızlık olayları için gelişmiş araç güvenliği uyarılarından yararlanabilecekler. Filo Çalıştırma Engelleme özelliği sayesinde, filo yöneticileri, çalışma saatleri dışında hırsızlığı veya yetkisiz kullanımı önlemek amacıyla E-Transit Courier’i uzaktan etkinleştirebilecek ve devre dışı bırakabilecekler.

Ford Pro, araç güvenlik uzmanı TVL ile iş birliği içinde E-Transit Courier için fabrikada takılan kilit paketleri sunuyor. Bu güvenlik paketleri araca zorla girme gibi saldırılara karşı ikincil kanca kilitlerinin aktive olması ve sürücünün iş yükünü azaltmak ve teslimatları daha hızlı yapabilmek için kayar yan kapıların otomatik kapanma ve kilitleme özelliğini de içeriyor. 

Ford Pro Service, E-Transit Courier’in planda olmayan bakım maliyetlerinin dizel motorlu modellere kıyasla en az yüzde 35 daha düşük olmasını bekliyor. Tümüyle yenilenen van, genişleyen Mobil Servis kapasitesi, benzersiz bağlı çalışma süresi sistemi ve Avrupa’nın en büyük özel ticari araç bayi ağını içeren Transit ailesinin geri kalanıyla aynı kapsamlı Ford Pro Servis ağı tarafından destekleniyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Hande Gibi Smaçla’ Geri Dönüyor

Türk voleybolunun son dönemde yetiştirdiği en büyük yıldızlardan Hande Baladın için Red Bull tarafından hazırlanan ‘Hande Gibi Smaçla’ oyunu, geri dönüyor. Geçtiğimiz sene yoğun ilgi gören oyun, 20 Nisan itibarıyla oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 

Red Bull sporcusu ve CEV Şampiyonlar Ligi’nde finale çıkan Eczacıbaşı Dynavit’in yıldızı Hande Baladın’ın oyun karakteri olduğu ‘Hande Gibi Smaçla’ oyunu yeniden oyun severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Geçen yıl büyük ilgi gören oyun, yine aynı formatta smaç, servis ve manşet aşamalarından oluşacak. Oyunu oynayanlar, üç aşamayı tamamladıktan sonra elde ettikleri skoru kaydedecek ve haftalık puan tablosunda en yüksek skoru elde eden üç kişi, voleybol kiti kazanacak. Sekiz hafta sonunda en yüksek skoru yapan kişi ise gelecek sezon Eczacıbaşı Dynavit takımıyla Avrupa kupasında deplasman deneyimi kazanma şansı yakalayacak.  

Üç etapta da başarı gerekiyor

‘Hande Gibi Smaçla’ oyunu hem bilgisayar hem de mobil cihazlar üzerinden oynanabilecek. Smaç, manşet ve servis etaplarından oluşan oyunda yüksek puana ulaşabilmek için üç bölümde de başarılı olmak gerekiyor. Red Bull tarafından hazırlanan ‘Hande Gibi Smaçla’ oyununa, 20 Nisan itibarıyla oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 

Oyun büyük ilgi topladı

İlk kez bir Türk voleybolcu için hazırlanan oyun olma özelliği taşıyan ‘Hande Gibi Smaçla’ geçtiğimiz sene büyük ilgi topladı. Yedi hafta boyunca 21 bin 807 kişi tarafından oynanan oyunda haftalık tabloda en yüksek puanı elde eden üç kişi Red Bull Shop’tan birçok hediye kazanırken, toplamda en yüksek skora ulaşan kişi ise Hande Baladın ile tanışma ve özel alanda maç izleme fırsatını yakalamıştı.  

“Bu deneyimi tekrar yaşattığı için Red Bull’a teşekkür ederim”

Oyuna geçen yıl gösterilen ilginin kendisine gurur verdiğini belirten Red Bull sporcusu Hande Baladın, “Böyle bir ekiple, böylesine güçlü bir proje gerçekleştirdiğimiz ve bunu sürdürdüğümüz için çok mutluyum. Red Bull ailesine bana bu deneyimi tekrar yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Oyuna geçen sene gösterilen ilgi üst düzeydeydi ve bu da bana gurur verdi. Bu sene de gelişen ödülleriyle birlikte ilginin yine çok yüksek olacağını düşünüyorum. Bu heyecana herkesin ortak olmasını ve oyunu oynamasını tavsiye ediyorum.” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

14. Satranç Turnuvası sona erdi

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen 14. Satranç Turnuvası sona erdi. 7-12 yaş grubu bin öğrencinin mücadele ettiği satranç turnuvasının şampiyonları kupalarını aldı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Satranç Federasyonu Antalya İl Temsilciliği iş birliği ile gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 14’üncü Geleneksel Satranç Turnuvası tamamlandı. Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen turnuva üç gün sürdü.  Turnuvada 7-12 yaş çocuklar toplam 6 kategoride yarıştı.

ŞAMPİYONLARA KUPA VE MADALYA

Toplamda 1000 çocuğun katılımıyla gerçekleşen turnuvada 7 yaş genel kategorisinde Yiğit Atik, 7 yaş kızlar kategorisinde Bahar Neva Karataş birinciliği kazandı. 8 yaş genel kategorisinde Tunç Kaplan, 8 yaş kızlar kategorisinde ise Meriç Akgün birinciliği elde etti. 9 yaş genelde Emin Tekin, kızlarda Amine Sare Tunç, 10 yaş genelde Türkmen İbrahim Rafetoğlu, kızlarda Maya Şahin birinci sırada yer aldı. 11 yaş genelde Mete Kırıcı, 11 yaş kızlarda Tuana Yılmaz, 12 yaş genelde Ilgın Destina Nurdoğan, 12 yaş kızlarda Hayat şehirli şampiyonluğa elde eden isimler oldu. Kategorilerinde ilk 3 dereceyi elde eden sporculara kupa ve ilk 10 dereceyi elde eden sporculara madalya verildi. Her kategoride ilk 3 dereceyi elde eden sporculara bilgisayar ve robotik kodlama kursları hediye edildi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alarko Şirketler Topluluğun’da Gelişim Yolculuğuna Hazır mısın?

Sektörünün öncü şirketlerinden olan Alarko Holding , kendi bünyesinde ve bağlı şirketlerinde  genç yeteneklerin gelişimine destek olacak yeni bir staj programı başlatıyor. Alarko Şirketler Topluluğu’nun Yenibirlider Derneği iş birliği ile hayata geçirdiği ALL MY WAY Staj Programı kapsamında gençler, Alarko Carrier’da staj yapma imkânı bulacak. Gençleri geleceğin iş dünyasına hazırlayacak programa 5 Mayıs’a kadar başvurulabilecek. 

Alarko Şirketler Topluluğu’nun öncülüğünde uygulanan ALL MY WAY Staj Programı kapsamında Alarko Carrier, genç yeteneklere kapılarını açıyor. Yenibirlider Derneği iş birliği ile uygulanacak ve gençlerin kariyer yolculuklarına destek verecek Program kapsamında, bu yıl ilk kez iki ayrı dönemde öğrenci kabul edilecek. İlk dönem programı 3-28 Temmuz tarihleri arasında, ikinci dönem programı 7 Ağustos -4 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Programda gençlere eğitim, simülasyon, proje yönetimi, takım çalışmaları ve etkinliklerle zengin bir gelişim alanı sunulacak. 

Başvurular 5 Mayıs’a Kadar Sürecek 

ALL MY WAY Staj Programı kapsamında Alarko Carrier’da açılacak kontenjana, üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler, Sosyoloji, Psikoloji, Bilgisayar Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği veya ilişkili bölümlerinde öğrenim gören 3. sınıf öğrencileri başvurabilecek. Başvurular https://lnkd.in/enPgfJMp bağlantısındaki form doldurularak yapılabilecek. Kazananlar, gerekli kriterleri karşılayan adaylarının başvurularının ardından yapılacak seçme ve değerlendirme ile belirlenecek. Öğrenciler çevrimiçi başvuru formunu doldurduktan sonra yapay zekâ mülakatı ve insan/organizasyon mülakatı aşamaları sonucunda şantiye ve yurt dışı haricinde tüm gruplarda yönetim ve mühendislik alanında staj yapma imkânı bulabilecek. 

ALL MY WAY Staj Programı çatısı altında online eğitim programları, proje çalışması, deneyim paylaşımları, seminerler, simülasyonlar, envanter uygulaması ve geri bildirim buluşmalarını içeren zengin bir gelişim programı uygulanacak. Gençlerin kariyer yolculuğundaki adımlarına eşlik edecek ve dört hafta sürecek Program, 5 Mayıs tarihine kadar başvuruları kabul edecek. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Deprem ile teknoloji ve imece birleşti…

Türkiye’deki bina envanterinin teknoloji yardımıyla çıkarılması gerekiyor…

Yapay zeka sistemleri ile afet koordinasyonunun sağlanıp binaların depreme dayanıklı olup olmadığı denetlenerek risk önceliklendirilmesi yapılmasının kriz öncesi önem taşıdığını belirten uzmanlar, teknoloji yardımıyla ülkemizdeki bina envanterinin çıkartılması gerektiğini ifade ediyor. Türk gelenek ve göreneklerinde imece kültürünün olduğuna değinen Arş. Gör. Gamze Nilsu Çolak, Şubat ayında gerçekleşen deprem felaketinde kullanıldığı gibi teknolojik alt yapıyla desteklenen imece kültürü yardımlaşma sayesinde sadece afet zamanlarında değil, ihtiyacı olan her vatandaşa daima destek olmanın ve destek talep etmenin mümkün hale geldiğini vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) Araştırma Görevlisi Gamze Nilsu Çolak, kriz durumlarında ihtiyaç sahiplerine sağlanan desteğin önemini vurguladı ve teknoloji tabanlı platformların toplumsal yardımlaşmadaki rolüne değindi.

Ülkedeki bina envanteri çıkarılmalı

Yapay zeka sistemleri ile afet koordinasyonunun sağlanıp coğrafik bilgi sistemlerinden de yararlanmak suretiyle binaların depreme dayanıklı olup olmadığı denetlenerek risk önceliklendirilmesi yapılmasının krizden önce önlemek için yapılabileceklerden biri olduğunu belirten Arş. Gör. Gamze Nilsu Çolak, “Bundan önce teknoloji yardımıyla ülkemizdeki bina envanterinin de çıkartılması gerekiyor. Bunlar günümüz teknolojisiyle yapılabileceklerden bazılarıdır. Hız kazanan bir ivmeyle hareket eden teknolojik gelişmeler, her alanda yapılabileceklerin sınırsız olduğunu günbegün ortaya koyuyor.” dedi.

Türk geleneklerinde imece kültürü var

Tüm ülkeyi hatta dünyayı etkileyen afetler ve krizler söz konusu olduğunda sadece devletten ve yetkililerden çözüm beklemek yerine, herkesin elini taşın altına koyması ve sorumluluk alması durumunda yaraların çok daha çabuk sarılabileceğini ifade eden Çolak, “İmece kültürü Türk gelenek ve göreneklerinde zaten yer alıyor. Bu kültür teknoloji ile birleştiğinde milyonlara ulaşabiliyor. Burada esas nokta insana ‘yapabilir’ ve ‘işe yarayabilir’ hissettirmektir. Depremzedeler için geliştirilmiş ‘Evim Yuvan Olsun’ gibi dijital kampanyalar, insanlara oturduğu yerden dahi yardım etme imkanı sağlıyor. Keza bu kampanyada sadece evi olanlar değil evi olmayan ama nakdi destek yapabilecek olanlar da yardım edebiliyor.  Birkaç dairesi olan bir insan yardım edebildiği gibi, kumbarasında para biriktirmiş küçük bir çocuk da inisiyatif alabiliyor.” diye konuştu.

Teknoloji tabanlı yardım platformları ile insanlara destek olmak mümkün

Şubat ayında yaşanan büyük felakette belki de yardım etmeyi yeni öğrenen ve ilk defa yapan insanlar olduğunu kaydeden Çolak, “Fakat bir anlık tansiyonla sadece bir kerelik yardım etmekten öte bu yardımın sürdürülebilir kılınması gerekiyor. Şayet bu kültür oturursa teknolojik alt yapıyla desteklenen bu imece kültürü yardımlaşma sayesinde sadece afet zamanlarında değil, ihtiyacı olan her vatandaşa daima destek olmak mümkün hale gelir. Örneğin teknolojiyi de kullanan yardım kuruluşları sayesinde insanlar çevrim içi olarak doğrulanmış gerçek ihtiyaçları listeleyerek, elinde olana ihtiyacı olan insanları görüntüleyip destek olabiliyor. Çok uzağa gitmeden evin arka sokağında bile ihtiyaç sahibi biri olabilir ve büyük meblağlar ödenmeden, büyük çabalar göstermeden dayanışma sağlanabilir.” dedi.

Mevcut kampanyalarda yardım talep edilebiliyor

‘Afet Haritası’ isimli platformda depremden etkilenen bölgelerin tahmini nüfus dağılımlarının yapıldığını ifade eden Arş. Gör. Gamze Nilsu Çolak, sözlerine şöyle devam etti:

“Deprem haritası çıkarılarak, bu alanlardaki mobil eczaneler, hasarlı binalar ve çadır kent gibi toplanma alanları işaretlendi. Herkesin müdahale edebildiği online mecralarda çok fazla bilgi kirliliğinin de olduğu göz önünde bulundurulursa, ‘Afet Haritası’ gibi doğrulanmış kuruluşların önemi büyüktür. Doğru bilginin paylaşıldığı bu platformda, kısıtlama olmaksızın bağış yapmak mümkün. Ayrıca yaşanılan afetten uzun zaman önce ‘Evim Yuvan Olsun’ kampanyası gibi büyükşehir belediyelerimizle ortak çalışarak ‘Bir Kira Bir Yuva’ dayanışma kampanyası oluşturuldu. Bu kampanya sayesinde sadece yardım etmek değil yardım istemek de mümkün. Uygulamanın ‘destek vermek istiyorum’ ve ‘ev/kira desteğine ihtiyacım var’ olarak iki seçeneği bulunuyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toplumsal travmalar seçmen davranışını etkileyebiliyor

Oy verme, mevcut seçenekler arasında bir tercih yapma, karar verme süreci olarak tanımlanıyor. Nöropolitika çalışmalarının seçmen davranışlarına odaklandığını belirten uzmanlar, duyguların karar verme sürecine etki eden önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor. Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, yapılan araştırmalarda liberallerin yeniliğe ve belirsizliğe daha duyarlıyken, muhafazakarların daha yapılandırılmış ve kalıcı bilişsel özelliklere sahip olduğunun ortaya konduğunu söyledi. Çebi, deprem ya da terör saldırısı gibi büyük toplumsal travmaların seçmen davranışına yansıdığını ve mevcut hükümete yaklaşma ya da uzaklaşma yönünde eğilimlerin ortaya çıkabildiğine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji (İngilizce) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, seçmen davranışlarını etkileyen faktörlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Oy vermek bir karar verme sürecidir

Oy vermenin önümüzdeki seçenekler arasında bir seçim yapmak yani karar verme süreci olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Oy verme bir akıl yürütme sürecidir. Biz psikologlar biliyoruz ki karar verme, çok katılımlı bir beyin aktivitesi gerektiren, üst düzey ve karmaşık bir bilişsel işlevdir. Olası fayda ve zararın hesaplanması, bir önceki kararın neticesini hafızada tutabilme ve bu sonuçlar doğrultusunda karar verme stratejilerini başarılı bir şekilde düzenleme becerisi gerektiriyor.” dedi.

İnsan davranışının duygularla bağlantısı var

Duygular dahil edilmeden düşünüldüğünde zihnin bir bilgisayar gibi çalışması ve elimizdeki verilerle tüm avantaj ve dezavantajları hesaplayan kusursuz bir işlem yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Halbuki insan davranışını duygulardan bağımsız düşünmek mümkün değil.  Her ne kadar bin yıldan fazla bir zaman boyunca düşünürler akıl ve duygunun birbirinden ayrı olduğunu ve etkili karar verme davranışının ancak rasyonel düşünceyle mümkün olduğunu ifade etmiş olsalar da, 18’nci yüzyıl itibariyle psikoloji ve nörobilimin gelişmesiyle, emosyonların yani basitçe duyguların karar verme sürecine etki eden önemli bir faktör olduğu anlaşılmaya başlamış.” diye konuştu.

Nöropolitika çalışmaları seçmen davranışına odaklanıyor

Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, siyasal nörobilim veya nöropolitika olarak tanımlanan alanın siyaset hakkında nasıl karar verdiğimize dair anlayışımızı geliştirmek için beyin yapısıyla işlevi hakkındaki nörobilimsel yöntemlerin ve teorilerin kullanımına odaklandığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Bu alan, bireysel insan psikolojisi ile politik davranış arasındaki etkileşime odaklanan politik psikoloji ile yakından bağlantılı. Politik nörobilim alanında çalışan araştırmacılar, EEG MRI ve fMRI gibi sosyal ve bilişsel sinirbilimde yaygın olarak kullanılan metodolojik yaklaşımları kullanıyorlar. Seçmen davranışıyla ilgili çalışmaların çoğu da ABD’de gerçekleştirilmiş. Bu çalışmalarda da çoğunlukla liberaller ile konservatifler yani muhafazakarları karşılaştırmışlar. Karar verirken liberaller yeniliğe ve belirsizliğe daha duyarlıyken, muhafazakarların daha yapılandırılmış ve kalıcı bilişsel özelliklere sahip olduğu gösterilmiş. 2011’de yapılan bir çalışmada muhafazakarların karar verirken limbik sistemde yer alan sağ amigdalanın etkisinde olduğunu ortaya koymuş. Buna karşılık liberallerin karar verme süreçlerinde daha çok bilgi, araştırma ve uzman görüşlerini dikkate aldıkları belirtilmiş. Liberaller risk alırken sol insula önemli ölçüde aktif olurken muhafazakârlarda sağ amigdalanın önemli ölçüde aktivite gösterdiği ortaya çıktı.”

Amigdala korku merkezi olarak biliniyor

Nörogörüntüleme çalışmalarının amigdaladaki daha büyük gri madde hacminin mevcut hiyerarşik sosyal yapıya destek ile ilişkili olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Büyük amigdala hacmine sahip kişilerin sosyal protestolara katılmaya pek de gönüllü olmadıkları görülmüş. Amigdala yıllardan beridir beynin korku merkezi olarak biliniyor. Hatta hayvanlar üzerindeki deneylerde amigdala bölgesine hasar verildiğinde korku şartlanması oluşturulamazsa ya da bu kısımdaki hücreler bir şekilde zarar gördüğünde kişilerde de korku duygusu oluşmayacağı tespit edildi. Elbette amigdala için sadece korku ve öfke gibi duygularda aktive olur denilemez fakat bu duygulara yanıt veren hücre paketleri amigdalada çok yoğun görülüyor. Güncel fMRI çalışmaları, pozitif duygularda da amigdala aktivasyonunun varlığını gösteriyor.” dedi.

Liberaller bilişsel çatışmalarla daha rahat başa çıkıyor

Beynimizde anterior singulat korteks (ACC) adı verilen bilişsel kontrol, emosyon regülasyonu, rahatsız durumlarla başa çıkabilme, öz değerlendirme gibi işlevlerden sorumlu, ilkel tabir edebileceğimiz bir kortikal alanın mevcut olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, “Daha gelişmiş bir ACC, liberallerin belirsiz, yeni veya çelişkili bilgi veya durumlarla daha rahat başa çıkmasına olanak tanıyor. Liberallerin daha gelişmiş bir ACC’si olması amigdaladan gelen yüksek duygu aktivitesini düzenleyip azaltarak bu bilişsel uyumsuzluğu da azaltıyor. Tercih edilecek adayların yüzünün görülmesi, beynimizdeki ödül ve motivasyon ağlarının en temel alanlarından biri olan ventral striatumda artmış aktivasyon ile ilişkilendirilmiş. Bu da demek oluyor ki, tercih edilen adayları görmek, bir şekilde ödüllendirici etki yaratıyor.” ifadelerini kullandı.

Toplumsal travmalar seçmen davranışını etkileyebilir

Deprem ya da terör saldırısı gibi büyük toplumsal travmaların bireylerde korku duygusunu işleyen beyin bölgelerini etkilediğini ve bu durumun da seçmen davranışına yansıdığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu davranış, mevcut hükümete yaklaşma yönünde de mevcut hükümetten uzaklaşma yönünde de gerçekleşebilir. Bireyler, hissettikleri korku duygusunun sorumluluğunu hükümetin dışındaki faktörlere yüklerlerse, mevcut yönetime doğru bir oy artışı olabilir. Eğer yaşanan travmayı mevcut yönetimle ilişkilendirirlerse bu sefer de muhalefete doğru bir kayma yaşanabilir. Sonuç olarak tüm bu çalışma sonuçlarını değerlendirdiğimizde aslında şunu anlıyoruz ki, politik karar verme süreçlerinde; beynin duygu ve afekti işleme (amigdala, insula), çatışmayı çözme ve duyguyu bilişle bütünleştirme (insula, anterior singulat korteks),daha üst düzey bilişsel işlemleme (prefrontal korteks) ve ödül işlemede (ventral striatum) rol alan pek çok bölgesinin dahil olduğu geniş bir nöral ağ katılımı var. Demek ki politik davranışları daha iyi çözebilmek için, rasyonel düşüncenin yanında duygusal ve motivasyonel süreçleri de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı