Nevşehir iline ait efsaneler: Göreme Ve Peri Bacaları Efsanesi, Talihsiz Belha Efsanesi, Amaz Köyünün Göçü Efsanesi.
Göreme Ve Peri Bacaları Efsanesi
Efsaneye göre Göreme’nin Peri Bacalarında insanlarla periler bir arada yaşamıştır. Periler her konuda insanlara yardımcı olurlar, düğünlerde saz söz eğlence her şey yapılır, eğlencelerde üzüm şirasının içine girip, insanları sarhoş ederler. Nerede şenlik, eğlence varsa orada periler insanların hizmetindedir. Böyle yaşayıp giderken insan padişahının oğlu, Peri Padişahının kızına sevdalanır. İnsanlar derin derin düşünür “Periler çoluk çocuğumuzun arasına karışırsa halimiz ne olur?” diye kaygılanırlar. Sonunda perilere savaş açarlar. Avcı kılığında perilerin yaşadığı kayalara saldırırlar. Birer güvercin olup uçan periler o gün bu gündür, buralardaki sayısız güvercinlikte yaşamlarını sürdürmektedir.
Avcılar Kasabası, perilere savaş açan avcıların yurdu sayılır. Üçhisar ve Ortahisar ise savunma noktalarıdır.
Göreme yöresindeki yeraltı kentlerinde bir zamanlar devlerin yaşadığına inanılmaktadır. Birbirine açılan odaların kapılarındaki değirmentaşı büyüklüğündeki sürgüler bunun kanıtı olarak gösterilir. Halk bunlara “Devlerin kenti” der ve girmez, girilirse kapının kendiliğinden kapanacağına, içerdekinin cezalandırılacağına inanılır.
Talihsiz Belha Efsanesi
Belha Avanos’un Özkonak beldesine 10Km uzaklıkta küçük bir derenin suladığı mevkîdir. Bu derenin bulunduğu yer ile ilgili Belha efsanesi şöyledir: Şimdi urumşa diye anılan bu bölgeye asırlar önce bir kabile gelmiştir. Reisleri zeki ve iyi bir idareci idi. Reisin çok güzel fakat talihsiz bir kızı varmış. Bu talihsiz kızın tek tesellisi tabiat idi. Ayazmanın serin sularında yıkanır ve kendi kendine şarkılar söylermiş. İşte bu kızın adı Belha imiş. Yine bir gün, banyodan çıkmış ve elbisesini giymişti ki yanında bir erkeğin belirdiğini gördü. Erkek: “Ziyaret Dağı’nın ardından geliyorum, oranın reisiyim. Günlerdir seni yıkanırken seyrediyorum, sana gönül verdim.” der. Belha önce kaçmak istese de zamanla birbirlerini severler. Güzel Belha’nın hayranları ise günden güne çoğaldığı için zeki baba kurnazca bir karar verir. Kızını alamayanların ilerde kendisine düşman olmamaları için; yok olmaları gerekmektedir. Sarayın önünde yapılacak cirit oyununda rakipler çarpışacak ve sağ kalabilen Belha’yı alacaktır. Mücadele sonunda, Ziyaret Dağı’nın reisi ile Aliyli Beyi karşı karşıya kalmıştır. Kız Ziyaret Dağı’nın reisine âşıktır. Ya karşısına Aliyli Beyi çıkarsa ne yapacaktır? Son anda Aliyli Beyinin okunun sevgilisine saplandığını gören kız, büyük bir çığlık atarak kendini taraçadan okun üzerine atar. Ve oda aynı okun kurbanı olur. Bu duruma çok üzülen Belha’nın babası; “Onları sarayımın önündeki bahçeye beraber gömün” der. İki sevgiliyi ölüm bile ayıramamıştır.
Amaz Köyünün Göçü Efsanesi
Amaz, Ürgüp’ün iki köyü olan Yeşilöz ve Taşkınpaşa köyleri sınırında bulunan bir mevkiinin adıdır. Burada kayadan oyma harabeler bulunmaktadır. Burada önceden yaşamış insanlarla ilgili efsane şu şekilde anlatılmaktadır. Geçmiş dönemde o mevkide, Amaz köylüleri yaşarmış. Bunlar oldukça fakir bir hayat sürerlermiş. O zamanlar komşu köy olan Damsa (Taşkınpaşa) Köyü zengin köyü imiş. Birde beyleri varmış. Bu bey Damsa’ya sürekli büyük binalar yaptırırmış. Yalnız bunların inşaatında, Amaz köylülerini zorla çalıştırır haklarını vermezmiş. Bu köylüler Damsadaki inşaatlarda çalışmaktan kendi işlerine bakamaz olmuşlar ve daha da fakirleşmişler. Kendilerine yapılan bu denli haksızlığa daha fazla tahammül edemeyen Amaz köylüleri oradan göç etmeye karar vermişler. Akşamdan göç hazırlıklarına başlarlar. Sabah yola çıkarken de canlı bir tavuğun tüylerini yolarak bir kalburun altına koyarlar. Damsalılara “Sizde Bizi Bu Tavuk Gibi Yoldunuz” demek isterler. Sabah Amaz köylülerini işe götürmek için gelen Damsa Beyi, kalburun altındaki yolunmuş tavuğu görünce yaptığı işin yanlış olduğunu anlar ama iş işten geçmiştir. Oradan göç eden insanlar Şam’a kadar giderler orada Amaz isminde bir mahalle kurarlar.