AK Parti Bayburt Milletvekili Doç.Dr. Şahap Kavcıoğlu basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda önemli açıklamalar yaptı. Kavcıoğlu açıklamasında özellikle STK’ların Bayburt’un gelişiminde önemli katkı sağlayacağını ve STK’ların Bayburt’un sorunlarını dile getirmesi gerektiğini ifade etti.
Yaklaşık bir aydır bulunduğu Bayburt’ta köyler başta olmak üzere bazı STK’larıda ziyaret eden Kavcıoğlu, ilden ayrılmadan önce AK Parti İl Başkanı Hakan Kobal ile Bayburt Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Ziyarette, Bayburt’ta yanlış yapılan her konuda basının ve STK’ların korkmadan karşısında durması ve eleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Bayburt’ta değişimin başladığını ve buna hiç kimsenin engel olamayacağını söyleyen AK Parti Bayburt Milletvekili Doç.Dr. Şahap Kavcıoğlu, göçün önlenmesi için önemli çalışmaların yapıldığını, organize sanayisinin sorunlarının çözüme kavuşturulduğunu, yaklaşık 10 bin civarına ulaşan üniversite öğrencilerinin şehir için büyük önem arz ettiğini, tarih ve kültürel değerlerin ön plana çıkarılması için ne gerekiyorsa yapacağını, Çoruh’un ve kalenin kenarlarındaki yapılaşmanın yanlış olduğunu konuşamayan ve eleştiremeyen STK’ların STK olamayacağı, esnafın kendisini geliştirerek müşteri kazanma yoluna gitmesinin önemli olduğu ve şehrin gelişmesi için yeni projeler üretilmesi gerektiğini belirtti.
Soruları içtenlikle yanıtlayan Kavcıoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Memlekette 1 aylık yoğun tempo
“Bayburt ve köylerdeki sorunları hem incelemek hem çözmek konusunda aşağı yukarı bir aydır yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Yine Bayburt’un içerisinde işte alt yapı çalışmaları bitti. Üstyapı alışmaları başladı. Bu dönemde seçimden sonra Bayburt’ta önemli değişikliklere imza atıyoruz. Bunları sayın bakanımız geldiğinde açıkladı. Biliyorsunuz Bayburt için en önemli yerlerden birisi üniversite. Üniversite bölümlerinin özellikle fakültelerinin sayılarının artmasıyla öğrenci sayımız bu sene 10 bine yaklaştı. Bundan dolayı da özellikle üniversite kampüsünün eski DSİ dediğimiz Demirözü yolu üzerindeki arazi alınarak kampüs o noktada oluşturuluyor. Buranın daha geniş olması hasebiyle de askeriyenin oradan çıkış çalışmaları tamamlandı. Arpalı yolu üzerinde askeriyeye yer tahsisi yapıldı. Ve askeriyenin bugünkü arazisi üniversiteye tahsis edilmesi çalışmaları son aşamada. İnşallah kampüsüyle, yurtlarıyla 2019’a kadar 15 bin öğrencinin okuyacağı bir üniversiteye kavuşturacağız. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Sayın bakanımızda bu konu üzerinde duruyor. Hem üniversite hem meslek yüksekokullarımız gelişiyor. İki ilçemizde inşallah 100’er öğrenci bu yıl öğrenim görecek. “
Yatırımlar
“Yine 200 yataklı hastanemizin temelini inşallah en kısa zamanda atacağız. Tarım yerleşkesi biliyorsunuz projesi tamamlandı. Açık ceza eviyle ilgili çalışmalarımız bitti yatırım aşamasında. Eğitim kampüsünün önemli bir kısmı bitti. Organize sanayiyle ilgili inşallah bir yıl içerisinde oradaki çalışma tamamlanarak hazır hale gelecek. Yani bir yıl içerisinde sorunsuz bir Bayburt’ta organize sanayiye kavuşmuş olacağız. Biliyorsunuz aşağı yukarı 15 yılı geçti organize sanayinin yapımı ama ne suyu ne doğalgazı ne alt yapısı vardı. Dolayısıyla yatırım yapanlar bu sıkıntıları yaşıyorlardı. Yatırım yapmak isteyenlerde gelip incelediklerinde zaten buraya bir ön yargıyla geliyorlardı dolayısıyla bu anlamda da yatırımdan vaz geçiyorlardı. 1 yıl içerisinde inşallah bu sorunların tamamı çözülecek. Çok güzel bir interlantı olan alt yapısı olan organize sanayi bölgesine kavuşmuş olacağız. Açıklanan yatırım paketi içerisinde yer almamızda Bayburt’a önemli bir hareketlilik kazandıracak. “
Göç sorunu
“1 aydır köylerde ve merkezde yaptığımız ziyaretlerin ana konusunu ‘göç’ sorunu oluşturuyor. Tabi biz burada konuyu tespit etmek ve çözmek konusunda hem fikir olmamız lazım. Tabi ki göçü durdurmak diye bir şey yok. Dünyada da yok. Dünyanın her yerinde örneğin Londra nüfusu 20 milyonken 1 saatlik bir mesafedeki başka bir şehrin nüfusu 150 bin. Ama biz bunu biraz abarttık. Göçü önleme, göçü durdurma konusunda şimdiye dek hiçbir çalışma yapılmadı. 70 yıllara baktığınızda Bayburt’un nüfusu belli. 80-85 yıllarında insanlar Bayburt’u terk ederken hiçbir tedbir alınmaması bugünkü geldiğimiz noktada bizi çaresizliğe itiyor. Bayburt il olduğunda 107 bin nüfusu olan bir şehirdi. Yani il olup ta nüfusu 75 80 binlere kadar düşen tek iliz. Yani bunların bugüne kadar tedbirinin alınmamış olması bizim en büyük dezavantajımız. Ama son üç beş senedir bunun farkındayız ve bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Bunun en büyük basamağı Bayburt’ta geriye dönük göç başlamıştır. Bu illa insanların dönüp fabrikalarda çalışması anlamında değil. Kendi ailelerimizden biliyoruz 70’li yıllarda köyler doluydu. En azınlık köyde 60-70 hane vardı. 85’li yıllara gelince köyler boşalmıştı. Bu aradaki yıllarda Bayburt’a kimse geri gelmezdi ama 90’lı yılların ardından insanlar köylerinde ev yapmak suretiyle tekrar geri gelmeye başladı. Yani senenin 5-6 ayını bu insanlar köylerinde geçiriyorlar. Bu insanlar Bayburt’ta kalıcı olabilirler. İlk çalışmamız bu. Bayburt’ta yaşayan insanlar artık Bayburt’a geri dönmeli ikametgâh olarak. İkinci olarak Bayburt bir üniversite şehri haline geliyor. Dolayısıyla burada öğrencilerimizi burada tutmamız gerekiyor. Üniversitenin şehre bir okurken katkısı var, birde okul bittikten sonra bu şehirde kalma şansı çok yüksek. Yani gerekli istihdam alanlarını oluşturduğumuz zaman öğrenciler bu memleketi benimseyip burada kalacaktır. Böyle bir potansiyelimiz var. Dolayısıyla bunu iyi planlayıp iyi değerlendirmemiz lazım. “
Yatırımcılarla görüşülüyor
“Ben son üç günde 5 tane yatırımcıyla görüştüm. Dolayısıyla bunların hepsi birden gerçekleşmeyebilir ama böyle bir talebin olması böyle görüşmelerin başlaması Bayburt’ta bu işin olabileceğini gösteriyor. Artı Bayburt’u iyi anlamamız lazım. Siyasetin ve Bayburt’taki yerel yönetimlerin artık bu işi sahiplenmesi lazım. Bayburt’ta şu olmaz bu olmaz demek artık bunların hepsi geride kaldı. Bayburt 4 şehir etrafına sıkışmış bir şehir değil çevresine açılmış bir şehiriz biz. 2 milyon nüfusa çok kısa sürede hitap edebilecek bir şehiriz. Yani üretim üssü olduğumuzda Pazar sorunu olmayan bir şehir. Hava şartları da Bayburt için artık bahane değil. Bayburt Moskova’dan daha soğuk bir yer değil. Ama desem gidelim aralık ayında Moskova’yı gezmeye hepiniz gelirsiniz. Çünkü orayı o şartlarda yaşanabilir bir yer yapmışlar. Bayburt’u da yaşanabilir bir yer haline getirdiğimiz zaman Bayburt’ta bu potansiyel Bayburt’ta yaşamaya devam edecek dolayısıyla biz Bayburt’u kısa vadede 100 bin nüfuslu uzun vadede de 150 bin nüfuslu yaşanabilen bir şehir haline getirebiliriz. “
Kültürel yaşam
“Bayburt kültür yaşamı çok yoğun olan bir şehirdi. Biz köyden geldiğimiz şehire ayak uyduramazdık. Bir şehirdi burası. O zamanki kültürel yoğunlaşma Bayburt’ta bir dönem kaybolunca biz onu yerine koyamadık. Şimdi bunları gerçekleştirmemiz lazım. Bu şehirde şu an bir tiyatro salonu var mı? Neden bunu konuşunca rahatsız oluyoruz senin çocuklarının Bayburt’ta bir tiyatro izlemeye hakkı yok mu? En yeni filmi seyretmeye hakkı yok mu? Bayburt’un nüfusu 15 binken burada 3 sinema faaliyet gösterip kar ediyor. Ama nüfusu 38 bine çıkmış Bayburt’ta sinema kar etmiyor. Bizim bunları çözmemiz lazım.”
“Bu şehirde yapılan yanlış şeyleri eleştirmemiz lazım”
Bu şehirde yapılan yanlış şeyleri eleştirmemiz lazım. Halk buna engel olmalı, halkın önünde kimse duramaz. Bu tepkileri vermeyi başaramadık. Sen de başka bir usulsüz bir iş için sıra bekliyorsan oraya karşı çıkamıyorsun. Çünkü sen de köprünün öbür tarafına belediyeden 1 kat daha fazla alayım beklentisi içindeysen karşı çıkamıyorsun. Önce şehre sahip çıkmamız lazım. Ulu Camii önünü tarihi dokusuyla kavuşturmamız lazım. Kalenin eteklerini o tarihi dokusuna uygun bir şekilde yapmamız lazım. Polis evini yıkacağız. Askeri Garnizonu kültür sarayı yaparsak, yanında sinema sarayı olursa, Kız Meslek belediye binası olduğunda belediye o eski yaşanabilir şehir haline tekrardan kavuşabilir. Bunu elbirliğiyle yapacağız. Benim bahçeme dokunma benden uzak dur mantığıyla bu iş çözülmez. El ele vererek başaracağız.
STK’lar yanlışları eleştirebilmeli
“STK’lara bu yapılan yanlışları eleştirebilmeli. Kimse alınmasın, STK konuşamıyorsa, STK değildir. STK Bir tane atayayım diye belediye, valiliğe mecbur kalıyorsa bu işi yapmasın. Sivil toplum kurulu şehrin ve ülkenin çıkarları adına görevini yapmalı. Bu şehir bu hale gelmişse herkesin hatası var. Şimdi değişim zamanı. Bakınız yazın 150 bin oluyor nüfusumuz. Bu potansiyelimizi değerlendirmemiz lazım. Onun için bu değişimin önünde kimse duramaz. 100 ile 150 bin arası bir nüfus 4 ay Bayburt’ta kalıyor. Bizim yapmamız gereken şehri daha yaşanabilir hale getirmek. Antalya’da turizmciler 5 aylık bir sezon için dünyalara kadar yatırım yapıyor. Sen hiç bir şey yapmadan bu potansiyel geliyor. Kendi insanın, kendiliğinden geliyor. Sadece şehrimizi güzelleştireceğiz.”
“Kendi kültürümüzü mahvettik. Bunu elbirliği ile düzelteceğiz”
“Biz Kırkpaharların önünden geçerken soğukluğu yüzümüze vururdu. Sesini Ulu Cami’nin oraya yaklaştığımızı anlardık. Şimdi suyu dahi içilemiyor. O serinlik, o su sesi, o ambians gitmiş. Dünyanın çok az yerinde kırkpaharlar gibi bir yapı vardır. Bizi kendi kendimize yok ediyoruz. Kırkçeşmeler demek bile istemiyorum. İsmi bile bir anlam ifade ediyor. Yeni nesle ismini bile aktaramadık. Kendi kültürümüzü mahvettik. Bunu elbirliği ile düzelteceğiz. Bunları yapacağız. Bu değişimi sağlayacağız. Yapamazsak da çekip gideceğiz. Bu kadar net. Bu değişimi sağlamayan insanların Bayburt’ta göreve devam etmesi mümkün değil. Bayburt şehir olacak, kent olacak. Sayın Bakanımızın gayretleri ortada daha çok destek olmamız lazım. Bu onuru, gururu yaşarken , aynı onuru hem Bayburt’a hem sayın Bakanımıza yaşatmamız lazım. Bunu artık projelere dökmemiz lazım.”