Haber bültenlerinin vazgeçilmezidir itfaiyenin ve 112 nin her olaya geç kaldığının konuşulması.
Oysa; durum hiç de sanıldığı gibi değildir.
Çünkü hiç bir zaman itfaiye ve ambulans geç kalmaz..
Geç kalan, arabasını yanlış yere park edip geçişleri engelleyenler dir.
Beklenense itfaiye değil, o araçların şöförleridir.
Olayın sıcaklığıyla müdahale etmeye çalışırken itfaiyeyi aramayı unutanlardır.
Trafikte geçiş üstünlüğü olmasına rağmen çalan sireni ve onun manasını anlamayanlardır.
112 de asla geç kalmaz, canı sıkılan lüzumsuz insanlar gereksiz sorularıyla santraldeki görevlileri meşgul etmeseler.
Hiç düşündünüz mü ?
Acı acı siren çalan itfaiye veya 112 ambulansının gittiği adres ya sizin evse ?
Nereye kadar bu neme lazımcılık?
İşte o zaman saniyeler saat gelir ve geç kalındığı vehmi oluşur insanda.
EĞİTİM ŞART KARDEŞİM…
Geçiş üstünlüğü olan araçların arkalarına takılıp yasak delmek marifet değildir, insana bir şey de kazandırmaz,
Ama itfaiye ve ambulansı geç bıraktırmak çok şey kaybettirir yaşam için dakikalara ihtiyaç duyanlara.
Varsın biraz fazla zaman alsın gideceğimiz yere ulaşmak, sonunda hayati bir risk olmadıktan sonra.
Ya hayati risk altında olanların vebali ne olacak ? Klişe bir sözdür ya hani dilimize pelesenk olmuştur “Geç olsun güç olmasın” Bu tamda trafikteki sıradan araçlar için söylenmiştir çünkü; geç bırakılırsa geçiş üstünlüğü olan araçlar her şey çok güç olacaktır
Şimdi şöyle bi soru soralım kendimize ?
Organik ürünlerin tükenmeye yüz tutup egzost dumanlarıyla kurşun soluduğumuz, elektronik aletlerin taban yaptığı günümüzde, hastalanma ve yangına maruz kalma olasılığımızı göz önüne aldığımızda öncelik sıralamasına koyduğumuzda hangisine daha fazla ihtiyaç duyuyoruz ?
Her ne kadar sosyal medyada 112 nin değişik versiyonlu reklamları olsa da bunu genel olarak düşünmeli ve itfaiyeyi de dahil etmeliyiz.
Çok büyük bir beklenti içerisinde de değiller aslında sağlıkçılar ve itfaiyeciler, onlar bu kutsal meslekleri yapmaktan gayet mutlu, yeter ki görev yapmalarına engel olunmasın.
Mesnetsiz tepkiler verilmesin “empati” dediğimiz kişiyi kendi yerine koyma durumu var ya hani ?
Her daim onlar kendilerini canı yanan vatandaşın yerine koyarlar, ne olur ki birde biz onları anlayabilsek.
Her babayiğidin harcı değildir alev kapanına girmek, yahut çığlıklar arasında sükunetini koruyup çevresel etmenleri göz ardı edip darda kalanlara yardım edebilmek.
Sözlerimin başında da dediğim gibi dostlar, unutmayalım.
İTFAİYE VE 112 ASLA GEÇ KALMAZ…
Geç bıraktırılır.
