Aşağıdaki şiir Hicrânî’nin “Devriye” türünde bir şiiridir.
Mahlûkatı, mevcudâtı kurmadan
Ol zaman kudretin nûrunda idim
Ulviyyet bâbında ayırdı Hûda
Ol kandil burcunun yerinde idim
Tecelli eyledi nûr ile envâr
Ol kandil üstüne geldi amber
Onda rûh ayrıldı hep birer birer
Doksan bin çarkının perinde idim
Varlardan var idi Hâlik-ü Hûda
Cümle eşya anda geldi vücûda
Enbiya, evliya içinde bâde
Üç harf , beş noktanın birinde idim
“Men rebbüke” hitap buyurdu Mevlâ
Bu hitap âleme oldu havale
Nûr hattile yazdı anda bir imlâ
Harf-i Bismillâh’ın Be’yinde idim
Hazret-i Nuh ile coşanda tûfân
Semek-i Yunus’ta oldum ben mihmân
Ol râm bahçesinde Halîlurrahman
Girende Nemrud’un nârında idim
Hazret-i İsa’dan aldım bir selâm
Davûd, Cercis ile kaldım vesselâm
Musa Mevlâsile eylerken kelâm
Ol zaman ben Tûr’un dağında idim
Bir Nûn-i ” Nefahtü” ben istikbâli
Tecelli mahzarı buldum ikbali
Hayber kalesine inende Ali
Zülfikâr, Düldül’ün sağında idim
Ol zaman verildi seyrile eser
Gezdim kabtan kaba bir zaman er er
Ol beyt-i Kâbe’yi Halîl Peygamber
Yaparken Cevheri bağında idim
Azm-i dünyâ ile nutfe yazıldım
Rûhtan geçtim cismanîye dizildim
Üç ırmaktan beş pınardan süzüldüm
Ananın babanın sülbünde idim
Üç ay cûş eyledim ol kızıl kana
Beş ayda dönmüşem cismile câna
Dokuz ayda azmeyledim cihâna
Hicrân deryâsında derinde idim
Bayburtlu Hicrani