Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği (BAYDER)’nin geleneksel Kültür Sohbetleri’nde bu hafta fotoğrafçılığın gizemli dünyası ve tarihi mercek altına alındı. Resim öğretmeni ve fotoğraf sanatçısı Zeynel Abidin Öztürk’ün verdiği sunumda, fotoğrafçılığın ilk fikirlerinin neredeyse bin yıl öncesine dayandığına dikkat çekildi.
Öztürk, İbnü’l Heysem’in 11. yüzyılda yazdığı kitapta görüntülerin sabitlenebileceği fikrini ortaya attığını belirterek, fotoğrafçılığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Kamera obscura gibi tarihi araçlardan günümüz dijital kameralara uzanan bir yolculuğa çıkaran Öztürk, fotoğraf çekiminde kompozisyon, ışık ve kadraj gibi temel unsurlara da değindi.
Sunumunda, fotoğrafçılığın sadece teknik bir beceri değil, aynı zamanda sanatsal bir ifade olduğunu belirten Öztürk, “Fotoğrafçılıkta kurallar önemlidir ancak en önemli kural, kuralların yıkılabileceğidir.” diyerek katılımcılara ilham verdi.
Öztürk, fotoğraf çekiminin mümkün olabileceğine ilk olarak İbnü’l Heysem’in 1051 yılında yazdığı kitabında yer verildiğine değinerek, görüntünün dondurulması fikri ile fotoğrafçılık serüveninin başladığını söyledi.
1500’lü yıllarda kamera Obscura’nın ortaya çıktığını, yaklaşık 300 yıl sonrasında ise gümüş nitrat yöntemiyle ilk fotoğrafın çekildiğini söyledi.
Günümüz fotoğrafçılığında dikkat edilmesi gereken fotoğrafçılık ilkelerine, fotoğraftaki kompozisyon kurallarına da değinen Öztürk, resimde ve fotoğrafta üçler kuralında birinin diğerlerine baskın olması gerektiğini vurguladı.
Fotoğraf örnekleri üzerinden çekim ve pozlama tekniklerinden de bahseden Öztürk, “Fotoğrafçılıkta kompozisyon kuralları önemlidir ama en önemli kural bütün kuralların yıkılabilir olduğudur. Dolayısıyla kuralların tamamını bilip hazmettikten sonra kendi kurallarınızı oluşturabilirsiniz.” sözleriyle sunumunu tamamladı.
BAYDER Başkanı Fatih Dündar, resim öğretmeni Zeynel Abidin Öztürk’e sunumları için teşekkür ederek günün anısına teşekkür belgesi takdim etti.
Her hafta Cuma günleri gerçekleştirilen Kültür Sohbetleri, Vildan Okutmuş ve şair Baki Tosun’un şiir sunumları, İmdat Sancar, Necip Yıldızoğlu ve Uğur Dündar’ın sahne sunumları ve koro türküleriyle devam etti.
