İrşâdî Baba’nın üç oğlu vardır. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’ında her üçü de silah altına alınmıştır. Çiftçilikle uğraşan İrşâdî Baba yalnız kalmıştır. Bu nedenle mahsûl zamanı Erzincân’a giderek çok sevdiği küçük oğlu için (Ahmet Baba), zamanın ordu komutanından izin isteğinde bulunur. Ahmet Baba Ordu komutanının huzûruna çağrılır. İrşâdî Hazretleri ile yapılan sohbet ânında şöyle bir konuşma geçer:
Ordu komutanı:
-Kaç oğlun var?
İrşâdî Baba da Ahmet Baba’ya:
Ahmet siz kaç kardeşsiniz?
Bunun üzerine ordu komutanı İrşâdî Baba’ya:
– Sen nâsıl bir babasın ki kaç oğlun olduğunu bilmezsin?…
Ahmet Baba komutana cevap verir:
-Bu başka babadır.
Ordu komutanı:
-Neden Yusuf’u, Ya’kub’u istemiyorsun da Ahmet’i istiyorsun.
İrşadî Baba:
– Ahmet başka der.
Ordu komutanı:
-Öyle ise sizden redifleri “başka” bir manzûme istiyorum, der. Gördüğü yakın ilgiden çok memnûn olan İrşâdî Baba, komutanın isteğini yerine getirmek için şu şiiri söyler.
Hûda’nın çok Nebîsi var
Resûl-i Ekrem’i başka
Şerîat bâbı içinde
İmâm-ı A’zâm’ı başka
Diyânet de bu yol çârdır
İmâm-ı Mâlik’i dardır
Cihânda çok sular vardır
Mekke’nin Zemzem’i başka
Lezzetinde meğer bal var
Arada kıl ile kal var
Her çiçekte bir ahvâl var
Lâlenin şebnemi başka
Andelibi eder mahnûn
Kılıp nâl(e) olur mecnûn
Her eflâtun verir mâcûn
Lokman’ın merhemi başka
Her bir kâtip yazar amma
Her bir âşık düzer amma
Her sefîne yüzer amma
Nuh yaptığı gemi başka
Ey İrşâdî yok irfânın
Cefâsı çok nerîmânın
Sadârette Süleyman’ın
Gedâya erhemi başka
Bunun üzerine ordu komutanı: “Askere bir ay izin veriyoruz amma senin oğluna iki ay izin verdim.” der.
Bayburtlu İrşadi