Öncelikle tüm kardeşlerimi selamlıyorum. Allah’ın selamı üzerinizde olsun.
Eğer bir insanda Allah korkusu varsa Allaha giden yolu bilmeli. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki hiç kimseye bir şey anlatamıyoruz. Yıllar önce yaşlı bir amca sokakta yürürken oyun oynayan çocuklarla karşılaşır. O çocuklardan bir tanesine şöyle bir soru sorar: “Çocuğum Allah kaç tane?” Çocuk amcanın yüzüne bakarak “anlamadım seni amcacığım” der. Amca:” vah vah yavrum sen, Türk müsün? Diye sorar. Çocuk,” evet ben Türküm niye sordunuz ki?” “Sana Allah kaç tane sordum cevap vermedin” der. “Senin annen ve baban sana hiç Allah’ı anlatmadılar mı? “Yok, amcacığım sen bana anlatır mısın nasıl biri” “Tabi ki oğlum anlatırım” der. “Senin adın ne? Ali der çocuk.
Çocukların oynadığı mahallede ki, caminin havlusuna gelirler orda beyaz sakallı nur yüzlü bu amca tüm mahallenin çocuklarını toplar başına ve Allaha giden yolu bunlara anlatmaya başlar. “Allah Dünyayı ve insanları yaratan kişidir. Bizler onun kuluyuz. O ol dediği zaman olur.” Yaradan ve var olan Allah’ın adıyla diyerek başlar anlatmaya çocuklar bir merakla dinlemek isterler. Allah (cc) bizlere Müslümanlığı öğretti. Nasıl namaz kılınır. Nasıl oruç tutulur. Nasıl zekât verilir. Nasıl hacca gidilir. Allah birdir” başta bunu bilmeliyiz.
“Şimdi size önemli dini bilgileri öğretmeye çalışacağım beni iyi dinleyin çocuklar. Size biri sorarsa Müslüman mısınız? Sizde evet “Elhamdülillah Müslümanız” diyeceksiniz. Çünkü biz müslümanlara bu soruyu kabirde ve dünyada soracaklar. Ayrıca Hac ne demektir? Bunu kısaca anlatayım: Hac Müslümanların gidip de ziyaret ettikleri yer. Kabey’i münevvere orası dünyanın tam ortası oraya, gidip hac görevlerini yapıyorlar.
Şimdi kabirde ve dünyada sorulacak sorular? 1:Rabbin kim(Rabbim Allah). 2:Peygamberin kimdir.(HZ.Muhammet Mustafa). 3:Dinin Nedir.(Dinim İslam) 4:Kıblen Neresidir.(Kabe”i Şerif) 5:Kitabın Hangi Kitaptır.(Kuran”ı Kerim). 6:İtikatta Mezhebin Nedir.(Ehli Sünnet ve Cemaattir.). 7:Ehli Sünnet ve Cemaat Ne demektir? (Peygamber Efendimiz ve Sahabesinin gittiği yoldur.) 8:İtikat,da İmamın kimdir? (İtikat,da Mezhepin İmamın.Muhammet Ebu Mansur El maturidir.) 9:Amelde Mezhepin Nedir?(Hanefi Mezhepidir.) 10:Amelde Mezhep İmamın Kimdir?(İmamı Azam Ebu Hanifedir.) 11:Kimin Zürriyetindensin (HZ.Adem a.s.zürriyetindeniz). 12:Kimin Milletindensin.(İbrahim a.s’ın Milletindeniz). 13:Kimin Ümmetindensin(HZ. Muhammet s.a.v ümmetindenim).
“Evet çocuklar benim sizlere anlattığım bu önemli notları beyninizin bir tarafına kayıt edin der.” Çocuklardan Ali: “Amcacım bu bize anlattıklarını en çok hangi kitaplarda bulabiliriz?” Bu yaşlı adam “öncelikle Kuran’ı Kerimden ve dini Kitaplardan… Sonrada Ailelerinizden” der. Bunları dinleyen çocuklar “ama bizim ailelerimiz bilmiyor ki, bilselerdi bizlere anlatırdılar demek ki, bilmiyorlar.” Yaşlı amca “peki sizler ailelerinize öğretseniz nasıl olur. Bu gün ben size burada ne anlatıysam sizlerde anne ve Babalarınıza anlatı verin” der. “Ama tabi ki önce ailelerinize bir sorun acaba niye ve neden sizlere Allah’a giden yolu anlatmamışlar. Bir onu öğrenin ve ilk sorunuz evimizde Kuran’ı Kerim var mı, sorun ve namazlık.” Çocuklar “namazlık nedir?” Diye sorarlar. Bizler neredeyiz şuan diye sorar. Hepsi bir ağızdan “Camideyiz” derler. İşte önemli sorularınızdan biri camilerde ne yaparız. Çocuklardan bir tanesi “amcalar girip oturuyorlar” der. “Peki, sen hiç Caminin içine girdin mi?” ? “Yok girmedim.” Hadi bakalım şimdi Caminin içine gireceğiz. Ama bir sıkıntımız var. Nedir o bizlerin abdest alması lazım, “nasıl yani” sorar çocuklar. Önce çeşmenin başına gidelim ben ne yaparsam sizde onu yapın. Çocuklar meraklı gözlerle yaşlı amcayı izlerler. Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlar abdeste. Üç defe ellerini yıkar. Üç defa ağzına su verir. Üç defa buruna su verir. Üç defa yüzünü yıkar. Üç defa önce sağ kolunu sonra sol kolunu yıkar. Başına mesh eder. Kulakların içine ve arkasına mesh eder. Sonunda önce sağ ayak sonra sol ayak yıkanır. İşte çocuklar abdest bu şimdi caminin içine girelim yüzümüzü kıbleye dönelim. “Kıble nedir?” diye sorar çocuk. Kıble Kâbe’mizdir.
“Anlatayım camide imam kıldırır namazımızı çoğunlukla, fakat ben size öğretmek amacıyla bu gün ben kıldıracağım” der. Çocuklar meraklı gözlerle yaşlı amcaya bakıyorlar. “Amca ama siz namaz sürelerini de bilmiyorsunuz?” der. Tabi ben unuttum önce sizlerin Kuran’ı Kerimde ki, süreleri bilmeniz lazım camın önünden Kuran’ı alır. Çocuklara bakın bu size bahsettiğim Kuran’ı Kerim der.
Euzubillahhimineşşeydanirracim Bismillahirrahmanirrahim diyerek kuranı okumaya başlar. Çocuklar O kadar duygulanır ki, kimisi ağlıyor kimisi meraklı gözlerle bakıyorlar yaşlı amcanın yüzüne. Bir tanesi hemencecik sürelerin birini ezberliyor. “Peki, amca Namazda bunlar mı, hep okunuyor.”” Evet, çocuğum bu okuduklarım Namazda okunur. Sizlerde öğrenince okuyup kılacaksınız.” Amca Kıbleye dönerek başlar namaza, çocuklarda onu takip ederler.
Camiden çıkınca sorarlar “amcaya hangi vakit gelinir camiye? İşte güzel bir soru beş vakit” der.
Şimdi beş vakit ne onu öğretiyim, Sabah Namazı. Öğle Namazı. İkindi Namazı. Akşam Namazı. Yatsı Namazı. Bunların belirli bir saatleri var. O saatlerde camiye geliriz ha bu arada evlerimizde de kılınır” der. “Evlerimizde de kıblemiz bellidir unutmayalım. Ezan’ı Muhammediyenin ne olduğunu biliyor musunuz?” Çocukların hepsi bir ağızdan “hayır bilmiyoruz.” Beş altı tane çocuk yaşlı amcayı usanmadan bıkmadan dinliyorlar.
“Şimdi iyi dinleyin birazdan İkindi Ezan’ı okunacak. Okunduktan sonra erkekler camiye gidecekler. Bizlerde gideriz.” O gün çok güzel şeyler öğrenirler.
“Birde çocuklar sizler Ramazan Bayramını ve Kurban Bayramını, biliyor musunuz? “Evet, onları biliriz. Fakat açıklamasını yapar mısınız” “Tabi ki yaparım önce Ramazan Bayramı gelir. Oruç hiç tuttunuz mu?” “O ne ki?” soralar. “Oruç Müslümanların yılda bir ay tutukları oruçtur. Bu Allah’ın emri, sadece Allah’ımız emrettiği için tutarız. İmsak vaktinde sahura kalkarız.” “Sahur ne demek? ”Sahur gece yediğimiz yemektir. Yemeğimizi yer Namazlarımızı kılar yatarız. Bir daha akşam Namazı okunana kadar hiç bir şey yemiyoruz ve içmiyoruz. Ezan’ı Muhammediye okunduktan sonra iftarımızı yaparız.” “ İftar ne demek?”” İftar eskiden top patlatırmışlar. Ezan’ı Muhammediye okunduğu sıra, o zaman herkes oruçlarını açar. Yemeklerini yerler şimdilerde artık top atmıyorlar. Ramazanın sonunda fitre veriyorlar.” O ne ki?” Diye sorar çocuklar. “O da fakire fukaraya verilen para. Ailede kaç kişi yaşıyorsa onların adına para verilir. Bayram Namazı Ramazanın otuzuncu günü kılınır. Sabah Namazından sonra saat altı gibi kılarlar. Sonrada evlerimize gideriz sabah kahvaltısı yaparız. Bayramlıklarımızı giyeriz önce büyüklerimizi görmeye gideriz. Tam Üç gün Bayram olur.
“Çocuklar peki amcacım kurban Bayramını da anlatır mısın bizlere.” “Evet anlatırım. Kurban Bayramı tam dört gün sürüyor. Onda da sabah altıda Bayram Namazı kılınır. Tıpkı Ramazan Bayramı gibi fakat kurban Bayramının bir özelliği var. Nedir? Kurbanlar kesilir fakirlere et dağıtılır özellikle kurban kesemeyenlere verilir. Dört gün boyunca kurban kesilir. Çocuklar anlattıklarımdan memnun musunuz” der. “Hepsi birden “evet ailelerimiz bizlere hiç bunları anlatmadılar.””O zaman şimdi sizlerde akşam ailelerinize anlatırsınız.” Çocuklardan biri “benim ailem bunların hiç birini bilmiyor ki” der. Amca o zaman “sen anlat onlara belki onlara da anne ve babaları anlatmamıştır olamaz mı” “Anladım tabi ki sizin bizlere anlattıklarınızı bizlerde ailelerimize anlatacağız.”
Ali o gün yaşlı amcanın anlattıklarından o kadar duygulandı ki, akşam babasına nasıl anlatacağının hesabını yapar. Akşam eve gelir ve ailesine “sizlere bir şeyler anlatacağım” der. Babası “seni dinliyoruz oğlum hadi anlat dinliyoruz.” Ali şöyle bir bakıyor nasıl anlatacağının hesabını yapıyor. Babası “hadi seni dinliyoruz dışarıda sana bir şey mi dediler.” “Yok, babacım ama çok önemli beni hep dinleyecek misiniz? Evet, niye dinlemeyelim ki,” “Tamam şimdi anlatıyorum. Babacım bizim evde Kuran’ı Kerim var mı? “Oğlum bu nerden çıktı” der. “Peki, Namazlık var mı?” babası şaşırır “iyide oğlum sen şimdi ne demek istiyorsun.” “Babacım sizler bana Allaha giden yolu niçin anlatmadınız ki?”
Babası ve annesi donup kalıyorlar ne diyeceklerini bilemiyorlar “iyide oğlum şey biz bizde tam bilmiyoruz ki” Ali babasına “babacım yarın ilk işimiz kitapçıya gideceğiz”” Niçin oğlum gidiyoruz? “”Ben Kuran’ı Kerim alacam” der. “Peki, oğlum gideriz namazlık da orda satılır mı? Babasının kafası iyice karışır “hayırdır oğlum sen bunları nerden duydun” “duymadım babacım öğrendim.”
Ertesi günü kitapçı ya giderler arkadaşlardan bir kaç tanesi de orada görür. Kitapçı bunlara “evet buyurun ne istemiştiniz?” Çoçuklar birbirlerine bakarak “şey biz Kuran’ı Kerim alacaktık.”Dükkânın sahibi tabi ki birer tane Elifba cüzü ve Kuran’ı Kerim verir. Ali “bu ne ki?” der. “Bu da cüz, önce bunu okuyacaksınız bundan öğreneceksiniz ve sonra Kuran’ı kerime geçeceksiniz.” Tam dükkândan çıkıyorlardı ki, yaşlı amcayla karşılaşırlar,” hayırdır çocuklar?” “bizler cüz aldık. Kuran’ı öğrenmek için amcacım sen bizlere doğru yolu öğrettin çok sağ olun” yaşlı amca gülümseyerek, “Ali bu bey kim?” “babam” “ya öylemi peki babanla konuştun mu, evet biraz”” tamam anladım.”
Ali “bizlere kim öğretecek cüzü” “tabi ki caminin hocası” çocuklar koşarak camiye giderken yaşlı amca bağırır “heyy çocuklar abdest almayı unutmayınız.”
Ali o gün o kadar sevinçliydi ki, babasıyla mağazaya giderek namazlık alırlar. Dükkân sahibi renga renk namazlıklar çıkartarak “hangisini istiyorsun diye sorar.” Ali babasına dönerek hangisini alıyım diye sorar babası ağlamakla meşguldu. “Ali babacım ne oldu?” “Gözüme bir şey kaçtı da sen birini beğen oğlum.” Sonra geri dönerek “iki tane daha alabilir miyim?” “Evet, gel al” annesine ve babasına da alır.
Elifi beyi öğrenmeye çalışan Ali birde namaz kılmayı da öğreniyor. Babası oğlunun bu haline şaşırıp kalıyor ve oğluna “oğlum beni affet ne olur. Ben sana babalık yapamadım özür diliyorum, beni affet” der. Ali babasına dönerek “senin hatan değil ki, dedemlerin hatası onlar sana öğretmemişler ki”
Baba oğul aralarında karar vermişler. Allah’a giden yolu öğrenecektiler. Ali babasına yaşlı amcanın onlara anlattıklarını tek tek anlatmaya başlamış. Her gün babasıyla camiye giderek doğru yolu bulduğuna inanıyordu. Ali’nin anneside oğluna özenerek hem namaz kılıyordu hem de Kuran’ı öğrenmeye çalışıyordu. Annesine öğle güzel şeyler anlatıyordu ki, annesi hem ağlıyor hem dinliyordu. Çok etkilenmişti her sabah oğlu ve eşiyle sabah namazına kalkıp hiç aksatmadan beş vakitlerini de kılıyorlardı. Ali büyüyünce imam olmak ve çocuklara Kuran’ı kerimi öğretmek müslüman kardeşlerine dini bilgileri öğretme istiyormuş. Arkadaşlarına bir gün “ben büyüdüğümde en büyük hayalim imam olmaktır” demiş. Ali’nin hayali çok güzel ama arkadaşlarının tepkisi onu çok üzmüş. “Neden niçin ve niye bana böyle tepki gösterdiniz. Arkadaşlar bence imamlık çok güzel bir duygu ailem bana bu konuda büyük destek veriyorlar” demiş.
Bir çocuk ne kadar büyük hayaller kurarsa o kadar gerçek olurmuş. İşte Ali’nin de kendine göre güzel hayalleri var. Hiç bir şey bilmeyen dini bilgilerden mahrum kalan o kadar çocuklarımız var ki, Allah’ım yar ve yardımcıları olsun. Ali de o çocuklardan biriydi işte. Allah’a giden yolu bir yaşlı amcanın sayesinde öğrenmiş oldu. Ali’nin ailesi oğluyla gurur duyuyordu. Çünkü kendi aileleri onlara doğru dürüst hiçbir şey öğretmemişti ki,kendilerinin bilmediklerini Ali onlardan önce öğrenmişti ilk başlarda biraz garip gelse de ailesine ama çocuklarının gelecekte güzel duygularla büyümesini sağlamak onların göreviydi.
Kimi insan doktor olur. Kimisi öğretmen. Kimisi Mühendis, eeee bizim Ali de cami hocası olmak istemiş. Ne var bunda yani. Allaha giden yolu bulmak kolay değil. Eğer ki, içine biraz olsun Allah korkusu işlemişse işte o zaman, o insanda çooook güzel duygular olur. Bunu sakın unutmayalım.
Tüm müslüman kardeşlerimizinde güzel duygular yaşaması dileğiyle.